Batman İl Sağlık Müdürü Uzman Doktor Semih Canpolat, Kırım
Kongo Kanamalı Ateş hastalığının bulaşmasına sebep olan kene sorununa ilişkin
İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
Canpolat, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nin (KKKA), keneler
tarafından taşınan Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik,
iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda
kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik
(hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığı olduğunu
anlattı.
Hastalığın Türkiye'de 2003 yılında kesin tanısının konduğunu
belirten Canpolat, KKKA vakalarının, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan
kenelerin aktifleştiği olan bahar ve yaz aylarında görüldüğünü söyledi.
"İnkübasyon süresi kene tutunmasından sonra 1-3
gün, en fazla 9 gün olabilmektedir"
İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi vakalarının çoğunlukla İç Anadolu'nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve
Doğu Anadolu'nun kuzeyinde yoğunlaştığını aktaran Canpolat, "Hastalık
ülkemizde başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla
temas sonucunda bulaşmaktadır. Bunun yanı sıra hastalık viremik dönemdeki
hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız
temas sonucunda da bulaşabilmektedir. İnkübasyon süresi kene tutunmasından sonra
genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve
diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün
olabilmektedir." dedi.
Bugün için hastalıktan korunmaya yönelik etkinliği
kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmadığına dikkat çeken
Canpolat, ülkede hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmalarının ise devam
ettiğini kaydetti.
Keneden korunmak için neler yapılmalı?
Keneden korunmak için yapılması gerekenleri anlatan
Canpolat, şöyle devam etti:
"Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene
yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek
maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon
paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde
rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
"Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın
bulaşma riski de o kadar azalır"
Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık
kuruluşuna başvurması gerektiğini vurgulayan Canpolat, "Kene ne kadar
erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı
unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden
hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse
bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut
sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa
yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık
bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini
(eldiven, önlük, maske v.b.) almalıdır." diye konuştu.
"Keneler kesinlikle çıplak el ile
öldürülmemeli"
Açıklamasının devamında Canpolat, "Kene tutunan
kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı,
baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu
belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın
sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler.
Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve
bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda
tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde
bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin
kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep
olacağı için yapılmamalıdır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)