Kasım ayında artan özel indirim ve kampanyalar hız kazanırken, Ticaret Bakanlığı, indirim kampanyalarına dikkat çekerek, tüketicilerin güvenli alışveriş için önlem almasını önerdi. Bakanlık, 30 gün içinde uygulanan en düşük fiyatın esas alınması gerektiğine vurgu yaptı.

Vatandaşlar ihtiyaçlarını karşılamak için indirim dönemlerini beklese de bazı durumlarda kâr edeyim derken zarara girebiliyor.

Konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Tüketicileri Koruma Derneği (TÜKDER) Genel Başkanı Nejdet Filizoğlu, indirim adı altında sunulan kampanyaların yanıltıcı olabileceğini vurguladı.

 Filizoğlu, tüketicilerin bu tür indirimlerde dikkatli olmalarını ve gerçek indirimleri ayırt edebilmeleri için araştırma yapmalarını önerdi.

C0A79A14 341B 4E37 B114 16B401D6E817

"İzinsiz kampanya yapılamaz"

Filizoğlu," İndirimlerde esas dikkat edilmesi gereken kural, aynı punto büyüklüğünde eski fiyatın olmasıdır. Aynı punto büyüklüğünde ve yeni fiyatın yüzde kaç indirimli olduğu gösterilmek zorundadır. Bu tip kampanyalar yapılırken, öncelikle büyük şirketler gümrük ve ticaret bakanlığından mutlaka izin almak zorundadır. İzinsiz kampanya yapılamaz. Stokları eritme adı altında büyük puntolarla indirim yazıları asılıyor. Küçük küçük yazılarla eski fiyatı yazıp, büyük büyük yazıyla yeni fiyata göstermek, doğru ve ahlaklı bir davranış değildir." dedi.

"Fiyat etiketlerinin tamamı Türkçe olmak zorundadır"

İndirim puntolarındaki rakamların büyüklüklerinin aynı olmak zorunda olduğunu söyleyen Filizoğlu, "100 TL'lik bir ürün, indirim fiyatı diye 99,9 TL olarak satılıyor. Türkiye'de artık bir kuruş, on kuruş vesaire kullanılmıyor. Kullanılmadığını bile bile yanıltıcı bir tablo içerisinde bulunuyorlar. Tüketiciler bunlara da dikkat etmek zorunda.Ayrıca, fiyat etiketlerinin tamamı Türkçe olmak zorundadır. Türkiye'de para birimi TL ise, TL olarak yazmak zorundadır.lar Sadece yurt dışında ve yurt dışına seyahat eden insanlarda dolar, avro cinsi belirtilebilir. Türkiye'deki bütün kampanyalar TL üzerinden yapılmalı, yapılmak zorundadır." diye belirtti.

8Cb48672 C63A 4F1D 997A 391Eea2D8828

"Mağazalarda büyük harflerle yazılan indirim yazıları, tüketiciyi içeri çekmek içindir"

Aldatıcı reklamların, yasalara göre suç olduğunu ifade eden Filizoğlu, "Bu konuda tüketici aldatılıyorsa, gerek internet üzerinden, ticaret il müdürlüklerine, hakem heyetlerine veya Türkiye'de bulunan reklam kuruluna şikayet edilebilir.  Şikâyet edilirse, bunlardan sonuçlar alınıyor. Bu sonuçları nereden şikayet ettiyse, e-Devlet'ten veya diğer platformlardan görebiliyor. Genellikle iki ay içerisinde sonuçlanıyor. Türkiye'de reklam ve aldatıcı reklamlar, yasalara göre suçtur. Cezalandırılıyor ve cezalandırılmaya da devam ediliyor. Yapılan her indirim, gerçek anlamda indirim değildir. İndirimler için mutlaka bakanlık ve ticaret il müdürlüğü izni alınmak zorundadır. Bunlar gerçek indirim değil, sadece tüketicinin içeriye girmesini, tezgahlara teslim olmasını sağlamak içindir. İçeriye yeter ki girsin. Bazılarında fiyat etiketi yok. Fiyat etiketi olmayanları da ticaret il müdürlüklerine ve belediyelere şikâyet etsinler." şeklinde konuştu.

"Cezalar, harçlar yasasına göre her sene artıyor"

Cevdet Yılmaz: Dezenflasyon sürecini tesis etmeye devam ediyoruz Cevdet Yılmaz: Dezenflasyon sürecini tesis etmeye devam ediyoruz

Yasalara göre, belediye zabıtası ve il ticaret müdürlüğünün denetleme yetkisine sahip olduğunu söyleyen Filizoğlu, "Ancak, belediyenin yetkisi daha zayıftır. Zabıta, önlemler alıp ceza yazdıysa, bunu il ticaret müdürlüğüne bildiriyor. O taraftan, bu cezaların yüksekliği söz konusu. Her ürünü kapsayabilir. Stoklarda ve indirim yaptığı veya fiyat etiketinde bulunmayan vitrinde bir ürün kaç adetse, her ürün için ayrı ayrı ceza uygulamak durumundadır. Bir vitrine gidiyorsunuz; eğer elli tane mal varsa, bugünkü ceza 3 bin TL ise, 3 bin çarpı 50 gibi ceza kesmek durumundalar. Cezalar, harçlar yasasına göre her sene artıyor. Satıcı ve sağlayıcıların kendileri açısından daha dikkatli olmalarında fayda var." diye konuştu.

Kaynak: İLKHA