Yıl 2019… Dönemin HDP Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İyaz b. Ganem'in isminin olduğu caddeyi değiştirmişti… İsmi lazım değil bir komünistin ismini o caddeye vermişti… İyaz b. Ganem nefreti nereden geliyordu. Neden, niçin, hangi gerekçe ile İyaz b. Ganem ismini o caddeden silmek istemiş olabilirler?
İyaz b. Ganem değil miydi, Kürtlerin en büyük katliamcısı ve soykırımcısı olan Zerdüşt Sasanilerin zulmünden Kürtleri kurtaran… 80 bin Kürdün kanına girmiş Zerdüştlerin zulmüne son veren bu büyük zata ve ismine olan düşmanlık nereden geliyor?
Sasani Komünizminin günümüz versiyonu. Sasaniler hem Zerdüşt hem Komünist hem de Kürtlerin en büyük katliamcısıydı. PeKaKa ve HDP ve daha nice komünistlerin Zerdüşt sevgisi bundan olsa gerek. Yakın tarihimizde sözde Kürtlerin hakkını savunduklarını iddia edipte, Kürtleri katledenler bu ateşperest, Zerdüşt ve komünist zihniyet değil miydi?
Yıl 1987 Pınarcık Katliamı… 20 Haziran 1987 tarihinde, Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık köyüne ateşperest Zerdüşt PeKaKa, 16'sı çocuk, 6'sı kadın 30 Kürdü katlettiği günden bu yana sayısızca katliama imza attı, Kürtlerin kanına girerek. Bu katliamlardan bazılarını hatırlayalım.
Yıl 1990 Çevrimli katliamı… Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyüne 11 Haziran 1990’da gerçekleştirilen saldırıda 12’si çocuk, 7’si kadın toplam 27 Kürt PeKaKa tarafından katledildi.
Yıl 1992 Susa katliamı… Susa katliamı veya Yolaç köyü katliamı, PeKaKa'lıların 26 Haziran 1992'de Silvan'ın Yolaç (Susa) köyündeki bir camide namaz kılan 10 Müslümanı kurşuna dizerek şehid ettiği katliam, unutulmadı, unutulmayacak.
Yıl 1993 Sündüs katliamı… Van'ın Bahçesaray (Müküs) ilçesindeki Sündüs (Miran) Yaylasında 14'ü çocuk 24 kişinin vahşi bir şekilde PeKaKa tarafından katledilmesinin üzerinden on yıllar geçti. Olayın acısı aradan geçen zamana rağmen tazeliğini koruyor.
Yıl 1993 Başbağlar katliamı… Erzincan’ın Kemaliye ilçesine Başbağlar köyüne 5 Temmuz 1993’te gerçekleştirilen ve PeKaKa tarafından 33 insan kurşuna dizilerek şehid edilmiş ve köy ateşe verilmişti…
Kuruluşundan bu yana 100 bine yakın Kürdün kanına girmiş, bebek, kadın, çocuk, sivil ve kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri katliamlardan geçiren zihniyetin İyaz b. Ganem hazımsızlığı daha iyi anlaşılıyor.
İyaz b. Ganem Kürtleri dönemin Zerdüşt ve Komünist kavatların, Bizans'ın imparatorluk zulüm ve soykırımından kurtarıp özgürlüklerine kavuşturması anlaşılan günümüz Komünist ve Zerdüşt severlerin çok ağırına gitmiş olmalı ki, bu mübarek ismin Diyarbakır'da bir caddeye verilmesine dahi tahammül edememişler.
Dönemin Bizans'ına ve Sasani Zerdüştlerine sorsanız, en fazla nefret edecekleri isimlerden biri de İyaz b. Ganem olacağından şüphe yoktur. İyaz b. Ganem, özelde Diyarbakır'ı genelde tüm Cezire bölgesini Zerdüştlerin ve Hıristiyanların zulmünden kurtarması anlaşılan günümüz Bizans'ın ve Zerdüşlerin yerli versiyonlarının çok ağırına gitmiş olmalı. Bundan olsa gerek; Kürtleri kan, göz yaşı ve zulümden kurtaran bir isme nefretleri. Bu meseleyi böyle okumak gerekiyor. Başka bir izahı da yok.
Biz yeniden tarihi yolculuğumuza devam edelim.
Halife Hazreti Ömer Diyarbakır fethinin görevini İyâz b. Ganem'e verdi. Diyarbakır fethinin büyük komutanı İyaz b. Ganem, 5 bin veyahut 8 bin kişilik bir kuvvetle harekete geçti…
İyâz'ın ordusunda bine yakın sahabe vardı. Kuşatma uzun sürdü. Bütün saldırılar, şehri baştanbaşa kuşatan surlar karşısında neticesiz kalıyordu. Müslümanlar, 5 ay kadar bu kale duvarları dibinde beklemeye katlandılar. Bu arada İyâz, Hakem b. Hişam'ı bir miktar kuvvetle Meyafarkin'e (Silvan) göndererek orayı fethetti.
Nihayet, Halid b. Velid sur dibine sık sık yaptığı keşiflerden birinde surun doğu yönünde, sur duvarlarında gördüğü gizli bir su deliğini genişleterek oradan içeri girileceğini tespit etti.
Halid b. Velid, bir gece yüz kadar iyi savaşan ve çoğu sahabeden oluşan askerleri alarak bu delikten içeri girdi. Bu yere yakın bulunan ve şehrin fethinden sonra Fetih Kapısı ismini alan kapıyı açarak İslam ordularının şehre girişini sağladılar. Kapıyı açmak için nöbetçilerle yapılan savaşta en az 25 sahabe şehid oldu… Bu şehitler, İçkale Hazreti Süleyman Camisi bitişiğindeki meşhedde Süleyman b. Halid (b. Velid) ile birlikte defnedildiler.
Fetihten sonra halkın çoğunluğu kendi rızasıyla Müslüman oldu
Diyarbakır fethedildikten sonra halkın silahları toplatıldı. Kendilerine iyi muamele edildi. İslam dinine zorlanmadılar. Buna rağmen halkın büyük bir kısmı kendi rızasıyla İslam'ı kabul etti.
İslam tarihinde, emellerine hizmet edecek kara lekeler bulamayanlar, "Diyarbakır'ın Fethi, bir işgaldir, binlerce Kürdün öldürüldüğü bir katliamdır, bir esaretin başlangıcıdır, Kürtler zorla Müslüman olmuşlardır" asılsız iddialarını sürdürerek aslında İslam'a olan düşmanlıklarını da gizleme ihtiyacını da duymuyorlar.
Diyarbakır'ın fethi işgal değil, Bizans işgalinden, komünist Zerdüşt Sasani işgalinden kurtuluştur. Günümüz ateşperest Zerdüştleri ve Bizans'ın hayranları, ABD'nin mayın eşekleri, siyonist işgalin işbirlikçileri PeKaKa, HDP ve uzantıları, Kürtlerin en büyük katliamcıları sizlersiniz. Zulümle abad olunmaz. Zulümle abad olanın sonu berbat olur. Bu böyle biline…