Gazze'de yaşanan soykırımın üzerinden tam bir yıl geçti. Dünya, yaşanan zulme ve soykırıma sessiz kaldı. Devletler ve uluslararası toplum Gazze soykırımına karşı üç maymunları oynadı.

Bir elin parmağını geçmeyen birkaç devletin dışında siyonist soykırıma karşı ciddi adımlar atılmadı. Dünyanın özgür halkları zulmün yaşandığı ilk günden bu yana meydanları hiç ama hiçbir zaman boş bırakmadı.

Tarihin karanlık sayfasında yer alacak olan vahşete karşı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de vicdan sahipleri meydanlara akın etti.

Aksa Tufa'nın başladığı günden bu yana memleketin dört bir yanında duyarlı halklar tek yürek oldu, kalpler Gazze için attı, nefesler Gazze'nin masumları için tutuldu.

Tüm iller arasında Diyarbakır'ın Gazze'ye gösterdiği duyarlılık bambaşkaydı.

Diyarbakır'ın genlerinde Selahaddin-i Eyyubi'nin Kudüs aşkı olduğunu pazar akşamı düzenlenen Büyük Aksa Yürüşü'nde bir kez daha gördük. 

Müthişsin Diyarbakır. On binler hep bir ağızdan Gazze dedi, Aksa dedi, siyoniste lanet etti.

HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, on binlerin katılmış olduğu yürüyüşe katıldı. Zekeriya Bey, Gazze direnişiyle başlayan vahdet zulmün ve siyonizmin sonunu getireceğini söyledi. Mazlumların ayağa kalktığı gün zalimlerin diz çökeceği günlerin yakın olduğun ifade etti.

Zekeriya Bey, iki milyarlık İslam alemi 2 milyonluk Gazze'yi bombalanmaktan, açlıktan ve ölümden kurtaramadı ama 2 milyonluk Gazze iki milyarlık İslam alemine ruh verdi, diriltti, ayağa kaldırdı ve inşallah bütün bir ümmeti kurtaracak, diyerek Diyarbakır'ın, İstanbul'un, Ankara'nın ve tüm dünyanın kurtuluşunun Gazze'de geçtiğine dikkat çekti.

Diyarbakır uyanmıştı. On binler meydandaydı. Yürekler bir, kalpler bir, hep bir ağızdan Gazze, Aksa ve Filistin'i haykırıyordu Diyarbakırlılar.

Sıra basın metnine gelmişti. Basın metninde dikkatimi çeken bir konu oldu.

"Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze’de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı Siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası kanunu ivedilikle yasallaşmalıdır."

Basın metninde geçen bu konu üzerine biraz araştırdım. HÜDA PAR, çifte vatandaşlığı olup soykırım suçlarına iştirak edenlere yönelik bir kanun teklifini Gazze'de soykırımın olduğu ilk zamanlarda meclise sunmuş.

CHP ve DEM soykırım suçunu işleyen Siyonistlere yönelik kanun teklifinin görüşülmesine ret oyu kullanmış. Yani safını belirlemiş. Siyonist soykırımcılardan yana saf tutmuş.

Siyaset cephesinin halklar kadar duyarlı olmadığını görüyorum. Halkın oylarıyla seçilmiş ama halkın değerlerine ve insani duyarlılığına saygı duymayan bir paradigma var.

Kendince kalıplaşmış oylarının olduğuna inanan bazı partiler, Gazze'nin mazlumlarının bedduasının onları bulmayacağını mı sanıyorlar. Milyonlarca mazlumun ahı onların tüm dengelerini bozacaktır. Siyonist işgal rejiminin saflarında yer alan partiler önümüzdeki dönem büyük bir hayal kırıklığı yaşayacakların hepimiz göreceğiz.

CHP ve DEM Gazze'nin safında hiçbir zaman yer almadı. Bilakis siyonist işgal rejimi güzellemesi bile yaptılar. İnsani değerlerden hiçbir nasipleri olmayan bu ruh ikizi partinin diğer bir ruh ikizleri siyonist soykırımcılar olduğunu gizleme ihtiyacı bile hissetmediler. Bunların basın medya kuruluşları işi o kadar ileri götürdüler ki siyonist işgal rejiminin soykırımını meşrulaştırmaya kadar götürdüler.

Siyasi partiler arasında Gazze'nin mazlumlarının yanında yer alması konusunda HÜDA PAR'ın hakkını teslim etmek lazım.

HÜDA PAR mecliste, meydanlarda ve basın açıklamalarında hiçbir zaman Gazze meselesini ihmal etmedi. Gazze konusu HÜDA PAR'ın sürekli birinci gündem maddesi oldu.

Gazze soykırımının başladığı ilk günden itibaren, çifte vatandaşlığa sahip olup Türkiye'den siyonist işgal rejiminin saflarında cinayet işlemeye gidenler oldu.

Türkiye vatandaşı ve çifte vatandaşlığa sahip olan bu Siyonistler, soykırım suçlarını işlemek için siyonist işgal rejiminin terör faaliyetlerinde yer aldılar. Malumunuz sosyal medya başta olmak üzere basında bu cinayet şebekeleri hakkında geniş yankılar oldu.

Siyonist caniler kendi sosyal medya hesaplarından soykırım suçlarını işlemeye gittiklerini gizleme ihtiyacı bile hissetmediler. Tüm Türkiye olarak hepimiz soykırım suçlarını işlemeye giden canilerin paylaşımlarını da gördük.

Bunun üzerine HÜDA PAR, çifte vatandaşlığı olup soykırım suçlarına iştirak edenlere yönelik bir kanun teklifini meclise sundu.

HÜDA PAR'ın meclise sunmuş olduğu kanun teklifi uzun zamandır mecliste bekletiliyor.

Bekletilen bu kanun teklifinin meclisteki tüm vekillerin insani ve vicdani imtihanı olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Gazze'de soykırım suçunu işleyen çifte vatandaşlık kanun teklifi gündeme alınmaması samimiyet testi olarak diğer partiler hakkında farklı düşüncelerin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Söz konusu kanun teklifi yasallaşır yasallaşmaz bilmiyorum.

Bildiğin bir şey var, o da şudur; Gazze’de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı Siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası kanunun yasallaşması takdir edilecek bir adım olacaktır.

Yaşanan zulümlere karşı bir nebze de olsa gönüllere su serpilmiş olacaktır.

HÜDA PAR'ın meclise sunmuş olduğu çifte vatandaşlık kanun teklifinin yasallaşmasına yönelik bir samimiyet ve insanlık testi olacaktır.

Gazze konusunda mecliste grubu bulunan bulunmayan partilerin ve vekillerin samimiyet ve insanlık testini geçip geçmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Ben insanım diyen her kesin vicdanında geçen sesi işitir gibiyim. Siyonistler cezasız kalmamalı.