Loading...
Günlerdir TÜSİAD’ın 13 Şubat 2025 Perşembe günü İstanbul'da gerçekleştirdiği Genel Kurul toplantısı konuşuluyor.
Malum orada TÜSİAD başkanı Orhan Turan ve Yüksek istişare kurulu başkanı ve aynı zamanda QNB Finansbank’ın Yönetim Kurulunun da Başkanı olan Ömer Aras birer konuşma gerçekleştirdiler.
TÜSİAD, kendisinin bir STK olduğunu unutup siyasete soyunduğu yönünde ciddi eleştiriler aldı. Konuşmalarına destek çıkanlar da oldu. Neticede Orhan Turan ve Ömer Aras gözaltına alındılar ve ifadelerinin ardından “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlarından adli kontrol ve yurtdışı yasağı talebiyle mahkemeye sevk edildikten sonra çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldılar.
Şimdi söz konusu yöneticilerinin o açıklamalarına bir bakalım.
TÜSİAD başkanı Orhan Turan, toplantıda şunları dile getirdi:
“ … Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 küsur sene önceki olaylara yeni soruşturmalar açılıyor…. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor… Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor… İster seçimle ister atamayla gelen kamu görevlilerinin görevlerinden alınmasının yeni örneklerine şahit oluyoruz… Kadın cinayetlerinin de çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor…”
Bir diğer konuşmacı Ömer Aras ise kısaca şunu dile getirdi:
“… Seçilmiş belediye başkanları görevlerinden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor…”
Ayrıca Aras iki konuda da reform yapılmasını istedi; Eğitim ve hukuk.
Evet, iki konuşmacının da ana gündem maddeleri bunlar. Tabi tarafsız olarak konuşmaya bakınca beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı ama gerçekten konuşmalarında siyasete soyunma havası olduğu görülüyor.
Bu ifadelerin, STK yöneticileri tarafından değil siyasiler tarafından sarfedilmesi gereken cümleler olduğu aşikar.
Eğitim sisteminin değiştirilmesinden tutun hukukta reform yapılmasına kadar…
Belediyelere kayyum atanmasından tutun da gazetecilerin tutuklanmasına kadar…
CHP’nin ne kadar siyasi argümanı varsa tıpa tıp aynı cümleler kullanılmış. Bunlar bir STK’nın değil, siyasi bir partinin söyleyeceği şeyler ve söyleniyor da.
Elbette ki her konu konuşulabilmelidir ama kendi mecrası içerisinde. Siyasilerin konuşacağı, eleştireceği meseleler ayrıdır; STK’ların ilgileneceği alanlar farklıdır. STK’lar da siyaset yapmak amacıyla kurulan kuruluşlar değillerdir. Neticede TÜSİAD bir iş derneğidir, siyasi parti değil.
Malum bunların 10 katını her gün muhalefet partileri zaten söylüyor, kimsenin onlara soruşturma açtığı yok. Fakat bir iş derneğinin bu konularda yönetime ayar verme özlemi olarak yorumlanan konuşmaları elbette doğru değildir. Kamuoyunun genel görüşü de zaten bu yönde.
Siyasetle çok ilgililerse bir siyasi parti kurar veya bir siyasi partiye geçerler, orada rahatlıkla siyaset yapabilirler.
Fakat bu açıklamalardaki ince mesajları da kaçırmamamız lazım. Orhan, açığa alınan teğmenlerden bahsederken onların disiplinsizlik suçlarından yargılandığını biliyor. Kararın da ilgili mahkeme tarafından alındığını biliyor.
Biz de soruyoruz:
Atatürkçülüğün arkasına sığınınca disiplinsizlik bile olursa ki askeriyedeki en önemli mesele disiplindir, ceza almamaları mı lazım bunların?
Mustafa Kemal’in askeriyim deyince suç işleme özgürlüğü mü kazanılmalı?
Yani TÜSİAD’ın hukukun tarafsızlığı anlayışı bu mu?..
Hani hukuk karşısında herkes eşitti?
Bir insan gazeteci ise veya milletvekili ise veya belediye başkanı ise bunlara hukuk işlememeli mi?
Kaldı ki gazeteci kılığında bu ülkede ajanlık yapanlar olmadı mı? Şimdi gazeteci mesleği var diye bir şahıs dış istihbaratlardan maaş alan bir ajan ise yargılanmamalı mı?
Vekillik aracıyla terör örgütüne silah taşıyanları görmedi mi bu ülke? Vekildir diye, teröre silah ve finansman yardımı yapanlar yargılanmamalı mı?
Başkanlık emriyle, belediye araçlarıyla çukurlar kazılmadı mı? Belediye başkanıdır diye, çukur olaylarında binlerce gencin ölümüne sebep olanlar hukuk önünde hesap vermemeli mi?
Sıradan vatandaş bir suç işlediğinde yargılanmalı, ceza almalı ama gazeteci sıfatı varsa veya vekilse veya belediye başkanıysa istediğini yapmalı, kimse onlara bir şey dememeli öyle mi?
Bu mu TÜSİAD’ın hukuk devleti anlayışı? Yazıklar olsun bu üstenci bakışa! Yazıklar olsun bu jakoben zihniyete! Yazıklar olsun üstünlerin hukukunu arzulayanlara!..
TÜSİAD’ın kuruluş serüvenini ve tarihçesini bir daha ki yazımızda kaleme alacağız. Gerçekleri yazmaya devam edeceğiz…
Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere…