Diyarbakır denilince ilk akla surları ve karpuzu gelir.

Şimdi havalar soğuk, karpuz zamanı değil, bu yüzden biz biraz güzel memleketimin surlarından bahsedeceğim.

Her yıl on binlerce yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken surları görenler adeta kendinden geçip geçmişe yolculuk yapıyorlar.  Bu tarihi yolcukta geçmişin izlerine dalanlar surlara hayran kalıyor.

Diyarbakır’ı ve tarihi surları ziyaret eden bazı turistlerin, bir kez gelip gördükten sonra kendilerini tutamayıp iki, üç ve daha fazla ziyarette bulunduklarını duymuşuz mutlaka.

Diyarbakır’daki tarihi mekanların güzelliklerine hayran kalmamak mümkün mü?

Bu kadar güzel tarihi mekanları görenlerin birkaç kez Diyarbakır’ı ziyaret etmelerine hak vermemek elden değil.

Tarihi mekanların tadını çıkarmak, Ulu Cami’nde sabah namazı kılmak, Nebi Cami’nde öğle, Hz. Süleyman’da ikindi, Kurşunlu Cami’de akşamı, Dört Ayaklı Minare Cami’nde yatısı namazı kılmak.

Adeta Diyarbakır’a gelen turistler, her bir tarihi camide farklı bir manevi atmosferi tadıyor.

Bu manevi atmosferi görenler bir daha geliyor.

Birazda Diyarbakır Surlarına değinmek istiyorum.

Diyarbakır surlarının günümüzdeki hâli, 349 yılında Roma İmparatoru II. Constantinious tarafından yaptırılmıştır.

Surların toplam uzunluğu 5,5 kilometre ile dünyanın en eski surlarından biri… Surların duvar yüksekliği 10 -12 metre, genişliği ise 3-5 metre arasında değişiyor.

Surlar, 80’den fazla burç ile desteklenmiş, burçların üzerinde güneş ve yıldız sembolleri ve çeşitli hayvan kabartmaları bulunuyor.

Diyarbakır surlarının dört ana kapısı ta günümüze kadar ulaşmıştır.

Surların dört ana kapısı 19. yüzyılın başına kadar hep güneşin doğuşu ile açılır ve batışı ile kapanırmış.

Günümüze kadar birçok onarımdan geçen ve çok kez el değiştiren surların üzerinde, başta Selçuklu dönemine ait olmak üzere, farklı dönemlere ait kitabeler ve kabartmalar bulunuyor.

Diyarbakır surları, medeniyetlerin, kültürlerin ve dönemin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiş ve özgünlüğünü korumuştur.

Diğer namıyla Diyarbakır Kalesinin, 7 bin yıllık tarihsel varlığını sürdüren, surları ve burçları hala orijinal koruyor.

Surlar özgün kültür varlıklarımız olarak yaşamakta, dünya tarihi için önemli bir evrensel miras özelliğini koruyarak, bizleri günümüzden geçmişe yolcuk yapmamıza olanak sağlıyor.

Maneviyatın ve kültürün kalesi Diyarbakır surları ve tarihi camilerinin manevi geçmişini gönümüze taşımaya özen göstermeli, maneviyatına sahip çıkmış insanları yetiştirmeliyiz.

Diyarbakır’ı ziyarette gelenlere manevi atmosfer hissettirilmeli, yaşatılmalı…

Sahabeler, peygamberler ve velilerin şehri Diyarbakır’ın maneviyatına yönelik çalışmalara ağırlık verilmeli, maneviyatın başkenti olma hakkı teslim edilmeli.