Diyarbakır sokaklarında iki bin yıl önce 80 bin Kürdü katleden 1. Kavad günümüzün PeKaKa düşüncesinde olan bir komünist olduğunu söyleyebiliriz. Kavad hem bir Zerdüşt hem de Mazdek’in radikal bir savunucusuydu. Mazdekizmi günümüz Komünizmin ilk versiyonu olarak değerlendirebiliriz.

1. Kavad Mazdek’in yayılmasına yani komünizmin yayılmasına çok çalıştı. Günümüz komünistleri gibi Mazdekler de her türlü özel mülkiyetin kaldırılması, evliliğin kaldırılması, evlilik yerine gayri meşru birliktelikler, sapkınlıklar, evliliğin serbest aşk ile değiştirilmesini ve ailesiz bir toplum inşa edilmesi gibi sapkın fikirleri savunuyorlardı. Bu sapkın fikirliler o gün 80 bin Kürdü katletmişlerdi.

Kürt olduklarını iddia edenlerin Zerdüşt olduklarını, Ateşperest olduklarını söylemelerinde asıl niyetleri dahi iyi anlaşılıyor.

Açık bir şeklide iki bin yıl önce 80 bin Kürdün katillerinin yolunda olduklarını gizlemiyorlar. HDP, DEM ve PeKaKa’lıların Zerdüşt olduklarını söylemelerinin arka planında Kürtleri katletmek olduğunu görüyoruz.

Bundan yaklaşık iki bin yıl öncesine bir yolculuk yapalım… Durağımız kadim şehir Diyarbakır…

Diyarbakır sokakları kan-revan içerisinde 80 bin Kürt birkaç günde katlediliyor. Yakın tarihte değil, iki bin yıl öncesinde katlediliyor. Katliam ve soykırımın faili belli…. Katil, günümüz komünisti Mazdekin savunucusu 1. Kavad.

Diyarbakır’ı kana bulayan ve 80 bin Kürdün kanına giren katliamcı, soykırımcı Zerdüştlere, Ateşperestlere sevgi besliyorlar. Yazıklar olsun Kürtleri katleden Zerdüştlere sevgi besleyenlere.

İdeolojik bağnazlık, basireti körelten en büyük felaket… Bu felakete müptela olmuş sözde Kürt olduklarını iddia eden sahtekarların Zerdüşt sevgisinde ne kadar Kürtçü oldukları malumun ilamı. Kürdü Katleden Ateşperest ve Zerdüştlere sevgi tomurcuklarının zehrini kusanların vampirliği ortada.

Bunların derdi Kürtlük değil, komünizm… Diyarbakır’da 80 bin Kürdü katleden 1. Kavad bir Mazdek… O günün Mazdeki bugünün Komünisti olarak düşünelim. Mesele Komünist olunca bu komünist iki bin yıl önce 80 bin Kürdü katletse de sonuçta aynı ideolojiden olunca Kürtlükleri mezatta birkaç kuruşa gidiyor.

Mazdekler Günümüzün komünist ideolojisinin o günkü farklı versiyonu. Mazdek'in öne sürdüğü sapkın yaşam tarzı komünizmin bir benzer versiyonu… Komünistler buna erken komünizm örnekleri diyorlar. Ne derlerse desin Kürt katliamcısı olduklarını gizleyemezler. Katil sürüsü olduklarının gerçeğini inkar edemezler.

Komünizm iki bin yıl öncede Kürtlerin en büyük sorunuydu, bugünde en büyük sorunu. Kürtler iki bin yıl önce de komünistlerden çekti bugün de çekiyor… Değişen bir şey yok, hepsi katliamcı… Kürtlerin kanına girmiş kalleş ve hainler iflah olmayacaklar.

Mazdekler, dini hayatın içinden çıkarıp, dini tüm yapılara karşı savaş açmış, sözde komünist bir toplum inşa etmeye çalışmışlar. Zerdüştleri Kürtlere tatlı gösterenlerin aslında Kürtlerin en büyük düşmanı olduklarını gösteriyorlar.

Zerdüştlerin Kürtlere yapmış oldukları katliam tarihine geri dönelim… İki bin yıl öncesine yeniden bir tarih yolculuk yapalım…

6. yüzyılın başlarında Diyarbakır'ı işgal eden ateşperest Mecusi I. Kavad hanedanı zamanında Kürtler ateşperestlerin soykırımına maruz kaldı. Bizans İmparatorluğun başında o dönemde I. Anastasius (491-518) vardı.

Kavad'ın komutasındaki Mecusi ateşperestler, Diyarbakır'ı işgal ettikleri tarihte 3 bin kişilik bir garnizon gücü ile saldırdı. Bir kısmı Mecusilerin zulmünden kaçarak Şengal dağlarına sığındı. Ancak ne gariptir, Mecusilerin zulmünden Şengal dağlarına sığınanlar da Mecusi olmuş ve zulüm gördükleri Mecusiliğin kurbanı olmuşlardır.

Şehri ele geçiren Mecusiler, Amidalı yani Diyarbakır'lı Kürtleri katlettiler. Katlettikleri Diyarbakırlıların ölülerinin kokusu şehre yayıldı.

Zerdüşt ateşperestler Kürtlere o kadar zulümler yaptılar ki haddi hesabı yok. Zerdüştler ölü kokusundan rahatsız olunacak kadar büyük gaddarlıklar yapmışlardı.

Ateşperest Mecusiler, ölülerin kokusundan rahatsız olduklarından dolayı bugünkü surların olduğu Dağkapı boyunca cesetler taşındı. Cesetler üst üste atılarak iki yığın halinde düzenlendi.

Şehirde Zerdüşt Mecusilerce katledilen Kürtler, kimi tümseğin üzerinde boğazlanarak, kimi şehir dışında taşlanarak kimi de Dicle Nehri'ne atılarak öldürüldü.

Ateşperestler tarafından katledilen Kürtlerin cesetleri yan yana dizildi. Dağkapı’da Zerdüştlerce öldürülen Kürtlerin sayısı 80 bini aştı.

Mecusi ateşperest Zerdüşt Sasaniler şehri 602 yılında üçüncü kez ele geçirdi ve 602–628 yılları arasında devam eden Bizans-Sasani savaşları boyunca ellerinde tuttular. 628 yılında, Bizans İmparatoru Herakleios Amida'yı bizim meşhur şehrimiz Diyarbakır'ı geri aldı.

En sonunda 639 yılında Müslümanların Fethi ile Amid'a hem ateşperest Mecusilerin hem de Hristiyan Bizans'ın zulmünden kurtulma fırsatını yakaladı.

Tarihi vesikalarla birlikte bir bölgenin savaş olmadan ele geçirilmesi, bizlere bölge halkının kendilerini idare eden yönetimi istemediğini ve Müslümanların adaletine sığındıklarını göstermektedir.