Afganistan, İran ve Suriye üzerinden Avrupa ülkelerine, Batı
Avrupa'dan Asya'ya ve Ortadoğu ülkelerine ciddi manada uyuşturucu trafiği
olduğunun altını çizdi.
Haram olan bir şeyin sadece içimi tek değil, İslam'ın
uyuşturucunun satışını da haram ettiğini belirten Öger, uyuşturucu kullanımının
topluma verdiği zararları sıraladı.
Türkiye'nin hem Avrupa hem de Ortadoğu'ya geçiş noktasında
jeopolitik olarak bir alan içerisinde olduğunu söyleyen Öger, "Dolaysıyla
Afganistan, İran ve Suriye üzerinden Avrupa ülkelerine, Batı Avrupa'dan Asya ve
Ortadoğu ülkelerine ciddi manada uyuşturucu trafiğinin olduğunu görebiliyoruz.
Türkiye'de son zamanlarda çok ciddi NARKO terör olayında devletin attığı
adımlarla operasyonlarda yüklü miktarda bazen milyonlarca kök Hint keneviri
bazen de tonlarca sentetik uyuşturucu olabiliyor." şeklinde konuştu.
"Haram olan bir
şeyin sadece içimi değil, İslam satışının da haram olduğunu bize
emrediyor"
Öger, "Türkiye'de uyuşturucu ticaretini kendine helal
bir ticaret olarak kazanmış ya da yasal ticaret yoluymuş gibi gören birçok
kesimden bahsedebiliyoruz. Bu grup insanlar; yasak, haram ve günah olmasına
rağmen maalesef Türkiye'de uyuşturucu ticaretini kendine bir kazanç kapısı
olarak görme noktasına kadar gidebiliyorlar. Alt sebeplerine baktığımızda
inançsal bir boşluk vardır çünkü İslam haram olan bir şeyin sadece içimini
değil, satışının da haram olduğunu bize emrediyor." ifadelerini kullandı.
İnsanın ekonomik çıkmazlarını kısa yoldan para kazanmayla
alakalı enerji sarf etmeden, güç ve emek kullanmadan para kazanma hırslarına
girebildiğini söyleyen Öger, "Bu hırs onları kısa yoldan uyuşturucu
satıcılığına sevk ediyor. Bu bir zafiyettir, eğitimle giderilmesi gereken bir
noktadır. Şimdiye kadar pek çok alanda boşluk olduğu gibi uyuşturucuyla
mücadelede de kolluk kuvvetlerinin ve denetlenme mekanizmasının zafiyetleri
olmuştur. Bu zafiyetlerden kaynaklı insanlar kendine bu alanı boş görmüş ve bu
alanda istedikleri şekilde cirit atabiliyorlar. Son yıllarda özellikle kolluk
kuvvetlerinin İHA'larla birlikte yerinde tespiti ve bu anlamda uyuşturucu
satıcılığı yapan insanların şikâyeti noktasında tutulan ve yakalanan malın
belli bir miktarda şikâyet edilip parasal olarak verilmesi bu organizasyonu çok
daha fazla aktif hale getirdi ve yakalanma oranları peyderpey yükseldi."
diye belirtti.
"Ebeveynler çocuklarına helal ve emek karşılığında kazanç sağlamak bilincini eğitimle vermelidir"
Yahya Öger
Anne ve babalar tarafından dikkat edilmesi ve yapılmaması
gereken hususları da sıralayan Öger şunları söyledi:
Uyuşturucu satıcılığı yapan insan sayısının yüzbinlerle
ifade edilmesi, toplumsal olarak zaafımızın göstergesi olduğunun altını çizen
Öger, "Bu anlamda anne ve babalara şunu söylemek istiyorum; insanların
çocuklarımıza karşı davranışları, sağlık ve sıhhatleri, gelecekleri ve maddi
kazançlarını hiçe saydıkları bir dünya ortamında yaşıyoruz. Dolayısıyla aileler
çocuklarına; çevre ve arkadaş seçimini, kazancın helal ve emek karşılığı bir
kazanç olması gerektiğini, az da olsa alın teriyle kazanılan paranın haram
paradan daha kutsal olduğunu ve çocukların emeğe saygı gösterilmesi gerektiği
noktasında ciddi manada eğitim vermelidir. Özellikle evliler arasında eşler
birbirlerine para getir nasıl getiriyorsan getir, parayı nereden kazanıyorsan
kazan, beni rahata kavuştur, başkaları da şu yoldan ailesini rahata kavuşturdu
sen de bu yola tevessül et, gir gibi telkinlerde bulunmamalıdır. Biz
fakirliğimize, yoksulluğumuza ve yokluklarımıza; haramla, günahla ve illegal
yollarla değil, alnımızın teriyle ve akıyla bir yol bulmalıyız. Fakirliği
bertaraf etmenin yolunun da helal bir kazanç kazanmaktan geçtiğinin bilincini
çocuklarımıza vermek zorundayız." dedi.