Bediüzzaman’dan Kürtlere...

Kürtlerin ve topyekûn milletlerin aydınlanması ve ‘’üzerindeki cehalet tozlarını’’ silkmesi için büyük gayret gösteren iman ve mücadele adamı Bediüzzaman'ı,gerektiğinde ordu için bir  komutan, medresede bir müderris, mecliste bir hatip, ilmiyle amel eden bir amil ve eliyle kalem tutan bir katip olarak hayatının her safhasında bir cehd ve gayret içinde görüyoruz.

Bu amaçla birçok gazetede makaleler yazmıştır. Bu makaleler içinde Kürtçe olarak yazılmış bir makale de mevcuttur.  Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi’nde 1908 yılında yayınlanan bu makale ile Bediüzzaman çok önemli bazı noktalara işaret etmiştir.Kürtlerin adeta kurtuluş manifestosunu ilan etmiş ancak bugünü düşündüğümüzde bu mesajlara sağır kalınmış ilaç hükmündeki bu reçeteden istifade edilmemiş hastalık ilerledikçe ilerlemiş. 

 Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi, 5 Aralık 1908’de yayın hayatına başlamıştır. Haftalık olarak yayınlanan bu gazetenin Sorumlu Müdürü ünlü Kürt Şairi Süleymaniyeli Tevfik Bey, başyazarı ise Diyarbakırlı Ahmet Cemil Bey idi.Bediüzzemanın ‘’Şireta Bediüzzeman Mela Seidê Kurdi’’ diye başlayan makalesiyle sizleri baş başa bırakıyorum:

“Ey Gelî Kurdan! Îttîfaqê de quwet, îttihadê de heyat, di biratîyê de seadet, hukûmetê de selamet heye. Kapika îttihadê û şirîta muhebbetê qewî bigrin, da we ji belayê xelas ke. Qenc guhê xwe bidinê, ezê tiştekî ji we re bibêjim:

Hun bizanin ku sê cewherê me hene; hifza xwe ji me dixwazin. Yek İslâmiyet e; ku hezar hezar xûna şehîdan buhayê wê dane. Ê duduyan insaniyete; ku lazime em xwe nezera xelqê de bi xizmeta 'eqlî, ciwanmêranî û insaniyeti xwe nîşanî dunê bidin.

Ê sisîyan millîyeta me ye, ku meziyetê da me; ê berê ku bi qencîya xwe sax in, em bi karê xwe, bi hifza millîyeta xwe, ruhê wan qebra wan de şad bikin. Piştî wê, sê dijminê me hene, me xerab dikin:

Yek feqîrtî ye; Çil hezar hemmalê Îstenbolê delîlê wê ye. Ê duduyan cehalet û bêxwendinî ye; ku hezar ji me da yek "qazete" nikarin bixwînin delîla wê ye. Ê sisîyan dijminî û îxtilaf e; ku ev 'edawet, quweta me wunda dike, me jî musteheqî terbîyê dike û hukûmet jî ji bêînsafîya xwe zulm li me dikir. Ku we ev seh kir, bizanin çara me ev e; ku em sê şûrê elmas bi dest xwe bigrin, ta ku em hersê cewherê xwe ji dest xwe nekin û hersê dijminê xwe ser xwe rakin.

Û şûrê 'ewil: Me’rîfet û xwendine.Ê duduyan: Îttifaq û muhebbeta millî ye.Ê sisîyan: Însanê bi nefsa xwe şuxla xwe bike û mîna sefîlan ji qudreta xelkê hêvî neke û pişta xwe nedetê. Û wesîyeta paşî: Xwendin, xwendin, xwendin... Desthevgirtin, desthevgirtin, desthevgirtin... Mela Seid

Bediüzzaman Hazretlerinin bilinen tek Kürtçe makalesinin Türkçe tercümesi ise şu şekildedir:

‘’Ey Kürt halkı! İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, kardeşlikte saadet, hükümette selamet vardır. İttihat bağını ve muhabbet şeridini sağlam tutun. Ta ki sizi beladan kurtarsın. İyi kulak verin, size bir şey söyleyeceğim:

Biliniz ki, üç cevherimiz vardır; bizden muhafazalarını isterler. Birincisi İslamiyet’tir ki, binler ve binlerce şehidin kanları ona paha ve bedel olmuştur. İkincisi insaniyettir ki, halkın nazarında akıllıca hizmetlerle yiğitliğimizi ve insanlığımızı dünyaya gösterelim.

Üçüncüsü milliyetimizdir ki, bize üstün meziyetler vermiştir. Bizden öncekiler iyilikleri ile yaşıyorlar. Biz kendi gayretimizle milliyetimizi muhafaza ederek onların ruhunu kabirlerinde şad etmeliyiz. Bunun ardından, bizim üç düşmanımız var; bizi harap ediyorlar.

Biri fakirliktir. İstanbul’daki kırk bin hamal bunun delilidir. İkincisi, cehalet ve okumamışlıktır ki, içimizden binde bir kişinin bile gazete okuyamayışı, bunun bir delilidir. Üçüncüsü, düşmanlık ve ihtilaftır ki, bu dâhili düşmanlık, kuvvetimizi kaybettiriyor, bizi terbiyeye müstahak kılıyor ve hükümet de, insafsızlığından bize zulmediyor. Siz eğer bunları işittiyseniz, biliniz bizim yegâne çaremiz şudur ki:

Biz, üç elmas kılıncı elimize alalım. Ta ki bu üç cevherimizi elimizden çıkarmış olmayalım; bu üç düşmanı üstümüzden atalım. Birincisi adalet, maarif ve okuma kılıcıdır. İkincisi, ittifak ve milli muhabbettir. Üçüncüsü, herkes kendi işini bizzat kendisi yapsın, sefiller gibi başkasının kudretinden ümit beklemesin ve sırtını hiçbir vasiye dayamasın. Son olarak da: Okumak, okumak, okumak!.. El ele vermek, el ele vermek, el ele vermek!.. 

Bu çok önemli tavsiyeler, o zamanın kargaşası içinde yerine getirilmedi. Aradan yüz yıldan fazla bir zaman geçti. Bugün geriye dönüp baktığımızda değişen çok fazla bir şey olmadığını üzülerek müşahede ediyoruz. O zaman zararın neresinden dönülürse kardır.  Kürtler bugün de bu üç güzel meziyete sahip çıkar ve üç elmas kılıncı ellerine alırlarsa, üç tane dehşetli düşmanı bu elmas kılınç ile yenebilir.Aksi halde bu vatansız,devletsiz,perişan halleri devam edecek, zahiri ve batıni düşmanlarının ellerinde oyuncak olmaya devam edecek…

foto
Yazar: Hüdayi Pakdil
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal