İnsanlığın yitirildiği, kadın, çocuk ve sivillerin hiçbir zaman güvende olmadığı bir çağda yaşıyoruz…

Gazze'de 20 bin çocuk, siyonist işgal rejimi tarafından bir yılda katledildi. Yaklaşık 50 yıldır bölgemizde çocuk katili PKK tarafından on binlerce çocuk katledildi. Çocuk yaşta şehid olan Yasin Börü ve daha nice katledilen çocuğun kanı elinde olan PKK ile Gazze'de çocukları katleden siyonistler arasında hiçbir fark yok. Her ikisi de aynı zihniyet.

Diyarbakır 6-8 Ekim'de iki hüznü birlikte yaşadı…

6 Ekim Pazar akşamı Gazze'de çocuk katili siyonist işgal rejimi telin edildi. 7 Ekim Pazartesi günü Şehit Yasin ve arkadaşlarının şehadet yıldönümünde mezarları başında yad edildiler.

Gazze için düzenlenen yürüyüşte on binlerce Diyarbakırlı meydanları hınca hınç doldurdu. Yürüyüşe katılım gösteren on binlerce halk "Katil israil, işbirlikçi PKK" sloganlarını attı.

Bu slogan Gazze'de ve bölgemizde yaşanan mezalimi hem özetledi hem de genel bir mesaj verildi. Çocukları katleden siyonistler ile siyonistlerle aynı zihniyette olan PKK'nin arasında hiçbir farkın olmadığı vurgulandı.

Siyonist işgal rejimi, arz-ı mevud hedeflerine ulaşmak için bölgemizde vekalet savaşlarını da yürütüyor. Vekalet savaşını PKK üzerinden yürütüyor. ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkeleri siyonistlerin arz-ı mevud hedefleri için kullanılan PKK, siyonistlerin tüm ahlaksız yöntemlerini kullanmaktadır.

İftira, karalama, ötekileştirme, yalan haber yayma, fitne çıkarma hem siyonistlerin hem de PKK'nin ortak özelliği olması, ruh ikizi bu iki yapının varlığı bölgesel barış ve huzuru tehdit ediyor.

Siyonist işgal rejimi yüz yıldır PKK elli yıldır İslami yaşama savaş açmış, bölgede Müslüman varlığına karşı her türlü kötülüğü yayıyor.

ABD'nin mayın eşekliğini yapan PKK, aslında Siyonistlerin arz-ı mevud projesinin taşeronluğunu da yapıyor.

Her iki yapının ortak özellikleri, çocuk kadın ve sivilleri katletmek, ahlaksızlığı yaymak.

Bölgemizde kendi işine yarayacak oluşumları kullanan siyonist işgal rejimi, en başta PKK’yi kendi yöntemleriyle bölgemize salmışlar.

Siyonistler tarafından fonlanan kartel medyası PKK’nin çocuk cinayetini görmemezlikten gelir. PKK’nin kendine muhalif gördüğü on binlerce Kürt’ü katletmesini görmemezlikten gelir. PKK camilerde katliam yapar, kartel medyası görmemezlikten gelir. Kartel medyası PKK’nin cami, namaz ve niyaz düşmanlığı görmemezlikten gelir.

Siyonistler Filistin’de İbrahim camisinde katliam yapmıştı. Onlarca Filistinli camide şehid olmuştu. Aynı zihniyetin ruh ikizi PKK Susa Cami'nde ve Başbağlar Cami'nde katliam yaptı. Yapılan bu katliamlar görmezlikten gelinir.

Gazze'nin çocukları gibi şehid Yasin ve on binlerce Kürt çocuğu PKK tarafından katledildi. Bunları konuştuğunda dillendirdiğinde Siyonist şebeke ve uzantıları hemen ötekileştirme ve dezerformasyona başlar. Delille, ispatla, bilgi ve belgelerle PKK’nin gerçek yüzünü ortaya çıkaranlara en aşağılık yöntemlerle ajan, provokatör gibi iftiralarla gerçeklerin üstünü örtmeye çalışırlar.

İnsan hakları, çocuk hakları, kadın hakları ve sivillerin dokunulmazlığının evrenselliğinin kalmadığı karanlık bir dönemi yaşıyoruz. Firavunlar, Nemrutlar ve orta çağda görülmeyen vahşilikleri görüyoruz.

Modern çağın vahşi yüzünün iyice belirdiği bu çağda çocuklar acımasızca katlediliyor. Dünyaya sözde medeniyet dağıtan batının kirli yüzü yüz yıldır başta Filistin olmak üzere kendi yaşadığımız bu mazlum coğrafyada da şahit oluyoruz.

Bir yandan Gazze'nin mazlum çocuklarının soykırıma kurban edilmesi, diğer yandan çocuk yaşta şehid Yasin'in kurban eti dağıtırken hak yolunda kurban olmasının hüznünü yaşıyoruz.

6-8 Ekim denilince iki hüzün bir kalpte birlikte yaşanıyor.

Ciğer parelerimiz, yavrularımız, geleceğimiz, yarınlarımız soykırımcıların saldırılarına kurban gidiyor. Hüzün ve hazan mevsimi sonbaharda 6-8 Ekim'i yaşamak, çocukların toprağın kara bağrına bırakılması, acı ve kederi daha da çekilmez kılıyor.

Diyarbakır'da meydanları dolduran on binlerce halk tek bir ağızdan Siyonistlerin zihniyetinde olan PKK'ye lanet yağdırdı.

Bu sloganlar Şehit Yasin ve on binlerce çocuğu katledenler ile Gazze’de çocukları katledenlerin aynı zihniyette olduğunun mesajını verdi.

Çocuk katili iki yapının birbirinden farklı bir yönü yok. İkisi de istilacı, iftiracı, katliamcı, başka bir yapının varlığını kabul etmeyen faşist, terörist, anarşist ve insanlığın en büyük düşmanı.

İslam coğrafyasının böğrüne paslı bir hançer gibi saplanan Siyonist rejim ile PKK’nin vahşetinden dolayı Annelerin gözyaşları arşı titretti…

Mazlumun ahı arşa ulaştı… Anaların feryatları vicdanları ateşe verdi. 

Gazze’de Rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu. Şehid Yasin’in ve evlatlarını yitiren on binlerce annenin ahı yerde mi kalacaktı.

Ekim ayı, kan ve göz yaşının eksik olmadığı hüzün ayı.

Şehid Yasin'den öncede on binlerce Kürt çocuğunun PKK tarafından katledildiği coğrafyam Filistin ve Gazze'nin ortak kaderini yaşıyor.

Gazze ve Diyarbakır çocuklarını yitirmekte kardeş kentler oldu. Diyarbakır ve Gazze acıda ortak oldu.

Coğrafyamda Yasin ve Yasinler, Gazze'de Rim, Ali, Ahmet ve Muhammedler katledildi.

Çocukların vahşice katledildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu döneme modernizm dönemi diyorlar. Çocukların en çok katledildiği iki coğrafyadan biri Gazze diğeri de yaşadığımız bölge.

Geleceğimiz, aydınlığımız, istikbalimiz olan çocuklar şu vahşi asrın en çirkef katliamlarına maruz kaldı. Her bir çocuk bir alemdir. Çocukların masumiyeti tartışılmaz bir konu.

Çocuklarımız cennet bahçemiz….

Yeryüzünde her bir çocuk birer çiçek ve gül misali dallarından koparıldı.

Gazze'de çocuk olmak çok zor. Aynı şekilde bölgemizde de çocuk olmak çok zor.

Çocuk haklarının kalmadığı, can güvenliklerinin olmadığı vahşet ve dehşetin yaşandığı yüzyılın utancına şahit oluyoruz.

Çocuk olmanın en zor olduğu bir yüzyılda yaşıyoruz. Çocuklar öldürülüyor, acımasızca, kalleşçe, kah…ce, korkakça.

Çocuklar dünyanın en masum varlığı… Çocukların yüzlerindeki masumiyetin hesabını veremeyeceksiniz.

''Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim..'' Cahit Zarifoğlu'nun bu sözleri kulaklarımızda çınlıyor.

Çocuk ve kadın mezarlığına dönüşen bu çağı parlatmanıza hiç gerek yok. Efendim neymiş modern çağmış. Batsın bu modern çağınız.