Cepteki Teknoloji ile İmtihanımız

Her geçen gün biraz daha teknoloji ile içli dışlı oluyoruz. Ama bu içli dışlı oluşumuz hayatımızı kolaylaştırması, problemlerimizi çözmesi gerekirken, tam tersine problemlerimizi arttırmaktadır. Teknolojik gelişmelerle mesafelerin kalktığı, uzakların yakın olduğu bir dönemde, tam tersine yakınlarımızı uzak etmiştir.

Daha önceleri yakın bir dostunu, akrabasını yüzlerce kilometre öteden at sırtında gelip ziyaret edenleri düşündüğümüzde bugün yakın bir dost veya arkadaşımızı telefonu tuşlayarak vakit bulup arayabilmemiz bazen haftaları bulmaktadır. 

Günleri, saatleri sosyal medya denilen ortamda hoyratça heba ederken gerekli olan sılai rahimi ihmal ediyoruz. İnsani ilişkilerimiz bitme seviyesine geldi. Herkesin kendine sanal bir dünya oluşturduğu ve o dünyanın içinde kaybolduğu bir ortam. Adına da sosyal medya dedikleri ama hiçte sosyal olmayan yalanlar dünyası... 

Bırakın büyükleri, yaşlılar ve çocukların hemen herkesin emekleme yaşındaki bebeğin bile nerde ise teknoloji ile ilişkisi var. Evet, abartmıyorum küçücük bir bebek bile cep telefonu olmadan yemeğini yemiyor onu istiyor. Hemen her bireyin sosyal bir ortamı ve o sosyal ortama açılan kapı olan cep telefonu mevcut. Bu kapının nereye açıldığı, neleri araladığı hangi yola ve istikamete yönlendirdiğinin farkında olmalıyız. 

Cep telefonundan oyun için saatlerini tüketenlerden tutunda, babam yaşındaki amcaların ibadet ve itaatle geçirmesi gerekenlerin facebookta cirit attığı bir ortam, herkesin bir diğerini rahatça farklı maskeler altında eleştirdiği, kendi olamadığı kişiliği oluşturmaya çalıştığı bir alan. 

Teknolojiye o kadar bağımlıyız ki Cuma namazında imam hutbe okurken bile gün içinde bakılmamış olan mesajlara bakma ve cevaplama telaşesinin yaşandığı bir bağlılık. 

Hepimizin cep telefonuna düşen mesaja kaç dakika bakamadan durabildiğini kendisi test edebilir. Muhtemelen birkaç saniyeyi geçmeyecektir. Telefon hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu, parça tabiri biraz küçük kalsa da bazen bir şeyin bütünü parçayla anlatılır.  

Kendi evimizde hatta evimizin en mahrem köşesinde bile en başucumuza gelip oturan bir cihazdan bahsediyoruz.  Kişilerin sohbet ve muhabbet için bir araya geldikleri yerler ve ortamlarda bile her birinin akıllı cep telefonu ile uğraşıp sosyal medyada sosyalleşmeleri tedavi için geç kalınmamış olsa bile mutlak bir tedavi sürecine girildiğinin en büyük işareti olsa gerek.

Bunun için nasıl ki akşama kadar bir iş ile uğraşmıyor, her işimiz için bir vakit ayırmamız gerekiyorsa teknoloji içinde bu vakti ayırmalı ve kontrol altında tutmalıyız. En azından oturma odamızda çocuklarımız ile sohbet ederken cep telefonumuzdan uzaklaşmalı, uzaklaşabilmeliyiz. Evimizde telefon kullanım alanı olacak bir köşe belirlemeli ve işimiz bittikten sonra yeniden kendimizden uzaklaştırarak o alana bırakmalıyız. Yoksa yemek yerken, sohbet ederken, uyurken vb. bütün gündelik işlerde telefonu yanımızdan ayırmıyor, yanımızda bulunmuyorken bir eksiklik hissediyorsak bilelim ki bağımlılık oluşmuş demektir. 

Evde meydana gelen huzursuzlukların nedenlerinden biri de aile fertlerinin birbirlerine yeterince vakit ayırmamalarıdır. Biz teknoloji ile aramıza belli bir sınır koyar ve teknolojiye ayırdığımız vakti ailemize ayırır onlarla vakit geçirirsek, bilelim aile saadetimiz ve hayatımız yeniden inşa olacak gerçek sosyal alanın içine girmiş olacağız.

Biz vasat bir ümmet olduğumuz için her şeyin vasatını bulabilmeliyiz. Orada yaptıklarımızın amel defterimizde yer alacağından habersiz olmamalıyız. Rabbim bizi sınırlar içinde kalabilenlerden eylesin. Âmin.

Selam ve Dua ile

foto
Yazar: Yakup Kaya
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal