Malatya İnönü Üniversitesi Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu, "Kasım Ayı Sahabe Ayı" dolayısıyla Hazreti Said Bin Zeyd'in hayatını konu alan bir program düzenledi.
İlahiyat Fakültesi Zahit Aksu Konferans Salonunda düzenlenen program, üniversite öğrencilerinden Umut Uludağ'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı ve ardından Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu Başkanı Zülküf Yokuş'un açılış konuşması ile devam etti.
Yokuş, şunları söyledi: "Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu olarak insanlığa, göklerdeki yıldız olan sahabe efendilerimizi anlamayı ve yaşamayı en öncelikli hedef olarak arzuluyoruz. Bundan dolayı 'Kasım Ayı, Sahâbe Ayı' şiarıyla sahabe efendilerimizin örnek hayatını anlamaya ve yaşamaya çalışıyoruz. Buna binaen, bu yıl çok genç yaşta Müslüman olma şerefine nail olan, İslam uğruna her türlü işkence ve eziyete uğrayıp hayatı cihad ve mücadele ile geçen aşere-i mübeşşereden Said bin Zeyd (Radıyallahu Anha)'yı konu edinmeyi programladık. Söz ve Kalem Gençlik Topluluğu olarak sahabe efendilerimizi bu karanlık çağdan kurtuluşun reçetesi olarak görmekteyiz. Özelde Gazze ve Lübnan olmak üzere tüm İslam coğrafyasının ve insanlığın kurtuluşunun, sahabe efendilerimizin öncülüğüne her zamankinden fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu temennilerle programlarımızın hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz."
Programda, Kur'an'ı anlamak ve Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hayatını örnek alarak İslam'ı derinlemesine kavrayabilmek amacıyla yapılan çalışmaların önemini anlatan Dr. Polat, Hazreti Peygamber'in sözlerinin hayatımıza aktarılarak, sadece okunmak değil, hayatımıza dair pratik birer emir ve öğreti olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.
Sahabenin Kur'an-ı öğrenip hayatlarında tatbik etmek için gösterdikleri çabaya değinen Dr. Polat, Söz ve Kalem Topluluğu'nu bu zorlu dönemde, bu anlamlı programı düzenleme cesaretini gösterdikleri için tebrik ettiğini söyledi.
"Yaşadığımız asrın temel sorunu şahsiyet problemidir"
Sinevizyon sunumunun ardından konuşma yapan İlahiyatçı Yazar Özkan Yaman, günümüz dünyasında temel sorunun şahsiyet eksikliği olduğunu belirtti. Yaman, bu sorunun yalnızca Müslümanlar için değil, gayrimüslimler için de geçerli olduğunu vurguladı
"Şahsiyet yoksunluğu var, karakter eksikliği var, karakter zaafı var." diyen Yaman, insanların içinin boşalmış gibi göründüğünü ifade etti. Yaman, bu durumu, Kur'an'daki bir ayetle örneklendirerek, küfrün sisteminin örümcek ağlarına benzetildiğini belirtti.
"Şahsiyetin içinin doldurulması ancak şahsiyet sahibi insanlarla mümkün olabilir"
Şahsiyetin içini doldurmanın ancak şahsiyet sahibi insanlarla mümkün olduğunu söyleyen Yaman, insanın arayışının daha doğru, daha dürüst, daha örnek, daha adil, daha güzel ahlaklı bir yönelim olduğunu ifade etti ve dinlerin, bu arayışta insanlara doğru yönü gösterdiğini dile getirdi. Yaman, "Dinler önümüze, mana planında daha güzelini çıkarır" diyerek, her dinin mutlaka şahsiyetli insanları, öncü insanları ve azizleri olduğunu vurguladı.
Türkiye'de 700'den fazla sahabenin mezarının bulunduğunu ve çoğunun Diyarbakır'da yer aldığını aktaran Yaman, "Öyle bir arayış ki bu, burada defnedilmesi mümkün olmayan sahabeler bile bizim coğrafyamızda var gibi kabul edilir." dedi.
"Şahsiyet, sahabeyi anlamadan inşa edilemez"
Bu arayışın sadece İslam'a has bir durum olmadığını, bütün dinlerde de insanın daha güzeline, daha iyiye ve daha ideale doğru bir arayış içinde olduğunu belirten Yaman, insanın doğasında olan bu arayışın, fıtratında en güzele benzeme isteğiyle bağlantılı olduğunu ve bu arayışın insanı, inancının gereği olarak ilk kaynak olan Peygamber Efendimize ve onun sahabelerine götürmesi gerektiğini söyledi.
Şahsiyetin, sahabeyi anlamadan inşa edilemeyeceğini belirten Yaman, "Çünkü Kur'an bize kimin vasıtasıyla gelmiştir? Sahabe efendilerimizle gelmiştir. Sünnet bize kimlerin aracılığıyla gelmiştir? Sahabe efendilerimizin aracılığıyla gelmiştir." dedi.
Hazreti Peygamber'in bir hadisinde, "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz." sözünü hatırlatan Yaman, 10 bin sahabenin isminin kitaplara geçtiğini ve bunlardan 5 bininin hayatının ayrıntılı bir şekilde aktarıldığını belirtti.
"Hazreti Said Bin Zeyd, Peygamber Efendimizin en önemli casuslarından biri idi"
Yaman, Hazreti Said Bin Zeyd (Radıyallahu Anhu) örneğini vererek, hakkında pek fazla detay olmayan bir sahabenin hayatının kısa geçmesinin sebebini, Peygamber Efendimizin en önemli casuslarından biri olmasına bağladı. Yaman, casusların, gizlilik içinde olmaları gerektiğini ifade ederek, bu yüzden hayatının ayrıntılarının fazla aktarılmadığını belirtti.