Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaptığı açıklamada, insanların psikolojik olarak güvenebilecekleri ilişkiler geliştirmeye yatkın olduğunu belirterek, özellikle insan ilişkilerinde güven kaybı yaşayan bireylerin sosyal çevrelerinden uzaklaşarak hayvanlara yöneldiğini ve bu durumun zamanla aşırıya kaçtığında sağlıksız bir bağlanma biçimine dönüşebileceğini ifade etti.

İnsanın doğası gereği koşulsuz sevgi beklentisi olduğunu dile getiren Tarhan, insanların koşulsuz sevgiyi hayvanlardan daha kolay aldığını vurguladı.

2025 yılı ÖTV muafiyetli araçlar: Vergisiz araçlar ve fiyatları 2025 yılı ÖTV muafiyetli araçlar: Vergisiz araçlar ve fiyatları

İnsanın sevgi nesnesinin kedi veya köpek olmasının, hayattaki diğer sosyalleşmelerden kopmadığı sürece sağlıklı kabul edildiğine işaret eden Tarhan, ancak bazen insanların ilişkilerde aldıkları yaralar neticesinde negatif bağlanma oluşturabileceğini aktardı.

Negatif bağlanmada bazı bireylerin insanlara güvenleri azaldığı zaman güvenecekleri bir varlık ararken, "kendilerine tam itaat edecek" ilişki arayışına girebileceklerini anlatan Tarhan, şöyle devam etti:

"Tam itaat edebilecek ve onlarla bir nevi köle-efendi ilişkisi kurabilecek varlıklara bağlanırlar. Bunun sebebi, hayvanların onlardan çok fazla talepte bulunmaması ve ego tatmini açısından kolay olmasıdır. Sosyal sorunlarını çözememiş bazı insanlar, hayvanlara aşırı bağlanarak kendilerini ayakta tutmak için bir nevi savunma mekanizması oluştururlar. Bu aslında bir travmadan, korkudan kaçış mekanizmasıdır. Hayvanlara yönelik bu tür bir bağlanma negatif ve sağlıksız bir bağlanmadır."

Tarhan, tam sosyal izolasyon yaşayan bireylerin bazen hayvanları "takıntılı bir sevgi nesnesine" dönüştürebileceğini ifade ederek, "Hayvanlara olan negatif aşırı bağını sevgi bağı olarak gören insanlar narsistik tatmin yaşar. Yani kendi egosunu tatminle ilgili yatırım yaptığı varlığı kaybetme korkusu başlar. Kaybetme korkusu nedeniyle köpeğini veya sevgi yatırımı yaptığı varlığı kaybettiği zaman ağır depresyon vakalarına rastlıyoruz. Hastanın yataktan kalkamayacak derecede depresyona girdiğini görüyoruz." diye konuştu.

Aynı zamanda bir insanın, "hayvanları sevmek iyidir, insanları sevmek kötüdür" anlayışı geliştirirse bir kutuplaşma yaratacağını anlatan Tarhan, "Kutuplaştırma oluşturursa, insanlardan kaçınma, nefret etme ve hayvan sevgisinde ölçüsüz davranma eğiliminde olur. Ölçüsüz davranan bireylerin duygusal tepkileri de orantısız olabilir." dedi.

"İnsanlar ölsün, hayvanlar ölmesin" tarzında bir düşüncenin irrasyonel olduğunu dile getiren ve bu kişilerin kendilerini "teşhir etmek" amacıyla hayvanları araçsallaştırdığını belirten Tarhan, "Bu düşünce genellikle karşıt koyma bozukluğu ile açıklanabilir. Kendini teşhir etmek isteyen kişiler sosyal medyayı çok kullanıyor. Bazı insanlar, hayvanlarla olan ilişkilerini sürekli sergileyerek egolarını tatmin ediyor. Hayvanlarla ilgili güzel örnekleri paylaşmak başka, egosunu tatmin etmek için hayvanları araçsallaştırmak başka bir şeydir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA