İyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde pozitif sonuçlar ve huzur hissi ortaya çıkarırken, kötü komşuluk ilişkileri de sürekli rahatsızlık, güvensizlik ve yalnızlık hissi uyandırır.
Yakın ve uzak olan komşuya iyilik yapmak, komşularla iyi geçinmek, komşunun iyi ve kötü gününde yanında bulunmak İslam dininin komşuluğa verdiği önemi göstermektedir.
Son zamanlarda aile bağlarından sonraki en güçlü sosyal bağ olarak kabul edilen komşuluk, modernizmin getirdiği ilişki biçimiyle zayıflıyor. Konuyla ilgili Bursa Osmangazi İlçe Müftülüğü Din Hizmetleri Uzmanı Dr. İbrahim Akşit, İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Müslümanların komşularına iyilik yapmasını Allah'ın emrettiğini söyleyen Akşit, "İster yakın komşu ister uzak komşu olsun İslam'da da komşuluk üçe ayrılıyor. Birincisi mekan itibariyle aynı mekanda olması sebebiyle komşu. İkincisi hem mekan hem de akraba olması sebebiyle bir bağlılık. Üçüncüsü hem mekan hem akrabalık hem de Müslüman olmasıyla üç yönde de bir bağlılığın bize ifade edildiği görülmektedir." dedi.
"Komşuluk akrabanın önünde gelir"
Kur'an-ı Kerim'in ayetlerine bakıldığı zaman İslam'ın bir fert dini olmadığını belirten Akşit, "Müslümanın, başta Allah'a karşı bir görevinin olduğu bu görevin ise ona kulluk yapmak ve ona hiçbir şeyi eş koşmamak olduğunu görüyoruz. İkincisi insanın diğer insanlarla veya bir Müslüman'ın diğer insanlar ile olan alakası. Bu neye dayanıyor? İyilik yapmak. 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.' Ben merkezli değil toplum merkezli. Bundan dolayı komşuluk hakkı oldukça önemlidir. Hatta bazı rivayetlere göre komşuluk akrabalıktan da önde gelir. Çünkü akraba her ne kadar nesil itibarıyla yakın olsa da mekan itibarıyla uzaktı. 'Komşu, komşunun külüne muhtaçtır' ve 'ev alma komşu al diye atasözleri' vardır." şeklinde konuştu.
"İslam'da bir Müslüman kendisi için çalışmaz"
Sağlam bir aile ve sağlam bir toplumun, sağlam bir ümmeti teşkil ettiğini söyleyen Akşit, "Bunun en güzel örneğini Ensar ile Muhacirler arasında görüyoruz. İslam'da bir Müslüman kendisi için çalışmaz. Başkaları, komşusu, kardeşi ve diğer insanlar için çalışır. Kendisi için çalışmayınca kendisi aç mı kalacak? Diğer Müslümanlar da zaten onun için çalışacaklar Böylelikle toplum arasında sevgiye saygıya dayalı bir bağ oluşacak. Batı medeniyetinin bize dayatmış olduğu bencillik, kapital sistemin bizi ne hale getirdiğini görüyoruz. Bırak komşuyu akrabanın bile akrabaya küs olduğu, düşman olduğu, konuşmadığı, hatta ve hatta kardeşlerin birbirleriyle kanlı bıçaklı düşman olduklarını, anne babasıyla konuşmadığını hep beraber görüyoruz. Batının bize vermiş olduğu güya medeniyetin sonucu evinde hayvan besleyen ancak anne babasını da huzur evine gönderen bir evlat portresidir. İslam ahlakıyla kesinlikle alakası olmayan İslam'ın edep ve ahlakına uymayan bir tavırdır." diye belirtti.
"Müslüman toplumunda komşunun komşuya hakları çoktur"
Anne babasını dışlayan bir insanın komşusunu düşünmeyeceğini vurgulayan Akşit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çıkarları ve menfaatleri ilgili hareket edecek ve böylelikle de cemiyet dini olan İslam'dan uzak durması sebebiyle de tamamen menfaat odaklı, bencil, ben merkezli bir toplum meydana gelmiş olacaktır. Bunun sonunu, sonucunun akıbetinin de ne olduğunu hep beraber yaşıyoruz, seyrediyoruz. Müslüman toplumunda komşunun komşuya hakları çoktur. Batı medeniyetinin bize sunmuş olduğu kapital, maddeci, materyalist sistem, komşuluk veya insanlar arasındaki ilişkileri maddeye bağladığı ve çıkara bağladığı için böyle bir tabloyla karşı karşıya geldik." diye konuştu.