Bölge

Van’da “Kasım Ayı Sahabe Ayı” programı düzenlendi

Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından ilan edilen 'Kasım Ayı Sahabe Ayı' kapsamında "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" teması ile Van’da, Said Bin Zeyd programı düzenlendi.

Kasım ayının "sahabe ayı" ilan edilmesi nedeniyle her yıl olduğu gibi bu sene de Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" temasıyla sahabelerin hayatının işlendiği birtakım program yapılıyor. Bu kapsamda Van’da düzenlenen programda, Said Bin Zeyd’in hayatı işlendi.

Van Merkez İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Sinevizyon gösterimiyle devam eden programa konuşmacı olarak katılan Cengiz Aydın, Said Bin Zeyd’in hayatından önemli kesitler anlattı.

Sahabelerin her birinin Müslümanlar için birer yol gösterici yıldız olduğunun altını çizen Aydın, “Nasıl ki Muhammed Allah'ın Resul’üdür onunla beraber olanlar da küfre karşı şedid, müminlere karşı şefkatlidir. Allah Tevrat'ta övmüş onları. Allah İncil'de övmüş onları. Peygamberler, peygamberlik vazifesinden rol çalıp keşke Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın o güzide ashabı ve ümmeti içinde bir fert olabilseydik diye dua temennisinde bulunmuşlar. Öyle bir topluluktan konuşuyoruz ki inanın bazen duyuyorum, gencin bir tanesi diyor ki hocam falanca futbolcu Filistin'e destek verdi güzeldir, biz beğeniyoruz. Bu futbolcu falanca yılda böyle yaptı, sürekli bir takip takip takip. İyi olan örnekten bahsediyorum, kötüleri konuşmuyorum. Ama vallahi öyle örnekler var ki Allah Resulü kendi ashabını tarif ederken dedi ki, benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Şu iman ve hidayet yolunda, şu imtihan yurdunda birine yıldız diyecekseniz onun sabitkadem olması lazım. İlk gün imanı nasılsa son günde imanı öyle olması lazım. Allah Resulü gökteki yıldız diyor. Bugünü insanı için belki uzak bir örnek olabilir. Ama 1400 yıl önceki çölde yaşayan bir adam yolunu kaybetmişse, batıda ve zevale dalmışsa, gökteki yıldıza bakmadan o çölde yolunu bulamaz. Onun için eğer yıldız olacaksa biri sabit olması lazım. Allah Resulü bu adamlara, bu mübarek insanlara, bu yiğit insanlara dedi ki sen cennettesin. Ebu Bekir fil cennet, Ömer fil cennet, Osman fil cennet, Ali fil cennet, Sad eb-i Vakkas fil cennet, Abdurrahman ibni Avf, Talha ibni Ubeydullah, Ebu Ubeyde ibni Cerrah, Said ibni Zeyd fil cennet dediğinde, Allah Resulü bunlara cennetin anahtarını, cennetin köşklerini peşinen ellerine verdi. Sonra bunlar hayatının hiçbir yerinde en ufak bir gevşeklik göstermediler. Çok zor bir şey, çok zor. Öyle bir kamet ortaya koydular ki Allah Resulü Aleyhissalatü Vesselamın yüzünü önüne eğmediler.” dedi.

“Sahabe imanın provasını yapmış topluluklardır”

İman elbisesinin provasının sahabeler aracılığıyla gerçekleştirildiğini söyleyen Aydın, “Biz öyle mübarek bir topluluktan bahsediyoruz ki kasım ayı değil inanın yıllarımızı vermemiz lazım. Çünkü Allah, yeryüzüne iman elbisesini indirdi sonra o iman elbisesinin provasını işte bu mübarek insanlar üzerinde denedi. Yanlış yaptılar. Allah yedi kat semanın ötesinde yanlışlarını düzeltti. İyi bir şey yaptılar, Allah yedi kat semanın ötesinde haber gönderdi, Cibril'i memur eyledi. Haber verin bu benim tasdik ettiğim bir eylemdir dedi. Evet, sahabe imanın provasını yapmış topluluklardır. Onlar küfrün bataklığındaydılar, onlar zulmün bataklığındaydılar. İslam'ın adaleti, İslam'ın zühtü, İslam'ın zenginliğiyle zenginleştiler. Bu çağın adamlarına ve bundan sonraki bütün insanlara dediler ki, adam mı olmak istiyorsunuz? Yiğit mi olmak istiyorsunuz? Erkek mi olmak istiyorsunuz? İşte o adamlar bakın. İşte biz bugün şu mübarek topluluktan, fezadan bir yıldızı buraya getireceğiz. Ama öyle bir yıldızdır ki, öyle güzel özellikleri vardır ki, bu çağın gençlerine, bu çağın insanlarına, ben müminim, ben Müslümanım diyenlerine böyle hayalperest örnekler değil, ütopik bir şey değil, bin bir gece masalı değil, yaşanmış, tatbik edilmiş, acı çekilmiş, bedel ödenmiş ve karşılığında hak edilmiş bir cennet hayatı ortaya koymuş bir adamın hayatını önümüze koyacağız. Said ibni Zeyd’i konuşacağız.” şeklinde konuştu.

“İlk gün pozisyonunuz neyse son günkü pozisyonunuz da o olsun”

Said İbn-i Zeyd’in hayatından kesitler anlatan Aydın, sahabeler gibi yaşayabilmek için istikamet üzere olmak gerektiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı:

“Bazı insanlar vardır Allah’ın davası için çalışır. Mesela buradaki çarşaflı bacılarım var, bu bir semboldür. Allah Safa ve Merve’den bahsederken Allah'ın sembolüdür. Örtü bir semboldür, sakal bir semboldür. Cübbe, sarık bir semboldür. Bu cübbeyi, örtüyü, sakalı giyen insanlar Allah nezdinde de, insanlar nezdinde de kıymetlidir. Hoca olmak bir semboldür, alim olmak bir semboldür. Allah'ın davasına hizmet etmek bir semboldür. O dava için bedel ödemek bir semboldür. Eğer birileri buralara müracaat eder, haksızlık eder, onların zimmetini, hukuklarını çiğnerse Allah haber veriyor bu sahabe üzerinden. Bakın Allah'ın davasının işçilerini, Allah’ın adamlarına haksızlık edenler ellerini açarsa bakın Allah o duayı kabul eder. İşte falanca imam böyle, falanca hoca böyle, artık hikayelerde bile iğrenç iğrenç, İslami değerler üzerine hakaretler yapılıyor. Bakın açtırmayın kimsenin elini. Ortadadır, yoksa Allah muhafaza dünyanızda, ahiretiniz de berbat olur. Said İbn-i Zeyd bize hayatıyla şöyle söyledi; dedi ki sabredin, istikamet üzere olun. İlk gün pozisyonunuz neyse son günkü pozisyonunuzda o olsun, netice sahibi selamet olur.” ifadelerini kullandı.

Program, İpekyolu Vaizi Mehmet Emin Demir’in yaptığı dua ile sona erdi.