Başbakanlık'tan yapılan açıklamada, alimlerin, bazı kesimleri yanıltabilecek, halkın anlayamayacağı "nadir" konuları tartışmaktan kaçınmaları gerektiği belirtildi.

Açıklamada, "Sık rastlanmayan bazı garip konuların camilerde ve toplu ortamlarda dile getirilmemesi gerektiği" ifade edildi.

Vaiz ve öğretmenlere de tavsiyelerde bulunulan Başbakanlık açıklamasında, medyada "özel, karmaşık, ayrıntılı akademik ve tasavvufi konuların" yayınlanmasından kaçınmaları çağrısında bulunuldu.

"Afganistan İslam Emirliği hiç kimsenin fitne ve ayrılığa yol açmasına izin vermeyecek ve bunları önlemek için ciddi adımlar atacaktır" denilen açıklamadan bazı satır başları şöyle:

-Afganistan İslam Emirliği, yönetim organı olarak, Müslüman halkın canlarını, mallarını ve onurunu korumayı; çatışmaları, anlaşmazlığı ve bölünmeyi önleyerek fiziksel güvenliklerini, genel toplumsal istikrarlarını ve psikolojik refahlarını sağlamayı bir görev olarak görmektedir. Toplumu korumak, şiddeti caydırmak ve düşmanlığı azaltmak da aynı derecede zorunludur. Afganistan İslam Emirliği, toplumu insanlar arasında çatışma, anlaşmazlık, bölünme ve istikrarsızlık eken eylemlerden, sözlerden ve geleneklerden korumaya kararlıdır.

-Alimler; tartışmayı körükleyen, halk arasında huzursuzluk ve zihinsel ajitasyon oluşturan, potansiyel olarak alimlerin ve bilginin onurunu ve konumunu zedeleyen diyaloglardan ve tartışmalardan titizlikle kaçınmalıdır.

-Alimler, halkın kavrayışının ötesinde, bazıları arasında anlaşmazlığa yol açabilecek ve kitleleri şaşırtabilecek ezoterik konular, hükümler veya incelikler hakkında açıklama yapmaktan kaçınmalıdır.

-Fıkhi metinlerden çıkarılan veya müçtehitler tarafından fıkıh ilkelerine göre çıkarılan, yaygın olarak bilinmeyen veya dini uygulama için gerekli olmayan tuhaf ve belirsiz konular kamu vaazlarında ve cemaatlerde gündeme getirilmemelidir. Bu tür konular, dinin ve bilginin altını oyan inanç düşmanları tarafından alay konusu olabilir.

-Alimler, kamusal platformlarda ve medyada yalnızca bireylerin dünya ve ahiret saadeti ile ilgili konuları anlatmalıdır. Dini inançları, birliği ve İslam ahlakına bağlılığı güçlendirmeye, güncel olaylarla iç içe geçmiş dini meseleleri ele almaya ve insanlara gerekli olanı sağlamak için geniş İslam bilginliği rezervinden yararlanmaya vurgu yapılmalıdır.

-Saygıdeğer vaizler ve eğitmenler, özel dersler ve Sufi toplantılarındaki uzmanlaşmış, karmaşık ve ayrıntılı konuları ve öğretileri medyada duyurmaktan ve yaymaktan kaçınmalıdır.

-Uygunsuz dil kullanımından kesinlikle kaçınmak çok önemlidir, çünkü bu kabalıktır ve kişinin itibarını zedeleyebilir.

-Ayrılık çıkaran, safsataları yayan, kamusal medya tartışmalarında ve münazaralarında uygunsuz dil kullanmaya devam eden, insanlar arasında şüphe ve fitne tohumları eken, bunların hepsini kişisel şöhret peşinde koşan veya kendi görüşlerini savunan alimler, saygın otoriteler ve kişiler tarafından etkinliklere, toplantılara veya görüşmelere katılmaya davet edilmemelidir. Başka hiçbir faaliyette bulunmamalı ve meclislerinde desteklenmemelidirler. Çünkü onların ifadeleri İslam toplumuna zarar verir, fitne ve fesadı teşvik eder.

Cuma hutbesi: "Zulum asla payidar olmaz" Cuma hutbesi: "Zulum asla payidar olmaz"

-Din ilimleri öğrencileri, ihtilaf, nifak ve zararlı münakaşalardan kaçınan hoca ve âlimlerden rehberlik almalıdırlar. Kendilerini ve başkalarını küçük düşürmekten, boş konuşmaktan, iftira ve tahrip alışkanlıklarından uzak durmalıdırlar. (İLKHA)