Peygamber Sevdalıları ile MEB arasında imzalanan eğitim işbirliği protokolüne karşı çıkanların kimliğine baktığımızda… Bunların gerçek yüzlerinin de ne olduğu anlaşılacaktır.

Bu protokole karşı çıkan CHP ile DEM parti oldu.

Kemalizm'in başaramadığını başarma hayallerini kuran DEM, bir adım daha ayağını uzatarak, meclise soru önergesi vermiş… Peygamber efendimize düşmanlıklarını ilan etmişler.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Sevilay Çelenk, Halide Türkoğlu, Adalet Kaya, Serhat Eren, Mehmet Kamaç ve Ceylan Akça Cupolo'nun imzasını taşıyan soru önergesinin birçok amacı var sanırım…

DEM parti, Türkiye politikasını dışardan izleyen ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerine, “bizi satmayın, İslami değerlerle savaşıyoruz” mesajını vermiştir. Türkiye devletinin dış baskılara maruz kalması, kendilerine sahip çıkılması, şeytanın aklına gelmeyecek bazı hesapları da yaparak bu soru önergesini verdiler.

Sonuçta DEM partili Sevilay Çelenk adı darbelerle geçmiş olan NATO’nun Parlamenterler Asamblesi Üyesi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Grubu yedek üyesi olduğunu da hesaba katarsak bazı yerlere “kıymetimizi bilin” mesajını veriyorlar.

Diğer bir hesap ise dağ kadrosu için, Kürt evlatlarını ölüme gönderememe ve eleman bulamamanın telaşı da var…

DEM parti, seküler zihniyete sahip diğer partilere şirin gözükerek, “bizi kabul etmeseniz, laiklik elden gidiyor” yaygarasını koparıyorlar. Adeta yeniden 28 şubat sendromunu yaşatarak, hükümeti geri adım atmaya yönelik sözde baskı araçlarını artırma hesaplarını da yapıyorlar.

DEM partinin amacı, hesabı ve planı ne olursa olsun… Peygamber sevdasına karşı yürüttükleri bu savaşı kaybedeceklerdir.

Peygamber Sevdalıların MEB ile imzalamış protokolün asıl amacı Kürtlerin asli kimliklerini yitirmemeleri, sosyalist, komünist, batı kültür emperyalizminin kurbanı olmayacak bir gelecek yetiştirmek ve Kürtleri kendi değerlerine bağlı kalmalarını sağlamayı amaçlıyor.

Kürt halkına sürekli kötülük eken PKK ve DEM parti neden ve niçin bu protokole karşı çıkmış olabilir.

Beli ki bu protokol, DEM partinin işine gelmemiş… DEM parti, bu protokole itiraz edip, “dikkatleri üzerine çekme” ve “fırsata çevrime” hesaplarını da yapmışlar…

Kürtlerin; madde ve mana, dünya ve ahiret dengesini gözeten; ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerleri benimseyen bir toplum inşa edilmesini istemiyorlar.

Kürtlerin, değerlerini koruyan ve geliştiren; içinde yaşadığı topluma ve insanlığa karşı sorumluluk bilinciyle hareket eden erdemli ve ahlaklı bireyler yetiştirilmesinden rahatsız oluyorlar.

DEM parti, ideolojik bağnazlık ve peygamber düşmanlığından dolayı böyle bir soru önergesi vermişler.

Maneviyat düşmanı DEM parti, böyle güzel bir protokolden rahatsızlıkları onların bozuk zihniyetlerinden geçen kötülüğü de yansıtıyor.

Kürtler hakkında kötülük besleyen bu zihniyet, sürekli kan ve göz yaşının Kürtler arasında eksik olmasını istemezler.

Bunlar bir vampir gibi Kürtlerin kan ve göz yaşından beslenirler.

Nasıl mı? Alın size bir örnek DEM parti milletvekili Sevilay Çelenk.

DEM'li Çelenk'in sokakların karışması için geçmişe ait yapmış olduğu karanlık faaliyetleri bunun en büyük ispatı…

Türkiye'de 2015-2016 yıllarında çıkan olaylardan dolayı vatandaşların can güvenliğinin sağlanması için sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sokağa çıkma yasağı PKK terör örgütünün şehirleri karıştırmasına engel olmak içindi.

Sokakların, caddelerin karışmasını, bombaların patlamasını, Kürt evlatlarının katledilmesini isteyen kesimler, sokağa çıkma yasağına karşı çıktılar.

Sözde akademisyen ancak gerçekte ise sosyalist ve PKK zihniyetine sahip kesimler, hazırladıkları ortak bir bildiriye imza atarak, sokağa çıkma yasağının kaldırılması için gösteri düzenlediler.

Bu bildiri PKK'nın sokakları daha fazla karıştırmasına, can kayıplarının artmasına, Kürt evlatlarının katledilmesine ve şehirlerin ateşe verilmesine yönelik bir imza kampanyasıydı. Bu bildiriye imza atıp, gösterilerde yer alanlardan biri de şu anki DEM Diyarbakır vekili Sevilay Çelenk'te sokakların karışmasını, Kürtlerin katledilmesini ve şehirlerin ateşe verilmesini isteyenlerden biri.

Bunu da belirtmekte fayda var. DEM partili Sevilay Çelenk, terör örgütü PKK'nın sokakları karıştırmasına yönelik faaliyetlerinden dolayı akademisyenlikten atılmış bir isim.

Sözde akademisyen olup, sokakların karışmasını isteyenlerin DEM partililerin olduğunu gördüğümüzde meselenin aslı astarı da daha iyi anlaşılıyor.

Aynı şahıs ve diğer DEM partililer çukur siyasetinin olduğu günlerde PKK'nın terör olaylarına zemin hazırlamak adına sokağa çıkma yasağının kaldırılması için gösteri düzenleyip imza toplarken, bugünlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın Peygamber Sevdalıları Vakfı ile imzaladığı eğitim işbirliği protokolüne karşı çıkıp soru önergesi olarak Meclis’e sumaları dertlerinin dağ kadrosuna gönderilecek ve katledilecek Kürt evlatlarını bulamama korkusundan başka bir şey değil.

Deme ki mesele başkaymış… Laiklik, anayasa bahane… Dert başkaymış. Dert sokakları karıştıracak kitleyi kaybetmenin refleksiymiş.

Dağa gönderecek birilerini bulamamanın; sokakları eski çukur siyasetine dönüştürememenin refleksinden dolayı Milli Eğitim Bakanlığı ile Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın eğitim işbirliği protokolü imzalamasına karşı çıkmalarının asıl nedeni buymuş.

Kuruluşundan bu yana 100 bine yakın Kürdün kanına girmiş, bebek, kadın, çocuk, sivil ve kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri katliamlardan geçirmiş bir zihniyetin ele başı olan keroku, savunmak için sayın diye başlamanız, övmeniz ve bu katliamları onaylamanız anayasanın hangi maddesinde geçiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı ile DEM parti arasında çocukların sıcak aile ortamlarından, anne ve babalarından koparılıp dağa götürülme protokolü imzalanacak değil ya!

Geçti o günler. Milletin evladını artık dağlara kaçırıp, terör baronlarına peşkeş çektiremeyeceksiniz.