Hazreti Ömer'in halifeliği döneminde İyaz bin Ganem komutasında gerçekleştirilen Diyarbakır'ın fethinin yıldönümü münasebetiyle her yıl olduğu gibi bu sene de çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
HÜDA PAR Diyarbakır Gençlik Kolları'nın düzenlediği "Yolumuz Fetih Yolu" yürüyüşü kapsamında Diyarbakırlılar, merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin-i Eyyubi Camii'nden Hazreti Süleyman Camii yerleşkesine kadar yürüdü.
Yürüyüş, Hazreti Süleyman Camii'nde son buldu. Burada düzenlenen program, Mehmet Emin Yılmaz'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Program, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından şiir ve Özlem Ajans sanatçılarının ezgilerini seslendirilmesiyle devam etti.
Düzenlenen programda selamlama konuşmasını yapan HÜDA PAR Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı Nasrullah Demir, "1385 yıldır, şu an havasını teneffüs ettiğimiz, ayak bastığımız bu topraklar, İslam’ın hayat veren, maneviyat yüklü atmosferi ile dolup taşmış ve kıyamete kadar da bu manevi atmosfer bu diyarlara oksijen olmaya, hayat vermeye devam edecektir inşallah. Ashabın ektiği iman tohumları ilk günden beri bu beldede kök saldı, filizlendi ve meyvesini vererek bu diyarın iman bahçesine dönüşmesine vesile olmuştur. Evet! Bu diyarlar Bizans'ın zulmü altındayken, zalimler! mazlumları, mahrumları ezerken, esaret bu beldede kol gezerken, vicdanlar yitirilmiş ve karanlık her yeri sarmışken İslam’ın güneşi şu gördüğünüz surlarda parlamış ve bu diyarı aydınlatmıştır. İşte o beklenen, o özlenen İslam güneşi artık bir daha batmamak üzere 639 yılında bu diyarda doğmuştu." dedi.
"İslam güneşi artık bir daha batmamak üzere 639 yılında bu diyarda doğdu"
Demir, "Bu kutlu fethi gerçekleştiren 8 bin kişilik ordunun içerisinde bin sahabi bulunuyordu ve bu sahabilerden 27 tanesi şu gördüğümüz surların dibinde şehid düşerek buraya defnedildi. Onların mübarek kanları bu topraklara hayat bahşetti, bereket getirdi. Onlar dünyadan ve dünyalıklardan geçerek bu iman nimetini bizlere ulaştırmak için bunu bir görev ve sorumluluk bilip binlerce kilometre uzaklıktaki bu diyara İslam'ı taşıdılar. Bizlere de bu yolu takip etmeyi, bu yolda yürümeyi yani bu Fetih Yolunu miras olarak bıraktılar." şeklinde konuştu.
"Hazreti Ömer dünyaya, İslam'ın adaletini ve ahkamını hâkim kılmaya çalıştı"
Günün anlam önemine binaen bir konuşma gerçekleştiren HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkan Yardımcı Yahya Oğraş, "Adaletiyle meşhur fetih harekatının baş komutanı Hazreti Ömer dünyaya, İslam'ın adaletini ve ahkamını hâkim kılmaya çalıştı. İslam'ın fetih harekatlarına baktığımızda yol vermek veya açmak anlamına gelmektedir. İslam tarihinde birçok şehre baktığımızda söz konusu kan dökülmeden, harp yapılmadan önce insanların gönülleri fethedildi. Medine, Kur'an'la fethedildi. Musap bin Umeyr Medine'de İslam'ı tebliğ ederken, Allah'ın yardımıyla bir yıl sonra kansız ve savaş yapılmadan insanların kalpleri kazanılarak, söz konusu fetih gerçekleşmiş oldu. 630 yılında Mekke'nin Fethi'nde yine kansız ve Peygamber Efendimizin emanı altında ve tevazu içinde Mekke'ye girdi. Evler yıkılmadı, sokaklar talan edilmedi, insanlar öldürülmedi! Tam tersine insanlar, memleketler ve en önemlisi dünya kazanıldı. Çünkü dünya nurla doldu. Mekke'de 10 bin, Medine'de 15 bin sahabe yatıyor, geriye kalanların hepsi Hicaz Bölgesi'nin dışında metfundur. Çünkü onlar yerlerinde durmadılar, gönüllerini İslam'a açtıktan sonra gönüllere girerek memleketleri fethetmeye başladılar." ifadelerini kullandı.
"Müceddit sahabeleri görmek istiyorsak, Gazze'ye bakacağız"
Oğraş, "Nasıl ki o dönemin sahabeleri sabırla nerede bir boşluk varsa oraya giderlerdi. Ama bugün Gazzeli kardeşlerimiz 8 aydır sabrediyorlar, aynı sahabeler gibi. Müceddit sahabeleri görmek istiyorsak, Gazze'ye bakacağız. İslam ordusu Diyarbakır'a tünelle girdi. Diyarbakır'ın fethi nasıl ki tünellerle gerçekleştiyse Gazze'nin altında bulunan tünellerle Allah'ın izniyle Gazze'de siyonizme karşı zafer elde edecek ve Müslümanlar bu konuda başarı elde edecekler. Fetih, cihad ve memleketleri harap etmektir diyenler var. Tam tersine cihad son aşamadır. Önce tebliğ, akabinde anlaşma ondan sonra da cihad ve cihadda caydırıcı bir özelliğe sahiptir. Peygamber Efendimiz savaş hukukunu bu şekilde ifade ederken, bugün Gazzeli kardeşlerimize bakalım. Gazzeli kardeşlerimiz dünyaya şunu haykırdılar: İslam hukuku, esirler hukuku, diplomatik hukuku sosyal ve adalet hukuku nedir? Bütün dünyanın gözlerinin ortasına bunu diktiler! Bu, islam ahlakının ve adaletinin öğretileridir. Dolayısıyla siyonizme emperyalizme karşı hiçbir şekilde İslam'ın ön görmediği bir harekete bulunmuyorlar. Bu yüzden oradaki müceddit sahabelerimizi Diyarbakır'dan selamlıyoruz. Diyarbakır'da o dönem kim yaşıyordu? Rumlar, Ermeniler, Süryaniler ve Kürtler yaşıyorlardı. Buralarda İslam hâkim olduktan sonra buranın insanları, İslam'ın adaletiyle buluştular. Diyarbakır hiçbir şekilde zarar görmeden, kan dökülmeden söz konusu anlaşma imzalanarak, Diyarbakır fethedildi." diye belirtti.
Program, Molla Abdulhakim Avut'un yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)