Gizli Bilgilerin Avında Ahlaki ve Stratejik Sınırlar
Teknolojinin hayatın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, savaş ve istihbarat da dijital düzleme taşındı. Artık devletler, şirketler ve örgütler sadece sahada değil, ekranların ve kodların derinliklerinde de mücadele ediyor. Bu çerçevede siber casusluk, çağımızın en tartışmalı araçlarından biri haline geldi. Fakat bu dijital istihbarat faaliyetleri, özgürlük, mahremiyet, adalet ve ahlak gibi temel kavramlarla ciddi bir çatışma içinde.
Siber Casusluk Nedir?
Siber casusluk; kurumların, devletlerin ya da bireylerin bilgi sistemlerine izinsiz erişerek kritik verileri çalma, takip etme veya manipüle etme eylemidir. Devletler bunu "ulusal güvenlik" gerekçesiyle, şirketler ekonomik rekabetle, bazı gruplar ise ideolojik ve politik hedeflerle yapmaktadır.
Kullanım Alanları ve Yöntemler
- Devletlerarası istihbarat: Stratejik, askeri ve diplomatik bilgilere ulaşmak için.
- Ekonomik casusluk: Ticari sırlar ve patent bilgileri için.
- Toplum mühendisliği: Bireylerin davranışlarını manipüle etmek için.
- Bireysel hedeflemeler: Aktivistler, gazeteciler ve dinî şahsiyetler üzerinde baskı kurmak için.
İsrail’in MOSSAD Eliyle Yürüttüğü Siber Casusluk
Siber casusluğun en saldırgan uygulayıcılarından biri hiç şüphesiz İsrail istihbarat servisi MOSSAD’dır. MOSSAD, yıllardır dünyanın dört bir yanındaki Müslüman bireyleri, kurumları ve direniş hareketlerini dijital yollarla takip etmektedir. Filistinli aileler, Kudüs savunucuları, aktivistler ve direniş liderleri; e-postalar, sosyal medya hesapları ve akıllı cihazlar aracılığıyla sürekli izlenmektedir.
İsrail, bu dijital kuşatma ile sadece bilgi toplamakla kalmamakta; aynı zamanda algı operasyonları, dijital şantaj ve toplumu sindirme amacıyla bu bilgileri kötüye kullanmaktadır. Bu durum, ahlaki ve insanî hiçbir sınır tanımayan bir gözetleme anlayışının tezahürüdür.
El-Kassam Tugayları'nın Onurlu Dijital Direnişi
Buna karşın, Filistin İslami Direnişi’nin dijital alandaki onurlu mücadelesi, özellikle de El-Kassam Tugaylarının siber istihbarat çalışmaları dikkat çekmektedir. El-Kassam, işgalci İsrail’in siber operasyonlarına karşı sadece savunma değil, aynı zamanda stratejik bilgi toplama ve dijital sabotaj gibi alanlarda da yüksek bir kapasiteye ulaşmıştır.
7 Ekim ve Öncesi: Siber Hazırlık ve Bilgi Gücü
7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı Harekatı, yalnızca sahadaki askeri başarı değil; aynı zamanda aylarca süren dikkatli bir dijital hazırlığın meyvesidir. İsrail'in sınır güvenlik sistemleri, gözetleme kuleleri, kamera ağı ve sensörleri gibi dijital altyapılar, Kassam Mücahidleri tarafından siber yollarla analiz edilmiş ve zaaflar tespit edilmiştir.
Bu operasyon öncesinde El-Kassam’ın:
- İsrail’in dijital hareketlerini gizlice izlediği,
- MOSSAD’ın bazı siber araçlarına karşı karşı önlemler geliştirdiği,
- Ve saldırı anında İsrail’in dijital tepki süresini yavaşlatacak hamleler yaptığı bilinmektedir.
Bu, İslam ahlakıyla bütünleşmiş stratejik bir zekânın, adaletsizce kullanılan teknolojiye karşı nasıl kullanılabileceğinin çarpıcı bir örneğidir.
Bu Da Bir Cihaddır: Dijital Cephede Adaleti Sağlamak
El-Kassam Tugayları’nın bu dijital alandaki çabası, sadece stratejik bir hamle değil, aynı zamanda çağın gereklerine uygun bir cihad örneğidir. Zalim bir terör şebekesinin, zalim yöntemlerle yürüttüğü siber gözetim ve saldırılara karşı, hakkı ve adaleti savunmak için dijital zeka ve teknik güçle karşı koymak, İslam'da meşru bir mücadeledir. Bu, “sanalda adalet”i tesis etmek için atılan bir adımdır ve bu yönüyle cihadın modern cephelerinden biri sayılmalıdır.
Dijital Vicdanın İnşası
Siber casusluk, bir yandan güvenlik sağlamak için kullanılırken, öte yandan zalimlerin halkları sindirmek için kullandığı bir silah haline gelmiştir. Bu noktada Müslümanlar, teknolojiyi ahlaki ilkelerle kullanan bir dijital vicdan inşa etmek zorundadır. El-Kassam Tugayları gibi direniş hareketlerinin, zulme karşı dijital aklı da devreye sokarak verdiği mücadele, sadece sahada değil, siber dünyada da adaletin ve haysiyetin sesi olmuştur.