Demir eksikliği anemisinin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Halk sağlığı uzmanı Dr. Kaan Demirtaş, özellikle gebelik, yoğun adet kanamaları ve çocukluk dönemi gibi riskli gruplarda bu sorunun daha yaygın olduğunu vurguladı. Aneminin belirtilerinin halsizlik, yorgunluk ve solgunluk gibi genel şikayetlerle başladığını ve tedavi edilmezse daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade etti.
Demir eksikliği anemisinin önlenmesinde beslenmenin büyük rol oynadığını belirten Demirtaş, kırmızı et, yumurta, bakliyat, tahin ve pekmez gibi demir açısından zengin gıdaların düzenli olarak tüketilmesini önerdi. Ayrıca, demir emilimini artıran portakal ve mandalina gibi C vitamini içeren meyvelerin de tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
Anemi nedir ve neden kaynaklanır?
Anemi hastalığının halk arasında kansızlık olarak ta bilindiğine dikkat çeken Dr. Demirtaş, "Demir anemisi kansızlığının birçok farklı sebebi bulunmaktadır. Genetik geçiş, beslenme bozuklukları gibi nedenler aneminin oluşumunda etkili olabilir. Kansızlığın en yaygın görülen türü ise demir eksikliği anemisidir. Bu durum, kansızlık vakalarının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturmaktadır. Sebebi ise yeterli demirin alınamaması, alınan demirin vücutta yeterince kullanılmaması ya da kullanılsa bile işlevini tam olarak yerine getirememesidir." diye konuştu
Kansızlık tam olarak nedir?
Demir eksikliği anemisi, vücudun yeterli miktarda demir alamaması ya da alınan demirin vücutta doğru şekilde kullanılamaması durumunda ortaya çıktığını ifade eden Dr. Demirtaş, "Vücudumuzda oksijen taşıyan alyuvar hücreleri bulunur. Bu hücrelerin içerisinde hemoglobin adı verilen bir madde yer alır. Hemoglobin, oksijen taşıyarak vücudun her noktasına enerji sağlar. Hemoglobinin ana yapısında demir bulunur. Eğer vücutta demir eksikse, kullanılamıyorsa ya da alyuvarlarda ve hemoglobinde bir sorun varsa bu durum kansızlık olarak karşımıza çıkar. Demir eksikliği anemisi, halk sağlığı açısından oldukça önemli bir sorundur. Anemi, dünya genelinde özellikle gelişmekte olan ülkelerde çok yaygın bir sağlık problemidir." ifadelerini kullandı.
Kimler risk altında?
Türkiye’de nüfusun yüzde 25’inin anemi problemi yaşadığına dikkat çeken Demirtaş, "Özellikle Sahra Altı Afrika gibi gelişmemiş ülkelerde bu oran yüzde 60-70 seviyelerine kadar çıkıyor. Risk grupları arasında gebeler, küçük çocuklar ve yoğun adet kanamaları yaşayan kadınlar yer alıyor. Gebelik döneminde anne vücudu, bebeğin kan dolaşımı ve alyuvar üretimi için depoladığı demiri harcar. Bu da annede hızlı bir demir tüketimine yol açar. Özellikle bebeklerde, doğumdan sonra ilk 6 ay yeterli demir depoları olsa da, 6. aydan itibaren demir eksikliği baş gösterebilir. Bu nedenle 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklar risk altındadır." uyarısında bulundu.
Belirtiler nelerdir?
Demir eksikliği anemisinin belirtilerinin oldukça çeşitli olabileceğini ifade eden Dr. Kaan Demirtaş, "Demir eksikliği anemisinin belirtileri arasında halsizlik, yorgunluk, enerji kaybı ve yeterince oksijen alınamamasına bağlı genel bir bitkinlik hali bulunmaktadır. İleri durumlarda ciltte solgunluk, soğuğa karşı aşırı hassasiyet, tırnaklarda çizgilenme ve kırılma, dudak kenarlarında çatlamalar gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Özellikle çocuklarda pika adı verilen toprak yeme hastalığı da demir eksikliği ile ilişkilidir. Gözlerin beyaz kısımlarında solukluk olması da bir başka semptomdur. Ancak en sık görülen şikayetler halsizlik ve yorgunluktur. Bu belirtiler tedavi edilmediğinde, ilerleyerek başka ciddi hastalıklara yol açabilir." dedi.
Tedavi ve beslenmenin rolü
Demir eksikliği anemisinin, tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Demirtaş, "Tedavi edilmediği durumlarda, bu belirtiler daha ciddi seviyelere ulaşabilir ve farklı sağlık sorunlarına yol açabilir. Hafif düzeydeki kansızlık, genellikle demir takviyesi içeren haplarla tedavi edilebilir. Çocuklarda ise bu tedavi genellikle demir içeren şuruplarla yapılır. Daha ileri seviyelerde, iğne ya da serum tedavisi uygulanabilir. Çok ciddi vakalarda, özellikle kronik hastalıklara veya aşırı kan kaybına bağlı durumlarda, kan nakli gerekebilir. Demir eksikliği anemisini önlemek için beslenme düzenine dikkat edilmesi önemlidir. Demir açısından zengin besinler tüketilmelidir. Bunların başında kırmızı et ve yumurta gelir. Özellikle çocukların her gün düzenli olarak yumurta ve kırmızı et tüketmesi önerilir. Ayrıca bakliyatlar, tahin, pekmez ve tahin-pekmez karışımları da demir açısından zengindir. Bu besinler kahvaltıda ya da tatlı olarak düzenli şekilde tüketilebilir." önerisinde bulundu.
Nelere dikkat edilmeli?
Sağlıklı bir bireyin bu önerilere dikkat etmesi durumunda demir eksikliği anemisinin büyük ölçüde önlenebileceğini söyleyen Dr. Demirtaş son olarak şu önerilerde bulundu:
Demir emilimini artırmak için bazı besinlerin tüketilmesi de önemlidir. Yeşil sebzeler ve C vitamini içeren meyveler bu açıdan faydalıdır. Özellikle portakal ve mandalina gibi meyveler, demir emilimini destekler. Bu nedenle çocuklarda demir şuruplarını portakal ya da mandalina suyuyla birlikte almaları önerilir. C vitamini, demiri bağlayarak vücudun daha etkin şekilde kullanmasını sağlar. Öte yandan, çay ve kahve tüketimine dikkat edilmelidir. Çayın içinde bulunan tanin maddesi, demire bağlanarak bağırsaklardan atılmasına yol açabilir. Bu nedenle çay ve kahve, yemeklerden hemen sonra tüketilmemelidir. Yemeklerden en az 2 saat sonra tüketilmesi, demir emilimini olumsuz etkilememesi açısından önemlidir."