Zamanı düşünmek

“İnsan anılır bir şey değilken üzerinden uzunca bir zaman geçti”   (İnsan,1)

 

İnsanları doğru dürüst bir hayat yaşamaktan alıkoyan şey, zaman yokluğu değil, zaman israfıdır. Bu itibarla özellikle müminlerin her anı ganimet, her bir saati paha biçilmez bir hazine mesafesindedir. Bu nedenle Müslüman için boş zaman diye bir şey yoktur. Boşa giden zaman vardır. Zamansızlıktan şikâyet edenlerin çoğu, zamanı iyi kullanmasını bilmeyenlerdir.

İlim ve teknikle insan ne yaparsa yapsın, neyi bulursa bulsun, hangi aleti ortaya koyarsa koysun yine de zamanın, hayatın ve ölümün sırrını ilahi hakikatlerde arayacak ve orada bulmaya çalışacaktır.

Takvimin, saatin icadı ve kullanılmasının esas sebeplerinden biri de zamanı değerlendirmektir. İnsanın saadeti zamanı yönetmesiyle, felaketi ise zamanı kaybetmesiyle ilgilidir. Dünya erken uyananlarındır.

Baktığımız zaman varlık sahasındaki her şeyin insana ait, insana özel olduğunu görüyoruz. Daha doğrusu insan için yaratıldığını görüyoruz. Yerdeki ve gökteki her şey, dünya ve içindekiler, uzay ve içindekiler insan için yaratılmış. Böyle olduğu için zaman da insan için yaratılmış, Allah’ın yarattığı varlıklardan bir tanesidir.

İnsanın ilk imtihanı zaman. Şeytan, insanı sonsuzluk vaadiyle yasak meyveye yönlendirmiş ve böylelikle cennetten indirilmesine neden olmuştur. (20 Taha 120). Ve Allah da şeytana bilinen vakte (kıyamet) kadar mühlet vermiştir. (38 Sâd 78-81).Cennet dahi insanın ebedi yaşama arzusuna verilen bir cevaptır. Fani olanı ebedi olana tebdil etmek ise insanın hikmet ve tercihine bırakılmıştır. Elbette ki insanın ebede olan aşkının dineceği yegâne yer cennet yurdudur.

Vaktin hesabını bilmek kendi muhasebemizi yapmamız içindir. “Nasıl ki güneş ve ay belli bir hesap ile akmakta ise (55 Rahman 5) siz de hesapsız, rastgele yaşayamazsınız.” Allah Teâlâ, Fussilet Sûresi 37. ayet-i kerimede “Güneşe ve aya tapmayın!” uyarısı ile kullarına, zamanlarını kendi istekleri doğrultusunda değil, Allah’ın emirlerine itaat ederek geçirmelerini emretmektedir. Çünkü zamanın tayini için yaratılmış olan güneş ve ayı zikrederek, zamana dikkatleri çekiyor. (Allah doğrusunu bilir.)

Zaman bizatihi kendisi değerli değildir. Onun değeri o vakitte yapılan ile doğru orantılıdır. Receb ayı şaban ayına komşu olduğu için, şaban ayı ramazan ayına komşu olduğu için, Ramazan ise içinde kadir gecesini barındırdığı için değerlidir. Kadir gecesi ise Kur ‘an inzal edildiği için değerli kılınmış değeri Kur’an iledir.

Altın vakit: Cuma vakti. Allah, müminlerin bir araya toplandıkları Cuma vaktinin, dünya nimetlerinden daha değerli olduğunu göstermek için bu vakitte alışverişin terk edilmesi gerektiğini buyuruyor. (62 Cuma 9)Burada asıl ile faslı karıştırmamak lazım ahiret asıl olandır. Dünya ise onun bekleme salonu ve imtihan sahasından ibarettir. Yani ahiretin girizgâhı ona ulaşmanın yolu ve onu iyi bir akıbetle elde etmeninin aletidir. Bu ebedi olanın fani olana üstün ve galip gelmesidir.

Hayatta bazı anlar kaçırıldığında ise telafisi yoktur. Maalesef bunun idrakine varmamız için ya son dakikada bir uçağı kaçırmamız veya saniye farkıyla bir kazayı atlatmamız gerekiyor? Allah zamanın önemini kavramamız için Arafat’ta vakfeye dikkatleri çekiyor. (2 Bakara 198) Tek sermayemiz olan zamanı, iyi değerlendiremezsek iflasa sürüklenebiliriz şuuru verilmektedir. Nasıl ki bir girişimci sermayesini en karlı olana yatırıp çalıştırıyorsa bizim de en değerli sermayemiz olan zamanımızı asıl değerini bulması için ona en yüksek değeri biçen Rabb-ül âlemine satmamız icap eder.

Aksi halde “Asra andolsun ki insan gerçekten zarardadır.”

foto
Yazar: Hüdayi Pakdil
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal