Kaybederken kazananlar 6-8 Ekim şehidleri

Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kuran'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin; bu büyük başarıdır.                   ( Bakara, 111)

Tarihler 6 Ekimi gösterdiği andan itibaren gözler bu günleri takip eden ve bu günlere damga vuran vahşet dolu olaylara çevriliyor.

Zalimlerin kinini kustuğu, vahşiliklerini sergilediği, karanlık günler…

Evet, zalimlerin yüzü karadır. Onların her eylemi çirkin ve habistir. Onlardan bir güzellik sudur etmez.

Öte taraftan mazlum ve mustazaf bir topluluk. “Rabbim Allah’tır” deyip imanının gereğini yerine getirmeye çalışan muvahhit bir gurup.

Sünnetullah gereği safını Allah’ tan yana seçen Allah’ın taraftarları ile safını şeytandan yana seçen şeytanın taraftarlarının karşı karşıya geldiği bir vaka. Habil ile Kabil’den bu yana süregelen bir mücadele bu. Sonuç galip olan Allah tüm zalimler kaybetmiştir.

Allaha karşı kafa tutupta onunla savaştığını iddia edenlerin galip geldiği nerede görülmüştür.

Firavun mağlup, galip olan Allah. Nemrut mağlup, galip olan Allah. Ebu Cehil mağlup galip olan Allah.

PKK ve yandaşları mağlup galip olan Allah.

Gördüğümüz gibi tarih Allah’ın ve taraftarlarının daima galip geldiğini ispatlıyor.

Eğer bunu göremiyorsak yanlış yerden bakıyoruz demektir. Zira bakışı yamuk olanın gördüğü de yamuktur.

Günümüz dünyasında neyin kayıp ve neyin kazanç olduğunu maalesef bilmiyoruz veya seçemiyoruz.

Çünkü modern ve maddeci bir anlayışın hakim olduğu bir dünyada kazanç değer eksenli değil fiyat eksenlidir.

Bu anlayışa göre bir şey acıysa bu mutlak kötüdür. Haz ve lezzet veriyor ise her zaman iyidir hazza ve lezzete götüren şey ise, mutlak doğrudur.

Hâlbuki biz ölürken kurtuldum diyen bir medeniyetin çocuklarıyız.

Kaybederken dahi kazanabilen bir anlayışın müntesipleriyiz.

Evet, 6-8 Ekim şehitleri Yasin Börü ve arkadaşlarının bedenlerinin kesilmesi, atılması ve yakılması zahiren bir burukluk ve endişe verse dahi Rabbimiz bizlere onların asla kaybetmediklerini bilakis birçok noktada kazançlı çıktıklarını bildiriyor.

İşte bunlardan bir kaçı:

-Yasin Börü ve arkadaşları davalarına hizmet ediyordular. Zalimler ise bununun önünü kesmek istiyordu.

İşte tamda bu nokta da onlar gibi şehit ve mazlum Malcolm X’in sesi yankılanıyor kulaklarımızda.

“Zulüm kısmak istediği sesi nâra yapar. Ve bazı ölüler, yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur.”                

-Emaneti sahibine sattılar.

-Cennet gibi bir mükâfat yurduna kavuşacaklar.

-Şu dağdağalı, hayat yükü ağır, meşakkatli ve elemi çok dünyadan mükâfat yurduna gittiler.

-Param parça olmuş azaları ve organlarının kıymeti birden bine çıktı.

Rabbimizin “Yok mu canını ve malını bana satan” sözüne “Lebbeyk!” diyen şehitler.

Onlar bedenleri yakılıp imanlarından dönmeyen Ashab’ı uhduttur.

Onlar Rabbim Allah’tır deyip başı taşla ezilen Hz. Asiye’nin dava arkadaşlarıdır.

Onların yolu Uhud’ta ciğerleri çiğnenen Hz.Hamza’nın yoludur.

Onların yolu sabah namazına tekerlekli sandalyesi ile giderken apachi helikopterleri ile vücudu paramparça edilen Şeyh Ahmed Yasin’in yoludur.

Onlar bu kutlu yürüyüşün mirasını devralan şehitler oldular.

Şehadete talip idiler.

Firdevs’lere varis oldular.

Darısı şehadet arzusuyla yanıp tutuşanlara…

Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.(Ahzap Suresi,23)

foto
Yazar: Hüdayi Pakdil
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal