Güncel

Yapıcıoğlu: Vatandaşlık kanunu teklifimiz Meclis'in üzerinde oy birliğiyle anlaşabileceği bir husus

Ankara Filistin Dayanışma Platformundan bir heyet, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nu TBMM'de ziyaret etti.

TBMM Halkla İlişkiler Binası Komisyon Toplantı Salonu'nda gerçekleşen görüşmeye platforma üye STK temsilcileri katıldı.

Heyet adına söz alan Ankara Filistin Dayanışma Platformu Dönem Sözcüsü Aziz Oğuzhan Karaman, platformun çalışmaları hakkında bilgi verdi.

"HÜDA PAR'ın bu teklifini biz uzun süredir sivil toplum kuruluşları olarak alanda dillendiriyorduk"

Karaman, "Çifte vatandaşlarla ilgili insanlığa karşı suç işleyen soykırım suçuna ortak olmuş çifte vatandaşların hem yargılanması hem vatandaşlıktan çıkarılması ilişkin bir teklif var. Bu teklifi biz uzun süredir sivil toplum kuruluşları olarak alanda dillendiriyorduk. Eylemlerimizin birçoğunda böyle bir talebimiz vardı. Bugün ete kemiğe bürünmüş olması, teklif haline gelmesi bizi ziyadesiyle memnun etti. Toplumda böyle bir beklenti de vardı. İnşallah Meclis'te diğer partiler de sahip çıkar ve bu kanun geçer. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da Gazze'de soykırıma katılan kişiler tespit edilir, yargılanır ve vatandaşlıktan çıkarılır ve mal varlıklarına da el konulur inşallah." dedi.

"İnsan olan herkesin Filistin'deki zulme yüksek sesle itiraz etmesi gerekiyor"

Filistin ve oradaki mazlumlara sahip çıkmak için Filistinli, Arap ve hatta Müslüman olmak gerekmediğini dile getiren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "İnsan olan herkesin buna yüksek sesle itiraz etmesi gerekiyor. Çünkü uzun bir süredir orada sadece insanlar katlediliyor, sadece kadınlar ve çocuklar katledilmiyor. İnsanlık öldürülüyor, insanlık değerleri ayaklar altına alıyor ve çiğneniyor. Küresel manada öyle bir sistem kurulmuş ki 8 aydır burada her türlü kırmızı çizgi aşılmış olmasına rağmen savaşta bile yasak olan bazı yöntemler ve silahlar orada kullanıldı. Savaş esnasında bile asla hedef alınmaması gereken yerler hedef alındı. Birleşmiş Milletler'in binaları ve onların görevlileri doğrudan doğruya hedef alınmak suretiyle katledildi. Yasaklı fosfor bombalarıyla çocuk hastaneleri vuruldu." dedi.

Yapıcıoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da sıklıkla ifade ettiği gibi siyonist katil sürüsünün hesap vermesi için elimizden gelen çabayı sarf etmeliyiz. Onlar eninde sonunda hukuk önünde hesap vereceklerdir. Uluslararası Adalet Divanı'nda ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde yürüyen yargısal süreçler var." ifadelerine yer verdi.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başlatmış olduğu bu süreçte Türkiye ile beraber bazı başka ülkelerin de davaya müdahil olacaklarını deklare ettiklerini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Belki oradan çıkan kararlar kısa vadede uygulanabilir olmayacak. Belki Netanyahu ve diğer katil ortakları kısa süre içerisinde elleri kelepçeli bir şekilde yargı organına çıkmayacak. Ama bu bir süreçtir, inşallah bir gün o da olacak, onu da göreceğiz. Eğer elimiz onları getiremiyorsa en azından diyoruz ki gücümüz neye yetiyorsa elimiz nereye yetişiyorsa biz onları çıkabildiklerimizi yargının huzuruna mahkeme huzuruna çıkarıp onlardan hesap soralım diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Hazırladıkları vatandaşlık kanununa değinen Yapıcıoğlu, "İnsanlığa karşı suçları ve soykırım suçları nitelikleri itibariyle ve Türkiye'nin de imzacısı olduğu bazı uluslararası sözleşmelerin hükümleri dolayısıyla Türkiye'nin de içinde bulunduğu küresel çapta mücadele edilmesi gereken suçlar. Bundan dolayı evrensellik prensibi gereği yurt dışında da olsa yabancı bir ülke topraklarında da olsa başka bir ülkenin vatandaşı tarafından yine başka bir ülkenin vatandaşına karşı ya da vatandaşlarına karşı işlense bile Türkiye'deki mahkemelerin bunu yargılama, Türkiye'deki savcıların bunu soruşturma yetkisi vardır. Buna hukukta evrensellik prensibi denir. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu için herhangi bir ülkenin mahkemesi, kendi iç hukukundaki düzenlemelere uygun bir şekilde bunlara müdahale edebilir. Bu suçları soruşturulabilir. Bu suçları işleyenleri yargılayabilir. Bunun aynı zamanda uluslararası ilişkileri ilgilendiren yönü dolayısıyla Adalet Bakanının talebine bağlanmış bu suçların soruşturulması." diye konuştu.

"Soykırım suçunu işleyenler burada yargılanabilsin diyoruz"

29 Aralık 2023 tarihinde bu kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunduklarını hatırlatan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

"Sunduğumuz teklif bir türlü komisyonlara gelmedi. 29 Aralık'ta sunmuş olduğumuz teklifimizde diyoruz ki bu sadece Adalet Bakanlığı'nın talebine bağlı olmasın. Meclis'in savaş ilan etme yetkisi bile var. Uluslararası anlaşmalara uygun görme veya görmeme etkisi var. Bu yetki meclisidir. Dolayısıyla Meclis'ten de böyle bir karar çıktığında savcılar bunu soruşturmaya başlasınlar diye bir teklifimiz var. Yani bizim öngördüğümüz, teklif ettiğimiz değişikliklerden bir tanesi budur.

Bir diğeri diyoruz ki Türk Ceza Kanunda artık iç parçası haline gelmiş bir şey bu insanlığa karşı suç ya da soykırım suçunu işleyenler burada yargılanabilsin diyoruz. Ama bir şey daha söylüyoruz diyoruz ki; Türkiye'de aynı zamanda yabancı bir ülke lehine asker toplayan ya da asker yazılanların da işlemiş olduğu fiiller suçtur. Eğer bu kişiler bütün dünyanın suç olarak kabul ettiği ve insanlığa karşı bir suç olarak literatüre girerse evrensellik prensibi gereği her ülkenin yargılama hakkına sahip olduğu bu suçları işlemişler ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da başka bir ülke lehine ya da başka bir grup lehine gidip asker yazılıp orada bu tür vahim suçları işleyenler olmuşsa buna göre cezalandırılsın. Bunlar da tespit edilmesi halinde bu en ağır cezayı alsınlar."

"Başka bir yerde üniforma giyerek soykırım suçu işleyen varsa bunların vatandaşlığını kaybettirebilir"

Soykırım suçuna katılan çifte vatandaşların, yargılanmak için çağrılıp gelmemeleri halinde bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasını istediklerini söyleyen Yapıcıoğlu, "Vatandaşlık kanunda şöyle bir hüküm var. Başka bir ülkenin ordusuna asker yazılan ya da başka bir ülke lehine bir savaşa katılan kişiyle ilgili olarak onların onun vatandaşlığını kaybettirilmesine karar verilebilir. Yani emredici bir hüküm değil. Biz diyoruz ki başka bir yerde üniforma giyerek soykırım suçu işleyen varsa bunların vatandaşlığını 'kaybettirebilir' değil, 'kaybettirilir' şeklinde emredici bir hüküm olarak getirilsin. Ve bunların Türkiye'de bulunan bütün mal varlıklarına el konulsun. El konulan bu mal varlıkları da Aile Gençlik Fonuna aktarılsın. Kısaca böyle özetlenebilir. Aynı zamanda onların nasıl cezalandırılması gerektiği, onları asker olarak yazıp oraya gönderen kişilerin de yargılanıp cezalandırılmasına yönelik bazı tekliflerimiz var." diye konuştu.

"Meclis'in üzerinde oy birliğiyle anlaşabileceği bir husus"

Bu tekliflerle ilgili HÜDA PAR olarak Meclis'te grubu bulunan ve bulunmayan bütün partilerle irtibat kurduklarını aktaran Yapıcıoğlu, şu ifadelere yer verdi:

"Kanun teklifimizi bir kısmına verdiler bir kısmına inşallah tahkim edeceğiz. Biz de istiyoruz ki bütün siyasi partiler bu teklifi sahiplensinler eğer istiyorlarsa bazı yerlerinde ne gibi değişiklikler yapılması durumunda destek vereceklerine yönelik açıklamaları varsa otururuz konuşuruz, onları da müzakere ederiz ama biz diyoruz ki bu suçları işleyenler cezasız kalmasınlar.

Keşke daha önce Meclis'in gündemine girebilseydi. Fakat komisyonda zamanında görülmediği için biz doğrudan doğruya Genel Kurul'un gündemine alınması yönünde müracaatta bulunduk. Önümüzdeki yakın süreç içerisinde ben inanıyorum ki bu Genel Kurulun gündemine gelecek ama bu arada diğer partilerle kurmuş olduğumuz diyalog neticesinde mümkün olan en yüksek sayıda destek ile bunun Meclis'ten geçmesi bizim arzumuzdur.

Hatta mümkün olsa keşke bunu oy birliğiyle geçirebilsek. Ben inanıyorum ki Meclis'in üzerinde oy birliğiyle anlaşabileceği bir husustur. Bunlarla ilgili çalışmalarımız devam edecek.

Sizin de bu konudaki hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyorum. Diğer partilerin de buna destek vermesi biraz da belki kamuoyunun bu konuda daha duyarlı hale gelmesi bu konuda sivil topluma da ciddi bir yük düşüyor, önemli bir görev düşüyor."

Şu ana kadar yapılanlara rağmen Gazze'deki zulmün devam ettiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, "Demek ki daha yapılacak şeyler var. Bu yapılacak şeylerden bir tanesi de belki biz parlamentoda böyle bir kanun çıkarabilsek oraya gidip savaşmanın bir ahlakının olduğunu ortaya koyup devlet olma vasfını bile tanımayan o terör çetesinin saflarına gidip insanlığa karşı bu suçları işleyenlerin hesap vereceklerini bilmesi adına bu adımı parlamento olarak atabilsek inşallah uluslararası mecralarda başlayan yargılama süreçlerini bir şey ilave etmiş olacağız. Bir gün inşallah bunun neticesini göreceğiz." dedi. (İLKHA)