Dr. Altıntaş, meme kanserinin dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu ve 8 kadından birinin yaşamı boyunca bu tanıyı alacağını belirtti. Bu nedenle farkındalık çalışmalarının hayati önem taşıdığını vurgulayan Dr. Altıntaş, düzenli kontrollerin önemine dikkat çekti.
Dr. Altıntaş, meme kanseri farkındalığını artırmak amacıyla şu tavsiyelerde bulundu:
"Her kadının kendi kendine meme muayenesi yapmayı alışkanlık haline getirmesi gerekiyor. Ayrıca, yılda bir kez mutlaka doktor kontrolüne başvurulmalı ve 40 yaşından sonra rutin mamografi taramaları aksatılmamalıdır. Eğer kendi kendinize elle muayeneniz sırasında elinize bir kitle geldiğini fark ederseniz, vakit kaybetmeden doktorunuza başvurun ve gerekli tetkikleri yaptırın. Unutmayın ki memede tespit edilen her kitle kötü huylu değildir; ancak erken tanı, tedavide büyük avantaj sağlar."
"Biyopsiden korkmayın"
Dr. Altıntaş, meme kanseri taramalarında ultrasonografi ve mamografinin sıkça kullanıldığını, şüpheli bir lezyon tespit edilmesi durumunda biyopsinin gerekliliğine de dikkat çekti.
Dr. Altıntaş, "Biyopsi, halk arasında sanıldığı gibi iyi huylu lezyonu kötüye çevirmez. Sadece şüpheli dokudan incelenmek amacıyla küçük bir parça alınması işlemidir ve bu işlem lezyonun yapısını değiştirmez. Eğer kitleniz iyi huyluysa, genellikle 6 ay sonra bir takip öneriyoruz; ancak şüpheli bir durum söz konusuysa biyopsi mutlaka yapılmalıdır" dedi.
Meme kanserinin erken teşhisi için düzenli kontrollerin ve bireysel farkındalığın önemine vurgu yapan Dr. Derya Altıntaş, kadınların kendi sağlıklarına özen göstermeleri gerektiğini belirterek şu mesajı verdi:
"Lütfen kendinize zaman ayırın ve rutin muayenelerinizi ihmal etmeyin. Sağlığınız her şeyden önemli."
Ekim ayı boyunca Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde meme kanseri farkındalığına yönelik çeşitli etkinliklerin düzenleneceği de açıklandı.
Bu etkinliklerle birlikte, toplumda meme kanseri konusunda farkındalık artırılmaya çalışılacak.