GERİ GELMEYEN BİR NİMET:ZAMAN


      Sözlükte “kısa veya uzun vakit, az ya da çok süren bölünebilir müddet” gibi anlamlara gelen zaman, doğru kullanıldığında insanı yetiştirip olgunlaştıran en değerli şeydir.

      Zamanımıza yolculuk yaparsak, yani zamanımızı nerede ve nasıl kullandığımıza şöyle bir göz atacak olursak, acaba zaman konusu ile ilgili bir hakimiyet haritası çizebilir miyiz?  Bu hakimiyet haritasında “Ben neredeyim?” sorusunu sorduğumuzda nasıl bir cevapla karşılaşırız? 

     Keşke anne, babalarımız ve hocalarımız bizlere çocukken ;”yemek nasıl yenilir?” konusunu öğretirken,  zamanı nasıl kullanmamız gerektiğini de öğretselerdi. Ne yazık ki bu konuda birey, aile ve toplum olarak zafiyet içerisindeyiz.

     Yani zaman konusunda ciddi bir tefekkür etme ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Günümüzün başlıca bilgi ve iletişim araçları olan televizyon, internet, akıllı telefonlar, bilgisayarlar vb. teknolojik unsurlar, ulaşılabilir kıldıkları her türlü haber, bilgi ve malumatla insanı âdeta kuşatmakta ve nefes alamaz hâle getirmektedir. Hayatında kendisi için gerekli, yararlı ve önemli olan şeyleri belirlemeyip bunları öncelemeksizin bu kuşatılmışlığa teslim olan insanın, ömrünü verimli bir şekilde geçirmesi mümkün değildir. 

        Kendi irademiz, bahsi geçen bu konuları kontrol altına almaya gücü var mı? İrademiz ne oranda bizi zamanı doğru kullanmaya yönlendiriyor?

      Evet irademiz, zamana çekidüzen vermeli. İrademiz, zamana ayar vermeli. Yoksa istesek de geri gelmeyen zaman, elimizden bir kuş gibi kanatlarını çırpıp uçup gider maazallah. Mesela; telefonumuza “Şunu yaparsan bedava kontör ya da bedava dakika gelir.” gibi mesajlar alırız. Biz de hemen bedava olan bu dakika ve kontörleri almaya çalışırız. Ama şunun farkında değiliz ki, sermayeli olan ömrümüzü karşılıksız  harcıyoruz.

    Zamanın farkına varmamız gerek. Zaman değerli olmasaydı, Allah(c.c) kitabında hiç Asra yemin içer miydi? Ve sahabiler birbirinden ayrılırken, her zaman Asr suresini okur muydu? 

    Vaktimiz değerlidir. Şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki, Müslümanın görev ve sorumlulukları vaktinden fazladır. Bu yüzden vaktimizi harçur etmeden iyi değerlendirmeliyiz. Madem vaktimiz değerlidir, o halde vaktinin kıymetini bilen dostlarla da birlikte olalım ki, zamana karşı şuur seviyemiz yükselsin.

    Zaman bizim en değerli hazinemizdir. Bu hazineyi Hindistanlı bir alim ne güzel de ifade etmiş: ”Allah her şeyi kıymetli yaratmıştır. Ama zamanı daha çok kıymetli yaratmıştır.” O halde bu hazineyi saate göre değil, gerekirse  dakikalara bölüp ayarlamamız gerekir. Zaten günlük beş vakit namazlarımıza baktığımızda, namazlarımız saatlere göre değil, dakikalara bölünmüştür.Bu bize bir mesajdır.”Ey Müslüman, hayatını dakikalara böl.”der.

     Allah(c.c)’ın:”Bir işi bitirince diğerine koyul.”(İnşirah suresi 7.ayet) ayeti…

    Peygamber efendimiz(s.a.v)’ in :”İki nimet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.” hadisi… İmamı Azam hazretleri’nin: ” Fenalıkların en büyüğü vakti boşa geçirmektir.” sözü…

    Bu ayet, hadis ve alimin sözü, zaman konusunda bizi terbiye etmeli, değil mi?

    Bakın Edison günde 17 saat ampul üzerinde çalışıyormuş. Bir gün o kadar çalışıp yorulmuş ki, yardımcısına; ”uyuyacağını ve yarım saat sonra kendisini kaldırması gerektiğini” söylemiştir. Ve yarım saat geçer ama yardımcısı Edison’u kaldırmaya kıyamaz ve bir saat sonra Edison’u uykudan uyandırır. Edison uyandıktan sonra yardımcısına “saatin kaç olduğunu?” sorar ve yardımcısının kendisini yarım saat geç uyandırdığını fark eder ve hiddetle yardımcısına; “Ne hakla benim yarım saatimi yersin?”der. İşte zamana karşı duyulan bu hassasiyet, bu gibi insanları hayatta her zaman başarılı kılmıştır.

      O halde ey Müslüman!

      Geri gelmeyen zamana karşı duyarlılığımızı arttıralım ki, kendimize, ailemize ve çevremize karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirelim. Şunu çok iyi bilelim ki, zamanın kıymetini bilenler daima kıymet kazandılar.

     Zamanın kıymetini bilenlerden olmak duasıyla…

    Allah’a emanet olun.

     Vesselam….

foto
Yazar: Selahattin Yıldız
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal