Aile içerisinde yaşanabilen olumsuzluklar evlilik içerisinde huzursuzluklara neden olurken yaşananların başkalarıyla paylaşılması da yeni evlenecek çiftler için de kötü örnek oluşturuyor.

Aile içerisinde saadetin oluşması için dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan gazeteci-yazar Özkan Yaman, son dönemde artan bencilliğin İslam ahlakıyla terbiye edilerek sorunlara çözüm bulunabileceğini ifade etti.

Yaman, "Aile sorunlarının azalması için özelikle benciliği, yani hep 'benim istediğim olacak, benim rahatım önemli' gibi düşüncelerden biraz sıyrılmak gerekiyor. Maalesef dünyevileşmenin, konforun artmasıyla kişilerdeki benlik, yani ego veya üstadın (Bediüzzaman) ifadesiyle enaniyet gitgide artı. Bu, aslında kullukla çok örtüşmeyen bir şey. Müslüman, Allah'u Teâlâ'nın karşısında kıyama duran kişidir. Allah'u Teâlâ'nın huzurunda rükûya eğilen secdeye varan kişidir. Dolaysıyla İslam, aslında herkesin benliğini, benciliğini terbiye ediyor. Maalesef aile sorunlarına baktığımız zaman, benciliğin hep öne çıktığını, sürekli 'benim istediğim olacak' şeklinde bir bastırmanın söz konusu olduğunu görüyoruz. Buna karşılık her zaman kendimizi bir kul olarak Allah'u Teâlâ'nın yaratığı aciz bir beşer olarak düşünmemiz gerekiyor." dedi.

"Aile ilişkilerinde Kur'an-ı Kerim'in örnek verdiği aileler rol model alınmalı"

Ailelerin evlilik ile ilgili İslam'ın öğretilerini dikkate almaları gerektiğini belirten Yaman, "Ailelerin maalesef hatırlama yani okuduklarını tekrar hatırlama, dinlediklerini tekrar hatırlama bunu da sürekli kuran okuyarak sürekli İslami sohbetlere giderek yapması gerektiğini düşünüyoruz. Hepimiz bu durumda farklı değiliz. Hepimiz bilgilerimizi tazelemek zorundayız ki, bir cahillikle şeytana, nefsimize uymayalım. Bilgiler derken, Allah Resulü aile hakkında ne demişti? Evlilik hakkında nasıl örneklik ortaya koymuştu? Kur'an-ı Kerim güzel ahlak için ne demişti? Nasıl aileler bize örnek vermişti? Nasıl bir çift, nasıl bir eş istiyordu? Eşler bunları hatırlamak zorunda. Birbirimize bu konuda hakkı ve sabrı tavsiye edici olmak zorundayız. Anne-babalar, çocuklarını evlendirmeden önce, sürekli bunun endişesini taşımalıdırlar." diye konuştu.

"Sürekli kendi istediğimizin olması için diretmeyi bırakmalıyız"

Çocukları evlilik çağına gelen çocuklarına nasıl birer eş olmaları gerektiğini anlatmaları gerektiğini hatırlatan Yaman, "Bunu ona nasihat ile söylemeli. Baba oğluna, nasıl bir bey, nasıl bir koca olacağını ona anlatmalı, hatırlatmalı. Bu hatırlatmalar içeresinde illaki saygı olmalı, hürmet olmalı. Kendisine, eşi ve çocukları hakkında Allah'u Teâlâ'ya karşı hesap vereceğini hatırlatmalı. Dolaysıyla toplum, birbirinin benciliğini, egosunu bu hatırlatmalarla azaltmalı. Sürekli birilerini suçlamak gerekmez. Devletin bu konudaki eksiklerine bakmadan öncelikle kendi yapabileceklerimizi, üzerimize düşenleri yapmaya gayret etmeliyiz. Demek ki benciliğe karşı Allah-u Teâlâ'nın huzurunda eğilerek kul olduğumuz hatırlamak gerekir. Sürekli kendi istediğimizin olması için diretmeyi bırakmalı, bunu yapamıyorsak başkasından destek almalıyız. Yani birtakım seminerlere gitmek, kitap okumak, Kur'an-ı Kerim okumak ve bunun üzerinde düşünmek gerekir." şeklinde konuştu.

"Karşılaşılan sorunlar imtihan olarak görülmeli"

İnsanların dört dörtlük olmadığını, bazılarının affedilemeyecek hatalar da yapabildiklerini vurgulayan Yaman, "Bu hata eğer Allah'u Teâlâ'ya isyan değilse, evlilik kurumun yok edecek bir şey değilse yine çözüm yoluna gitmeliyiz. İslam'ın buna karşı çözümü var. Bunu bir imtihan olarak görüp sabretmek, bir imtihan olarak görmek, daha beterinden Allah'u Teâlâ'ya sığınmak, ona niyaz etmek, ona yalvarıp 'bu konuda zayıfım, bu imtihanda bana yardım et' diye dua etmek gerekir. Bununla beraber tabiki çözüm yolları aranmalı. Eğer kendimiz o sorunla yüzleşemiyorsak, bunula ilgili liyakatli kimselerden görüş ve tavsiyeler almalıyız. Her zaman önce sabrı tercih etmek, öncelikle duayı tercih etmek, öncelikle Allah'u Teâlâ'dan yardım istemek imtihan olarak görmek önemli. Yoksa en ufak bir meselede 'ben dayanamıyorum, yapamıyorum, bu iş bitti artık, ben çekip gideceğim' dersek o zaman sadece kendi geleceğimizi değil toplumun geleceğini de tehlikeye atmış olmuyoruz. Bu tür şeyler, çocuksu, basit cümlelerle, bir incir çekirdeğini dahi doldurmayacak birtakım mazeretlerle geçiştirilemez." dedi.

"Çocuksu tavırlarla yuvalar dağıtılmamalı"

Yaman, "Aile dediğimiz şey oyuncak değil. Aile kurmak bir çocuk oyuncağı değil, ciddiye almak gerekiyor. Basit şeylerle yıpratmamak gerekiyor. Sıkıntısız, imtihansız, çilesiz bir hayat yok. Hatasız bir insan yok. Zararsız, yanlışsız, kusursuz bir beşer yok. Tabiki bunun için sabır tavsiye edeceğiz. Sabırlı olmaya, tahammüllü olmaya çalışacağız. Bunu da rabbimizden isteyeceğiz. Bunun için de sürekli bilincimizi, şuurumuzu, bilgimizi tazelemek, sürekli Allah'u Teâlâ'yı zikretmek zorundayız. Bunu da her gün Kur'an-ı Kerim okuyarak, meal okuyarak yapabiliriz. Yoka aile yuvasını hafife alarak, bir oyuncak gibi görüp dağıtamayız, bozamayız, kıramayız. 3-5 yaşındaki çocukların tavrıyla yuvaları dağıtmamak gerekiyor. Çünkü aile yuvası sırlı bir alemdir. Dünyanın, sizin, bizim geleceğimiz, huzur ve mutluluk orada." diye konuştu. (İLKHA)