Yaşamının
önemli bir bölümünü Diyarbakır'ın Sur ilçesinde geçirenler için buranın her sokağının
ayrı bir anlamı vardır.
Dağkapı bir
aşk, Mardinkapı bir sevda, Urfakapı bir tutku, Çiftkapı bir özlemdir adeta...
Uzun süre Sur'da
yaşayıp da evini terk etmek zorunda kalmak, aşığın maşuktan ayrılması kadar
zordur...
Bu
nedenledir ki Sur'dan taşınanlar ya da taşınmak zorunda kalan hemşerilerimizin
gönlünde hep bir Dağkapı, Melikhamet, Mardinkapı ya da Ulucami hasreti vardır.
Daracık taş
sokaklar, girişik ve sırt sırta vermiş taş yapılı evlerin serin gölgesinden
geçmek hep huzur vermiştir insanımıza...
Hz. Süleyman
ve yanında medfun sahabeler, manevi bir kalkan gibi Diyarbekirlinin gönlündeki
kara bulutları savmıştır.
Ulucami bir
Mescid-i Aksa gibi heybetli ve vakur durmuştur Diyarbekirlinin gözünde.
Övünmüştür onunla 5. Harem-i Şerif diye.
Şehrin
etrafındaki müstahkem surlar adeta bir güvenli bölge oluşturmuştur
Diyarbekirliye.
Dicle nehri
emrine amade, Hevsel ise bir kilim gibi Sur'un ayakları önüne serilmiştir.
İnsanımız
Sur'un bereketine inanmıştır. Herkesin bir hikayesi vardır bununla ilgili:
-Paramız
azdı ancak hiç geçim sıkıntısı çekmiyorduk.
-Alipaşa'daki
evimizde tek maaşla 10 nüfuslu bir aile geçiniyorduk, kimseye muhtaç
değildik...
Peşi sıra
dökülür dudaklardan konu açılınca...
Anlat anlat bitmez
Sur'un meziyetleri.
Sözün özü
"Sur bu kadar sevilmeyi de hakketmiştir."
***
Sokaklara
çukurlar kazılarak başlayan olaylardan sonra Diyarbakır tarihi bir kırılma
yaşadı. Kentin maddi değerleri birer birer darbe aldı.
Bunun
yanında Sahabeleri ve manevi iklimi ile bilinen kent; olaylar, kargaşa, yıkım
ve talan ile anılmaya başladı. Sur, özünden tamamen kopmasa da manevi açıdan
çok büyük darbeler aldı.
Yıkılan her
ev, kapanan her yol, her sokak Diyarbekirlinin hayallerinde, anılarında onulmaz
yaralar açtı.
Suriçi'ndeki
yerleşim alanlarının önemli bir kısmı olaylar nedeniyle zarar gördüğünden
kentsel dönüşüm kapsamında yıkıldı.
Tarihi mekânlar
koruma altına alınsa da eski kuçeler (sokak) artık yok. Hançepek artık yok, Hasırlı artık yok, Arap
Şeyh yok...
Çekilen
bariyerlerin arkasında yeni bir Suriçi inşa ediliyor. Daha güzel, daha sağlam,
daha gösterişli ve göze daha hoş gelen yapıların inşa edildiği muhakkak.
Ancak gönüle
eskisine oranla daha "hoş gelmeyeceği" de muhakkak...
Yusuf Rabatlı