Basın etik ahlakının kalmadığı bir dönemden geçiyoruz. Siyonist hedefler için fonlanmış medyanın satılık kalemleri ve yorumcularının kullandığı dil mide bulandırıyor.

İnsani tüm özelliklerini yitirmiş sözde gazeteci müsveddeleri türedikçe türedi. Sözde gazeteci kılıklı müsveddelerin siyonist soykırımı meşrulaştırma çabalarına şahit oluyoruz. Algı ve manipülasyon şarlatanları Gazze ve Lübnan'daki zulme alkış tutacak kadar alçaldı.

Siyonist işgal rejimi HAMAS'a ilk saldırdığında sadece HAMAS'a saldırmış gibi kirli bir oyun tezgahladı. Aynı oyunu Hizbullah'a yönelik düzenlediği saldırılarda görüyoruz.

Sözde mürekkep yalamış, entel-dantel ne kadar işe yaramaz yorumcu varsa, kasıtlı olarak bu yaşanan olayları çok basite indirgiyorlar. Gelişen olayları siyonist işgal rejimi, HAMAS ve Hizbullah üçgenine sıkıştırıyorlar. Bu boş-beleş adamların durumu Bektaşi'nin meşhur hikayesine benziyor.

Bektaşi'ye "Neden namaz kılmıyorsun?" diye sormuşlar, "Cenab-ı Allah Kur'an'da namaza yaklaşmayın buyuruyor" cevabını vermiş. "Ama o âyetin başında 'İçkili iken...' deniyor" diye hatırlattıkları zaman da Bektaşi "Ben hafız değilim, o kadarını bilemem" demiş...

Siyonist rejim başta olmak üzere fonlanmış trol medya, Bektaşi misali gibi Filistin ve Lübnan'da yaşanan soykırımı ve hak ihlallerini işgal rejimi ile HAMAS ve Hizbullah arasında yaşanan bir çatışmaya indirgiyorlar.

HAMAS ve Hizbullah'ın seçimle iş başına geldiği hatırlatıldığında bu entel-dantel, boş-beleş taife hafız olmadıklarını söyler gibi işin o kısmını görmezden geliyorlar.

Yüzleri kara olsun. Mektepli olmaya, profesör unvanına sahip olmaya gerek yok. Ortada bir halk soykırıma ve hak ihlallerine maruz kalıyor. Bunu sadece iki harekete indirgemek art niyetlilik ve dezenformasyondan başka bir şey olamaz.

Siyonist işgal rejimi, 7 Ekim'den bu yana arz-ı mev'ud işgal planlarını yaygınlaştırıyor. Siyonist işgal domino etkisi oluşturmakta, İslam ülkeleri bu etkiye karşı sessiz, sedasız izliyor. Celladına aşık mahkum misali yaşanan mezalime karşı tepkiler çok cılız kalıyor.

Siyonistlerin yüz yıllık planları tek tek devreye sokuluyor. Siyonistler bundan 75 yıl önce Filistin'in köy ve kasabalarını işgal etti. Zamanla işgal o kadar genişletildi ki, neredeyse Filistin devleti küçük birkaç mahalleden ibaret kaldı. İslam coğrafyası Gazze'de yaşanan zulme karşı üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmedi. Gazze'den sonra Lübnan'a saldırılar başladı. Binlerce masum Gazze'de olduğu gibi Lübnan'da da katledildi.

Siyonist işgal rejimi Lübnan'a düzenlediği saldırılardan sonra bir domino videosu yayınladı. Bu video son birkaç gündür tartışma programlarında dile getirildi.

Videoda neler geçiyordu. Lübnan Hizbullah'ının yönetim kadrolarında yer alıp katledilenlerin tek tek domino taşları gibi devrildiğini gösteriyordu. Videonun sonunda soru işaretleriyle başka taşlar devrilmeyi bekliyordu.

Bu videoyu küçük resimde okuyanların haline bakınca şaşırmamak elden değil. Bunca yıl mürekkep yalayanlar bu meseleyi sadece Hizbullah'ın yönetim kademelerinde yer alanlara yönelik yorumlamaları ayrı bir trajedi.

Beyler, hanımlar yapmayın etmeyin, ufuk dünyanızı küçültmeyin. Domino taşlarıyla ilgili videoyu büyük resimde okuyun.

Bu video her ne kadar özelde Lübnan Hizbullah'ının üst yönetim kadroları hakkında yayınlanmışsa da genelde tüm bölge ülkelerine bir göz dağı olduğunu unutmayalım.

Videoda anlatılmak istenen şuydu. Filistin, Gazze ve Lübnan'dan sonra sıra hangi ülkede mesajı verilmek isteniyordu.  Nitekim Netenyahu'nun BM 79'uncu Genel Kurulunda elindeki harita bu videoyu açıklar nitelikteydi.

7 Ekim'den bu yana siyonist işgal rejiminin işgal planları ve adımları her geçen gün genişliyor. Önce Gazze, şimdi Lübnan başka bir gün kim bilir hangi İslam beldesi işgal saldırısına maruz kalacak.

Siyonist işgal rejimi her geçen gün genişlettiği işgal planlarına Türkiye, İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Mısır'ı kattığını unutmayalım. Bu geniş işgal planına karşı bölge ülkeleri güçlerini birleştirmezlerse Siyonistlerin yayımladığı domino taşlarında hangi ülkeye sıra gelecek.

İşgal kapımıza dayanmadan bu oyuna son vermek lazım.