Filistin İslâmî direniş hareketi HAMAS'ın kurucu
önderlerinden olan, hareketin kurucu lideri Şeyh Ahmed Yasin'in 22 Mart 2004'te
şehit edilmesinden sonra hareketin sancağını devralan ancak bu görevi
üstlenmesinden sadece 25 gün sonra yani 17 Nisan 2004 tarihinde şehit edilen
Prof. Dr. Abdülaziz Rantisi, şehadetinin 20'nci yıl dönümünde rahmet ve
minnetle anılıyor.
Hayatı zindan ve Kudüs davası için mücadele sahalarında
geçen Şehid Rantisi, ömrünün son anına kadar ümmetin izzeti ve şerefi olan
Kudüs topraklarını siyonist çetelerden kurtarma mücadelesi verdi.
"Ölüme burun mu kıvıracağımızı sanıyorlar. Kanserle de
olsa, kalp krizinden de olsa ya da bir apachi helikopterinin füzesi ile de olsa
ölüm ölümdür. Nasıl gelirse gelsin hepimiz öleceğiz ve hepimiz o günü
bekliyoruz. Kalp kriziyle gelmiş, apachi füzesiyle gelmiş hiç bir farkı yok.
Ama ben Apachi ile gelecek olan ölümü tercih ediyorum." sözleriyle tarihe
kazınan Rantisi'nin duası kabul oldu ve işgalci rejimin Apachi helikopterinin
saldırısı sonucu şehid oldu.
Dr. Abdülaziz Rantisi, Filistin direnişinin ve İslam
ümmetinin öncü şahsiyetlerinden biridir. İşgal edilmiş Filistin topraklarının
Yafa kentine yakın İbni Amme/ Yubna köyünde 1947 yılında dünyaya geldi.
1948 yılında Filistin işgal edilince ailesiyle birlikte
Gazze Şeridinde bulunan Han Yunus bölgesine hicret eder. Siyonist çetelerin
saldırı ve barbarlığına karşı Her Filistinli gibi Rantisi'nin ailesi de tüm mal
mülklerini yaşadıkları diyarlarda bırakmak zorunda kalır. Bu yüzden hicret
ettikleri yerde fakir hayatı yaşadılar.
Rantisi, okula erken yaşlarda başladı. Eğitimini görürken
fakir olmaları nedeniyle basit işlerde çalışarak ailesinin geçimini
karşılıyordu. Rantisi, Gazze Şeridi'ndeki okullardan mezun olduktan sonra
Mısır'a hicret eder ve oradaki okullarda eğitim görmeye başlar. Üniversite
eğitimini İskenderiye Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlayarak yüksek
lisansını da aynı bölümde yapıp tekrar Gazze Şeridi'ne döner.
Siyonistlere vergi vermek yerine zindanı tercih etti
Rantisi, Gazze'de tanınan maharetli bir doktordu ve bu
alanda birçok çalışma yürüttü. Han Yunus Kentinde bulunan Nasır Hastanesinde
çalıştı. Burada Filistin İslami Direniş Hareketinin kurucularından biri olan ve
onunla aynı hastanede çalışan Dr. İbrahim El Mukadme ile tanışır. 1979 yılında
Dr. Abdülaziz Rantisi, Dr. İbrahim El Mukadme tarafından Filistin'de kurulan
İhvan-ı Müslimin Cemaatine katılır. Sonra başta İslam Üniversitesi olmak üzere
birçok üniversitede akademik çalışmalar yürütmüştür.
Han Yunus kentinde kendisine ait bir kliniği vardı. Gazze
Şeridi'nin en meşhur doktoruydu. Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinden ünü
sebebiyle insanlar onun yanına tedavi olmaya geliyordu. Rantisi, çocuk doktoru
olmasına rağmen tıbbın birçok alanında faaliyetler yürütüyordu. Gazze
Şeridi'ndeki tüm tıpçıları kendi çatısında toplayan Tıp Derneği İdare Kurulunun
bir üyesiydi. 1983 yılında siyonistler Gazze Şeridi'nde bulunan doktorları
vergi vermeye zorlayınca Rantisi, bu vergileri vermeyi reddetti. Bu tutumu üzerine
siyonistler onu vergi vermeye zorlamak için tutukladı. Ama o siyonistlere vergi
vermek yerine zindanı tercih etti.
Dr. Abdülaziz Rantisi, Filistin'de davetçi kimliğiyle
tanınan biriydi. İhvan-ı Müslimin cemaatine tabi olduktan sonra doktorlar ve
camiler üzerinden aktif olarak yürüttüğü çalışmalar neticesinde cemaatte kabul
görülen bir şahsiyet halini aldı. Çok defa tutuklanması Gazze Şeridin'de onun
insanlar arasındaki sevgisini ve şöhretini arttırdı. Rantisi, 1987 yılında
kurulan Hamas hareketinin kurucularından biri sayılır. Hareketi kuran 7 üyeden
biridir. 1988 yılında siyonistler tarafından tekrar tutuklanır. HAMAS'ın
kurulması ve beraberinde Filistin İntifadasının başlamasıyla Rantisi çok defa
tutuklamalara maruz kaldı. 88'deki tutuklanmasının üzerinden 2 buçuk yıl
geçmesinden sonra 1990 yılında serbest bırakılıp aynı yıl içerisinde tekrar
esir alındı. Sonra Mercuzzuhur sürgünü başladı. Sürgün edilme süreci bittikten
sonra tekrar tutuklandı.
İslami Hareket saflarında mücadele veren gençler ve Filistin
halkına yakın ilgi gösterirdi
Rantisi, HAMAS'ın siyonist zindanlardaki sorumlusuydu. Uzun
bir süre Şeyh Ahmed Yasin ile birlikte aynı koğuşta kaldı ve şeyhin hizmetinde
bulundu. Sonra siyonistlerin meşhur zindanlarından biri olan Nakab diğer adıyla
Ktzi'ot zindanına sevk edildi.
Kur'an'ı Kerim'i hıfzetmesiyle ve çok okumasıyla bilinirdi.
Herkesle iyi ilişkiler içerisindeydi. İslami Hareket saflarında mücadele veren
gençler ve Filistin halkına yakın ilgi gösterirdi. Herkes onu çok severdi.
Etrafındakilerin görüşlerini ilgiyle dinlerdi. Evlatları ve ailesiyle arası çok
iyiydi ve onların hukukunu gözetirdi.
Tüm bunlarla birlikte Rantisi, şiir yazardı. Birçok şiirini
zindanlarda yazmıştır. Bazıları siyasiydi ve Oslo gibi siyonistlerle girilen
anlaşma ve uzlaşmaları eleştiriler şeklindeydi. Ayrıca İslam şehidleri ve
Filistin davasını konu edinen şiirler yazardı. Diğer bazı şiirler ise ailesi ve
evlatları üzerineydi.
İslam ümmetinin evlatları Rantisi'yi, Mercuzzuhur'da
takındığı o asil duruşundan sonra tanıdı
Rantisi'nin mücadele sahasında maruz kaldığı ağır
imtihanlardan bir tanesi de 425 arkadaşıyla birlikte Mercuzzuhur bölgesine
hicrete zorlanmasıydı. Bu ayrıca HAMAS hareketi ve İslami Cihad hareketi
öncülerine yapılan en büyük hicrete zorlama politikasıydı.
Rantisi'nin İslami şahsiyeti açık ve net bir şekilde burada
belli oldu. İslam ümmetinin evlatları Rantisi'yi, Mercuzzuhur'da takındığı o
asil duruşundan sonra tanıdı. Daha onca sadece Gazze Şeridi'nde tanınan ve
hatrı sayılan biriydi. Mercuzzuhur'a hicrete zorlanan kardeşlerin
temsilciliğini ve resmi sözcülüğünü yürütüyor, onlara takınılması gereken
onurlu duruşlarında öncülük ediyordu. Onların bu dik duruşu basın yayın
organlarıyla kısa sürede duyulmalarına vesile oldu. Herkes Mercuzzuhur'da bu
adamın gücünü ve kahramanlığını gördü. Hicrete zorlanma günleri Abdülaziz
Rantisi'nin şahsiyetinde değişimin başladığı ve HAMAS hareketinde öncülüğe ehil
olma yolunda en önemli bir kilometre taşıydı.
HAMAS tarihinde basın sözcüleri arasında onun gibisi
görülmedi
Dr. Abdülaziz Rantisi her şeyden öte bir davetçiydi.
Mescitlerde harika ve kendisine has bir üslupla dersler vermekle bilinir.
Ömrünün çoğunluğunu zindan ve hicretlerde geçirdiği için müesseseler kurma gibi
bir fırsatı olmadı. Siyonist zindanlardan çıktığında 1997'den sonra geri kalan
zindan hayatını kukla yönetimin zindanlarında geçirdi. 2000 yılından sonra
zindandan bırakıldığında Büyük Aksa İntifadası başladı.
Onu defalarca tutuklama girişimlerinde bulunmalarına rağmen
halkın Rantisi'nin evini muhasara altına alıp onu tutuklamalarına izin
vermemesi sonucunda bu girişimleri de başarısız oldu.
HAMAS tarihinde basın sözcüleri arasında onun gibisi
görülmedi. Abdülaziz Rantisi'nin ümmetin kalbinde yer edinmesine vesile olan
şey onun çok defa yaşanan olaylara karşı duruşunun hızlı, hazır ve net
olduğuydu. Çok güçlü ve sarsılmaz imanıyla, düşmanın kalbine korku salan
duruşlar sergiliyordu.
HAMAS Hareketi Siyasi Ofisinin bir üyesiyken her zaman Şeyh
Ahmed Yasin'in yanında yer alır ve onunla beraber hareket ederdi. Şeyh Ahmed
Yasin şehit olduktan sonra 2004 yılında HAMAS'ın lideri oldu.
Şeyh Ahmed Yasin'in şehadetinin üzerinden henüz bir ay
geçmişti. Katil siyonist çetelerin Apachi helikopteri tarafından 17 Nisan 2004
yılında Dr. Abdülaziz Rantisi'ye saldırı düzenlendi ve çok arzuladığı şehadete
erdi. Daha önce çok defa suikast girişimlerinde bulunuldu fakat başarılı
olamamışlardı.
"Sizi, Hayfa ve Tel Aviv'de sarsacağız!"
HAMAS Hareketinin lideri olarak seçildiği etkinlikte Hayfa
ve Tel Aviv'in füzelerle vurulmasından bahsetmiş ve kendinden emin ve heybetli
bir şekilde "Sizi, Hayfa ve Tel Aviv'de sarsacağız!" demişti.
Bu öngörüsü özellikle 7 Ekim'deki Aksa Tufanı harekatıyla
daha iyi anlaşılmış, nitekim direniş füzelerin işgal altındaki Filistin
topraklarının derinliklerine ve kalbine kadar ulaşmıştı.
Rantisi, gençlere önem ve değer veriyordu. Gençleri hep
ziyaret ediyor ve yol yordam gösteriyordu. Gençler de sık sık onu ziyaret
ediyor istifade etmeye çalışıyordu. Programının yoğunluğu ve işlerinin
çokluğuna rağmen onunla görüşmede hiç zorluk çekmiyordular.
Ümmetin, Rantisi gibi öncülere ihtiyacı var. Rantisi gibi
öncü şahsiyetlerin sadece ismini ve namını bilmek değil bilakis hayatlarını
öğrenip hayata tatbik edilmesi önemli bir yer teşkil ediyor. (İLKHA)