On bir ayın sultanı ramazan ayının son gününe girmiş olduk. Bu mübarek ay manevi arınma ayı olduğu gibi toplumsal dayanışmanın da zirve yaptığı bir ay.
Fakir fukaranın, garip gurebanın, yetimin, öksüzün, çaresizin yüzünün güldüğü bu rahmet ayının son gününe girmiş olduk.
Bugün Arefe yarın bayram.
Diyarbakır’da Arefe gününde bayram hazırlığı tamamlanır. En başta evlerde bayram hazırlığı için temizlik yapılır. Sonuçta bayram günü gelen giden olacak. Evlerin temizliği ile birlikte bireysel temizlikler de yapılır.
Diyarbakır’da bayrama bir iki gün kala berberler dolar taşır. Ogün herkes bayram için tıraş olur. Yeni kıyafetler alınır. Yeni kıyafet alamayanlar ise en temiz ve güzel kıyafetini bayram günü giyer.
Evlerde bayram hazırlığı olarak çörekler için hamur hazırlanır. Diyarbakır’a has bayram çörekleri için hazırlıklar yapılır. Birçok baharatın hamura katılmasıyla yapılan Diyarbakır çöreği ya da Diyarbakır bayram çöreği, geçmişten günümüze yaşatılan Diyarbakır’a has bir adettir.
Genellikle bayramdan bir gün önce yapılan bu çörekler oldukça büyük miktarlarda yapılır ve bayramdan sonra da uzun bir zaman tüketilir.
Diyarbakır’da istisnasız olarak her evde çöreklerin pişirilmesiyle çörek kokusu etrafa yayılır. Bayram çöreklerinin kendine has kokusu bayramın yaklaştığının emaresi olur.
Çörekler yapıldıktan sonra bayram gününe has yöresel en lezzetli yemekler pişirilir.
Bayram sabahında bayram namazı için hazırlıklar yapılır. Büyükler evde abdestlerini aldıktan sonra genelde çocuklarını da yanlarına alarak camiye giderler.
Diyarbakır’da bayram namazlarında camilerde yer kalmaz, camiler dolar taşır. Bayram namazı kılındıktan sonra en başta camide cemaat toplu bayramlaşır.
Bayram namazından sonra herkes tatlı bir mutlulukla evinin yolunu tutar. Namazdan sonra bu sefer ev halkı ile bayramlaşma başlar. Küçükler büyüklerin ellerinden öper, büyükler küçüklere bayram harçlığı verir.
Diyarbakır’da ev halkı ile bayramlaşıldıktan sonra sabahın erken saatinde sabah kahvaltısı ile birlikte önceden hazırlanmış olan yöresel yemekler sofraya indirilir. Bayram yemeğinden sonra sıra kabir ziyaretine gelir. Kabirler ziyaret edilir, Fatihalar ve Yasinler okunur, vefat etmiş yakınların da bayramı böylece kutlanmış olur. Bazı ev halkı ise bayram namazından sonra önce kabir ziyaretlerine gider, kabir ziyaretinden sonra evde bayramlar kutlanır.
Diyarbakır’da bayramı bayram yapan müthiş bir dayanışma sergilenir. Bayram günlerinde akraba, eş dost ve komşuların bayramı kutlanır. Özellikle akraba ve yakın dostlar bayram günü birbirilerinin evlerini ziyaret ederler. Bayramda ev ziyaretlerinde bayramlaşmaya gelenlere sofra açılır, yemekler ve tatlılar ikram edilir.
Yüz yıllardır Diyarbakır’da güzel bir bayram geleneği daha var. Diyarbakır’da geniş akrabaların bayramda bir araya gelmesi adeti halen sürdürülüyor. Farklı memleketlerde yaşayanlar bayram vesilesiyle toplu olarak bir araya gelme fırsatını yakalamış oluyorlar. Bayramlarda özellikle geniş akrabalar bayramda bir araya gelmenin sevincini yaşar, hasret giderirler. Geniş akrabaların bir araya gelmesi ile birlikte sıla-i rahime büyük bir önem verilir. Mutlaka akraba ziyaretleri yapılır. Akrabaların bayramları kutlanır. Özellikle akrabalar içinde saygın ve yaşı büyük olanın evinde tüm akrabalar toplanır. Akrabalar bayram vesilesi ile toplu olarak bir araya gelmenin mutluluğunu yaşarlar. Toplu yemekler yenir, kendi aralarında hasbihal eder, bir araya gelmenin hal-hatır sormanın, özlem ve hasret gidermenin, dertleşmenin ve dayanışmanın fırsatını yakalamış olurlar.
Bir araya gelemeyip uzak memleketlerde olan eş, dost ve akrabalar telefonla aranır hasret giderilir, bayramlar kutlanır. Ulaşamadığımız birçok tanıdığa bayram mesajları göndererek bayramları kutlanır.
Akraba ziyaretlerinde yine en karlı çıkan çocuklar olur. Çocuklar bir araya gelen akrabaların ellerinden öper, dededen, neneden, amcadan, dayıdan, haladan, teyzeden mutlaka harçlıklarını alırlar.
Bayram çocuklar için daha neşeli geçer. Diyarbakır’da çocuklar en güzel kıyafetlerini giyip toplu şekilde kapıların zillerini çalar, bayram kutlaması yapar ve şeker toplarlar. Her çocuğun elinde şeker torbası mutlaka bulunur. Çocuklar topladığı şekerlerini eve götürür, bayramdan sonra da afiyetle o şekerleri tüketir.
Diyarbakır’da bayram coşkusu böyle devam ederken, küslerde o gün barışmış olur. Dargınlıklara o gün son verilir. Bayram adeta geçmişe ait tüm sayfaları kapattırır yeni bir sayfa açmaya vesile olur.
Her ibadetin bireysel yönü olduğu gibi toplumsal yönü de vardır. Ramazan orucunun bireysel yönü arınma ve manevi olarak temizlenme iken, toplumsal olarak da dayanışma, birlik ve beraberliği sağlar.
Diyarbakır’da Ramazan ayı ve Ramazan Bayramının bireysel ve toplumsal bereketi geçmişten ta günümüze kadar kendini göstermesinin mutluluğunu yaşıyoruz.
Bu arada Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında bayramı buruk bir şekilde geçiren kardeşlerimize hem dualarımızla hem de maddi yönden desteklerimizle onların acılarını hafifletmekle sorumlu olduğumuzu unutmayalım. Şimdiden Ramazan Bayramınız mübarek olsun.