Türkiye’deki sosyalist ve komünist hareketlerin Kürt coğrafyasındaki sol yansıması PKK’a ve benzeri örgütlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Diğer grupları daha fazla şiddet ve daha fazla ölüm üzerinden elimine eden PKK’a, Kürtler arasındaki dini söylemin hakim olduğu çoğulculuğu peyderpey yok etmeye başlamıştır.
Kemalist ve Kenanist ideolojinin zulmünden korunmak için işlevsel bir taktik olarak dini yaşamlarını Kürtlüğün içine yedirerek Kemalist rejimin kontrol alanı dışında kalan Kürtler yeni bir tehlike ile karşı karşıya kalmıştır.
Bu tehlike Kürt gibi gözüken ancak Kürdün tüm değerlerine savaş açmış bir ihanet şebekesi olan PKK’a piyon olarak kullanılmıştır. Kürtler PKK’anın zorbalığından seküler dayatmasıyla ortaya çıkarmış olduğu Marksist ve Leninst bir kimlik krizi ile karşı karşıya kalmışlardır.
Kürtler, Kemalizmin başaramadığı laiklik dayatmasını PKK’anın dayatmış olduğu yeni bir din dışı Kürtlük tanımına maruz kalmışlardır. Çünkü Kürdilik kendi toplumsallığı içinde diliyle ve kültürüyle İslam yaşanan bir kimlik iken, PKK’a faşizmi Kemalizm faşizmi gibi ulusçuluk akımını dayatarak, yeni bir komünist ve seküler kimlik dayatıyordu.
1990’lı yıllara gelindiğinde, PKK’a öncesi dönemde içinde bol miktarda İslami referansların bulunduğu Kürdilik tamamen düşmanlaştırılmaya başlandı. Kemalist zihniyetin yaklaştığı gibi İslami Kürdiliğe haşa örümcek kafalı, cahil ve tarihin akışının tersine hareket eden arkaik, geri ve yobazlar olarak tabir etmeye başladılar. Kürt halkı PKK’anın bu tavrına önce çok sert tepki göstermiştir.
PKK’a İslam düşmanlığını zamana yayarak, Kemalizm gibi iki yüzlülük yapmaya başlamıştır. Kemalizmi gibi belam olarak tabir ettiğimiz ahiretini geçici dünya menfaati için satanları ilk önce kullandılar. Belam ve ikiyüzlülerin ağzından İslami değerleri hedef gösterdiler. İslami kesimlere karşı iftira atmaya başladılar.
Kemalistler Şeyh Said’e İngiliz ajanı derken, PKK’a da İslami kesimlere kontragerilla iftirasını atarak, toplumun nazarından itibarsızlaştırmaya başladılar. Kemalizmden çok çeken Kürtler, PKK’a ile birlikte Kemalizmin kötü bir taklidini de yaşamaya başladılar.
Sistemi devrim nidalarıyla dışlayarak bizatihi içine giren bu yeni Kemalist yapı bölgedeki Kürtlüğün yeni temsil makamı haline Amerika’nın, Rusya’nın, Avrupa’nın, İsrail’in çabalarıyla getirildiler.
PKK’nın dayattığı yeni Kürtlük tanımı Kürtlerin yaşadığı Kürtlüğe benzemeyen dini dışarıda bırakan bir tasavvur olarak boy gösteriyor.
Kemalizmin kötü taklidini yapan PKK’a tarih yazımı konusunda da benzer bir taktiğe başvurmayı tercih etmiştir. Dönemin kanlı atmosferi Kürtlerin bu toplumsal mühendisliğe karşı çıkma ihtimalini de tamamen sonlandırarak Kürtleri bu kısır döngü içerisinde taraf olmaya zorlamıştır. PKK’a dışındaki Kürtlerin varlığını özellikle dindar ve Müslüman Kürtleri inkar etmeye kadar işi ilerletmişlerdir.
Bu tarihsel anlatı içerisinde dini alana yer bırakmayan yeni bir kültürel kod işlenmiştir. Kürtleri geleneklerinden, anlam dünyalarından ve bağlı bulundukları dinsel öğelerden uzaklaştırdılar.
Kemalizmde milli şef sorgulanmadığı gibi bu yeni alanda PKK’nın kurucu rolü ve kerok (eşek) sözde önderliğin sorgulanamaz rolü korkunç bir siyasi mühendislikle hayata geçirilmiştir. Din düşmanlıkları sorgulanmadığı gibi Avrupa, Rusya, Amerika gibi ülkelere uşaklık etmeleri de görmezlikten gelinmektedir.
Bu anlatıya basit bir sekülerleşme hikayesi diyenler olabilir ama dinin özgürleştirilme hikayesi denemeyeceği kesin. 50 yıl gibi kısa bir süre içerisinde içine aldığı kesimleri inanılmaz bir dönüşüme tabi tutan bu faşist hareket, Kürt toplumun kültürel kodlarını baştan aşağı değiştirmeyi hedeflemiştir.
Kendisi gibi olmayan hareketleri ise PKK’a tarafından iftira atılarak ajan, hain, işbirlikçi, kontragerilla gibi Kürtlüğün dışına çıkararak ya pasifize edilmiştir ya da bir şekilde köşesine hapsetmiştir.
Kürtleri 100 yıl boyunca dini değerlerinden uzaklaştıramayan Kemalist zihniyetin Kürt versiyonu olan PKK’a 50 yıl gibi bir süre içerisinde Kürtleri asli kimlikleri olan dini değerlerinden uzaklaştırması uluslararası bir proje olduğunu görmekteyiz.
PKK’anın isarile sonsuz destek vermesi, Siyonist soykırımını alkışlaması, ABD, Rusya ve Avrupa’ya mayın eşekliği yapması, Kürt çocuklarını katletmesinden görmekteyiz. PKK’a bunu yaparken Kemalizme hizmet edecekleri şekilde yapmaktadır.
Kürt halkı artık uyanmaya başladı. Devrimcilikten lgbteciliğe ve sapkınlığa doğru giden Kürtlerin Dehhakı PKK’anın da sonu berbat olacaktır. Zulümle abat olunmaz. Zulümle abat olanın sonu berbat olur.