Günümüz dünyasında savaşlar artık yalnızca tanklarla, toplarla ya da askerî birliklerle yürütülmüyor. Silahların, cephelerin ve orduların yerini dijital altyapılar, sosyal medya operasyonları, siber saldırılar ve istihbarat ağları alıyor. İşte bu karmaşık ve çok katmanlı çatışma biçimine “hibrit savaş” deniliyor. Bu savaş türünde siber istihbarat, en stratejik ve etkili araçlardan biri olarak öne çıkıyor.

Hibrit Savaş Nedir?

Hibrit savaş, geleneksel askeri yöntemlerle birlikte; bilgi savaşları, psikolojik harp, siber saldırılar, ekonomik yaptırımlar ve medya manipülasyonları gibi asimetrik yöntemlerin birlikte kullanıldığı çatışma stratejisidir.

  • Fiziksel çatışmalarla birlikte dijital saldırılar yapılır,
  • Sosyal medya üzerinden halkın algısı şekillendirilir,
  • Siber altyapılar hedef alınarak ülkeler içeriden zayıflatılır.

Bu tür savaşlarda cephe, halkın zihnidir; silah ise bilgi, algı ve teknolojidir.

Siber İstihbaratın Rolü

Siber istihbarat, dijital ortamda bilgi toplama, veri analiz etme, tehditleri önceden tespit etme ve gerektiğinde karşı saldırı geliştirme faaliyetlerini kapsar. Özellikle devletlerin, istihbarat teşkilatlarının ve büyük şirketlerin kullandığı bu yöntemlerle;

  • Kritik altyapılar (enerji, ulaşım, sağlık vs.) hedef alınabilir,
  • Bireylerin kişisel verileri toplanabilir,
  • Toplumlar psikolojik operasyonlara maruz bırakılabilir.

Örneğin, seçimlere müdahale eden sosyal medya botları ya da kamuoyunu yanıltmak için yayılan sahte belgeler, siber istihbaratın hibrit savaştaki pratik uygulamalarıdır.

Direniş Bilgiyle Başlar

Bugünün dünyasında, sadece silahla değil, bilgiyle, bilinçle ve inançla yürütülen bir direniş gereklidir. Bunun en çarpıcı örneğini bugün Gazze’de görmekteyiz. El-Kassam Tugayları, sadece bir askeri güç değil, aynı zamanda akılcı stratejileri, iletişim disiplinleri ve sabırlı duruşlarıyla bir bilgi ve bilinç hareketine dönüşmüştür.

Kısıtlı imkânlara rağmen, düşmana karşı yürütülen bu direniş, teknolojiyi de kullanarak algı savaşlarını bozan, medyayı stratejik biçimde kullanan ve halkını bilinçlendiren bir mücadeleye dönüşmüştür. El-Kassam’ın gerçekleştirdiği her operasyon, sadece askeri değil, aynı zamanda bilgi ve mesaj taşıyan birer hamledir.

Bu direnişin temelinde ise iman, sabır ve hikmet vardır. Onlar sahada düşmana karşı koyarken, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara şu mesajı veriyorlar:

“Bilgiyle silahlanın. Teknolojiyi öğrenin. Düşmanı sadece kurşunla değil, akılla, stratejiyle ve doğru bilgiyle alt edin.”

El-Kassam’ın duruşu, bugünün gençlerine şunu hatırlatmalıdır: Bilgisayar başında geçirilen her an, bir eğitim fırsatına; okunan her kitap, yazılan her satır bir mücadeleye dönüşebilir. Direniş, sadece cephede değil, evlerde, sınıflarda, laboratuvarlarda, yazılım kodlarında, medya ekranlarında da verilir.

Bilgisiz bir öfke, düşmanın istediği bir zafiyettir. Bilinçli bir duruş ise düşmana korku salar. Bu yüzden, Gazze'nin karanlık tünellerinde yükselen o ışık, aslında bizlere şunu fısıldamaktadır:

"Direniş, bilgiyle başlar; zafer, imanla gelir."