Üroloji pratiğinde, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, böbrek taşı hastalığının yaygın olduğunu belirten Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Uzmanı Aykut Koç, hastaların yaklaşık dörtte birinde böbrek taşı tespit edildiğine dikkat çekti.

SGK, 61 ilacı daha geri ödeme listesine ekledi SGK, 61 ilacı daha geri ödeme listesine ekledi

Bölgenin sıcak iklimi ve yetersiz su tüketimi nedeniyle böbrek taşı oluşumunun arttığını vurgulayan Koç, özellikle kırmızı et tüketiminin taş oluşumunda risk oluşturabileceğini ifade etti.

Böbrek taşı hastalarına günde en az 2 litre idrar çıkaracak kadar su içmelerini öneren Koç, su tüketiminin böbrek taşı oluşumunu azaltabileceğini belirtti.

Üroloji Uzmanı Koç, ulusal çapta yaygın olan gereksiz ağrı kesici ve antibiyotik kullanımının, böbrek ve mide sağlığına zarar verebileceğini vurguladı. Akılcı ilaç kullanımının önemine değinen Koç, ayrıca tuz tüketiminin de böbrek sağlığı için risk oluşturabileceğini belirtti.

"Böbrek taşı riskini azaltmak için günde 2 litre su için"

Böbrek taşı oluşumunu önlemek veya riskini azaltmak için bol su tüketimine ek olarak tuz ve kırmızı et tüketiminin azaltılmasını öneren Koç, "Bunu belki bölge mutfağına bağlayabiliriz. Fazla kırmızı et tüketimi taş oluşumunda risk oluşturuyor. Özellikle böbrek taşı hastalarına günde en az 2 litre idrar çıkaracak kadar su içmelerini öneriyoruz. Bilimsel makalelerde böbrek taşı riskinin su tüketimiyle azaltılabileceği belirtiliyor. İyi bir su tüketimi, böbrek taşı oluşumunun tekrarlama ihtimalini azaltır. Bunun yanında tuz ve kırmızı et tüketiminin azaltılması çok önemli." uyarısında bulundu.

"Özellikle az su tüketimine bağlı böbrekte taş oluşumunun arttığını görebiliyoruz"

Az su tüketimi, idrar yolu enfeksiyonu ve ishal gibi faktörlerle birlikte akut böbrek yetmezliği riskini artırabileceğine dikkat çeken Koç, "Özellikle az su tüketimine bağlı böbrekte taş oluşumunun arttığını görebiliyoruz. Su tüketmemeye bağlı idrarın koyu gelmesi ve idrar yollarında çeşitli şikayetler, yanma ve hassasiyetler gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum böbreğin taşa bağlı kaybına kadar ilerleyebilir. Akut böbrek yetmezliği, su tüketmemeye bağlı idrar yolu enfeksiyonu ve ishal gibi faktörlerle birlikte hayati riskler oluşturabilir. Kronik böbrek hastalarında ise fazla su tüketiminin kontrollü ve dengeli olması önemlidir; aşırı su tüketimi çeşitli organlarda ödem gibi komplikasyonlara yol açabilir. Böbrek yetmezliğini ağırlaştırabilecek besinlerden kaçınmaları için bir diyet listemiz bulunuyor ve hastalarımızdan bu doğrultuda beslenmelerini istiyoruz." şeklinde konuştu.

"Gereksiz ağrı kesici ve antibiyotik kullanımının yaygınlığı, böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir"

Gereksiz ağrı kesici ve antibiyotik kullanımının yaygınlığına ve bu ilaçların böbrek ve mide üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Koç, "Günde 1,5 litre su içmek alışkanlık haline getirilmelidir. Toplumumuzda gereksiz ağrı kesici ve antibiyotik kullanımı oldukça yaygındır. Bu ilaçların böbrek ve mide üzerinde önemli yan etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle akılcı antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı son derece önemlidir. Her basit ağrıda ağrı kesici tüketilmemelidir. Gerekirse, basamaklandırarak Parol türevi ağrı kesicilerin ardından çok şiddetli ağrılarda diğer grup ağrı kesiciler kullanılmalıdır. Toplumumuzda Avrupa'ya göre tuz tüketimimiz 3 kat daha fazladır. Tuz tüketimi böbreği uzun vadede yorarak böbrek damarlarına zarar verir ve ileri aşamalarda problemlere neden olabilir. Bu nedenle tuz tüketiminin tansiyon değerlerinin kontrol altında olması gerektiği ve dengeli beslenmenin önemli olduğunu öneriyoruz." tavsiyesinde bulundu. (İLKHA)