21 Eylül tarihine kadar çeşitli platformlar ile uzaktan
eğitimin yapılacağını hatırlatan Tekdemir, bu tarihten sonra başta yüz yüze
eğitim olmak üzere birçok konuda belirsizliğin hâkim olduğunu ifade etti.
Yüz yüze eğitime başlarken öğrenci ve öğretmenlerin sağlık
ve güvenlik durumu, öğrencilerin devam durumu, okullarda sosyal mesafenin nasıl
korunacağı, teneffüs ve dinlenme zamanlarının nasıl olacağı gibi birçok
belirsizliğe dikkat çeken Tekdemir, bütün bu soru işaretleri göz önünde
bulundurulup sağlıklı adım atılması gerektiğini söyledi.
"Yeni
eğitim-öğretim yılı bugün itibariyle başladı"
2020-2021 eğitim-öğretim yılının bugün başladığını
hatırlatan Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, şu
ifadeleri kullandı:
Yeni eğitim-öğretim yılı bugün itibariyle başladı. 18 Eylül
Cuma gününe kadar sürecek olan uzaktan eğitimle geçen yılın 2'nci dönemine ait
konu ve kazanımlarına temel oluşturan çeşitli programlar hazırlandı. Okulların
da kendi hazırladıkları içerik ve programlarla öğrencilerini uzaktan eğitimle
destekleyecekleri esnek standartlar oluşturuldu. TRT EBA aracılığıyla ilkokul,
ortaokul ve lise öğrencilerinin öğrenme kayıplarını telafi etmeye dönük,
öğrencileri yeni döneme hazırlayacak dersler verilecek. EBA canlı ders
uygulamasının aktif kullanılacağı ve 18 Eylül'e kadar devam edecek bu
programdan sonra ne olacağı ile ilgili açıkçası kesinleşmiş bir planlama yok.
"Eğitim
politikasına yön verenler açısından kontrollü bir belirsizlik hâkim"
Yeni eğitim-öğretim yılında birçok soru işaretinin mevcut
olduğuna dikkat çeken Tekdemir, "Eğitim politikasına yön verenler
açısından kontrollü bir belirsizlik hâkim. Okulların açılma tarihine dönük
genel bir takvim açıklandı.
Ancak asıl merak konusu olan eğitim ve öğretim
faaliyetlerinin içerik düzenlemesini, yüz yüze eğitimin durumu, uzaktan
eğitimin sürece etkisi, öğrencilerin devam durumları, okullarda
öğrenci-öğretmenlerin sağlık ve güvenliğinin nasıl sağlanacağı, okullarda
sosyal mesafenin nasıl korunacağı, teneffüs ve dinlenme zamanlarının nasıl olacağı
okula ulaşımın nasıl sağlanacağı, sınıf mevcutlarının nasıl düzenleneceği, ders
sayısı ve süresi gibi ara katmanlarda belirsizlikler sürüyor." ifadelerini
kullandı.
"Son günlerde
artan vaka sayıları velilerin ve öğretmenlerin tedirginliğini artırmaktadır"
Bilim kurulunun tavsiye edeceği yaş ve gruplarda yüz yüze
eğitim programının uygulanacağını açıklayan Tekdemir, şu şekilde devam etti:
Ancak 21 Eylül tarihinde hangi sınıf düzeylerinde aşamalı ve
seyreltilmiş eğitimin başlanacağı net değil. Virüs kontrol altına alınmadığı
için virüsün yayılım karakteri vatandaşların tedbir almaması ve salgın bilinci
konusunda istenilen duyarlılıkta olmaması nedeniyle uzun dönemli planlamalar
yapılamıyor. Daha çok kısa dönemli çalışma planlamaları tercih ediliyor. Son
günlerde tırmanışa geçen vaka sayıları velilerin ve öğretmenlerin
tedirginliğini artırmaktadır. Örneğin geçtiğimiz hafta okullarda seminer
faaliyetlerine katılan öğretmenlerimizden birinin testi pozitif çıkması diğer
öğretmen arkadaşlarımızın endişelerini artırmıştır. Tabi bu durumlardan dolayı
haliyle veliler ve öğrenciler de olumsuz etkilenmektedir. Okulların uzun süreli
kapalı olması öğrencilerin öğrenme motivasyonlarını düşürmüş ve öğrenme
kayıplarını artırmıştır.
"Sosyo-ekonomi
açıdan dezavantajlılar uzaktan eğitim sürecinde olumsuz etkilenebilir"
Sosyo-ekonomi bakımından elverişli olmayan ailelerin uzaktan
eğitim etkinliğinden yararlanamama durumuna dikkat çeken Tekdemir, "Bir
önceki yılın uzaktan eğitim sürecinde sosyo-ekonomik koşulları dezavantaj
oluşturan ailelerde eğitime erişim imkânları kısıtlı olmuştur. Teknolojik
altyapının yetersiz, veri desteğinin olmadığı yerlerde eğitimdeki eşitsizlik
daha derinleşmiştir. Sosyal izolasyon nedeniyle çocukların sosyal
etkileşiminden uzak kalması hastalık ve salgın kaygısını daha derinden
yaşamalarına neden olmuştur. Bütün bu olumsuzluklara rağmen merkezi ve yerel
düzeyde eğitim alanlarını, eğitim çalışanlarını öğrenci ve velileri
belirsizlikten kurtaracak 'Yeni Normal' sürecin öngördüğü düzenlemeleri hayata
geçirmek gerek." şeklinde konuştu.
"Yüz yüze
eğitime geçmeden birçok önlem alınmalı"
Yüz yüze eğitime geçilmeden öğrenci, okul, çevre, çalışan
sayısı gibi birçok durumun uygun hale getirilmesi gerektiğini belirten
Tekdemir, "Yüz yüze eğitimin başlayacağı dönemde de çalışan ve öğrenci
sağlığını korumak üzere okulların hijyen kalitesinin artırılması, temizlik ve
güvenliğin sağlanması gerekmektedir. Eğitim psikolojisi açısından ailelerin
öğretmenlerle ve okul yönetimiyle etkili bir iletişim ağının içinde yer alması
önemlidir. İletişimde problem yaşayan ailelere destek verilmesi yine önem arz
eden bir başka husustur. Uzaktan eğitimde ailelere dijital araçları kullanma ve
çocukların derslere katılımını sağlama konusunda gerekli eğitimin de sağlanması
gerekmektedir." ifadelerini kullandı