En son geçen hafta perşembe günü 80,4 dolar olarak kaydedilen Brent petrol, dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin ve en büyük petrol tüketicisi ABD'den gelen zayıf ekonomik veriler doğrultusunda son altı seanstır aynı seviyeyi yakalayamadı.
Çin'de geçen hafta açıklanan verilere göre, yeni konut fiyatları 14 aylık düşüş serisini sürdürürken, temmuzda yıllık bazda düşüş yüzde 4,9 olarak gerçekleşti.
Ayrıca, ülkenin sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 5,1 artarak öngörülenin altında kalırken, işsizlik oranı yüzde 5,2 ile beklentilerin üzerinde seyretti.
Bunun yanı sıra, ABD'den gelen zayıf işgücü verileri ekonomik büyümeye ilişkin endişeleri destekleyerek Çin kaynaklı talep düşüklüğü öngörülerini güçlendirdi.
ABD Çalışma Bakanlığı, Mart 2024'e kadar olan 12 aylık döneme ait tarım dışı istidam verilerini revize etti. Revizyona göre, ABD'de istihdam, söz konusu dönemde daha önce açıklanandan 818 bin daha az arttı.
Ülkede ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı ise 17 Ağustos ile biten haftada 232 bine çıkarken, süregelen işsizlik maaşı başvuru sayısı ise 10 Ağustos ile biten haftada 4 bin kişi artarak 1 milyon 863 bine yükseldi.
Veriler talep endişelerini besliyor
Söz konusu veriler, ülkelerin ekonomik büyümelerine dair endişeleri destekledi ve piyasa oyuncularının talep endişelerini besleyerek fiyatları baskıladı.
Öte yandan, küresel petrol rezervlerinin büyük kısmının bulunduğu Orta Doğu'da ateşkes ihtimalinin piyasalardaki arz endişelerini hafifletmesi de fiyatların düşüşünde etkili oldu.
Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, geçen hafta 81,92 dolar seviyesine kadar yükselen Brent petrol, bu seviyelerde tutunamadı ve haftayı 79,1 dolardan kapattı.
Çarşamba günü de 75,7 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varil fiyatı aynı gün yüzde 1,3 değer kaybetti.
Fed Başkanı Powell'ın Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada para politikasında ayarlama yapmak için zamanın geldiğini açıklamasının ardından fiyatlar haftayı yüzde 2,1 artışla 78,3 dolardan tamamlayarak toparlanma eğilimi gösterse de 80 doların altında kaldı.
Çin'in beklentilerin altında kalan petrol talebi piyasa için önemli bir odak noktası
ABD merkezli enerji enformasyon şirketi Energy Intelligence Group'un Petrol Piyasaları Ekonomisti Julien Mathonniere, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, petrol fiyatlarının düşmesinin birden fazla sebebi olduğunu söyledi.
Mathonniere, Çin'den gelen zayıf talep öngörüsünün bu sebepler arasında en önemli faktör olduğunu belirterek, "Çin'in beklentilerin altında kalan petrol talebi, özellikle Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) ülkedeki zayıf talep öngörüleri doğrultusunda 2024 küresel talep büyüme tahminini aşağı yönlü revize ettiği düşünüldüğünde, piyasa için önemli bir odak noktası." dedi.
Öte yandan, Çin'de faaliyet gösteren rafinerilerin temmuz ayında benzin ve dizel üretimini geçen yılın aynı dönemine kıyasla azaltmasının da fiyatlar üzerinde etkili olduğuna dikkati çeken Mathonniere, şöyle devam etti:
"Üretimdeki bu azalmanın, dünya çapında tam da söz konusu ürünlere olan talebin artması beklenen temmuz ayında, üstüne üstük dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin'de gerçekleşmesi, ülkede ulaşım yakıtlarına olan talebin bundan sonra artacağı beklentilerini yeniden güçlendirerek fiyatların dalgalanmasına neden oldu."
Çin'de beklenen talep artışı oluşmadı
Mathonniere, tahminlerin aksine bu yıl Çin'de belirleyici bir talep artışı gözlemlenmediğini ifade ederek, "Energy Intelligence, ülkenin petrol talebinin ikinci çeyrekte yıllık bazda günlük 284 bin varil düştüğünü ve bunun Çin’deki zayıf sanayi hareketliliğini ve istikrarsız özel sektörü yansıttığını ifade ediyor. Brent petrol şu anda Ekim varilleriyle işlem görürken, ülkenin beklentileri karşılama olasılığı giderek daha fazla sorgulanabilir hale geliyor." dedi.
Düşüşün bir diğer sebebinin petrol depolama tesislerinde, nakliye sırasında veya satış işlemlerinde hesaplanan miktar ile gerçek miktar arasındaki fark konusundaki endişeler olduğuna dikkati çeken Mathonniere, "Eksik variller bu yıl geri döndü. Piyasa oyuncuları, arzın düşük ölçüldüğünü veya talebin fazla sayıldığını öne sürüyor. Bu durum piyasa oyuncularını rahatsız ediyor ve piyasa bu rahatsızlığa düşük fiyatlarla tepki veriyor." diye konuştu.
Mathonniere, Orta Doğu'da yeniden canlanan ateşkes müzakerelerinin petrol fiyatları üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu vurgulayarak, bölgedeki uzlaşma umutlarının fiyatlar üzerindeki risk primini azaltmakta yetersiz kaldığını belirtti.
Fiyatlar üzerindeki risk priminin uzun süre önce eridiğini vurgulayan Mathonniere, "Orta Doğu, fiyatları arka planda etkilemeye devam edecek olsa da artık piyasa oyuncuları için ana odak noktası değil." ifadesini kullandı.
Çin'de talep artışı olmadıkça fiyatların yükselmesi zor
Mathonniere, ilerleyen süreçte Çin'in petrol talebinde bir artış yaşanmadığı sürece fiyatların yükselmesinin olası olmadığına değinerek, şunları kaydetti:
"Fiyatların ne kadar daha düşeceğini tahmin etmek zor ancak piyasanın fiyatları aşağı çekerek OPEC'i harekete geçmeye zorlamaya çalışabileceğine dair ilginç bir teori mevcut. Bu durum, grubun dördüncü çeyrekte kesintileri geri almaktan vazgeçmesine neden olabilir. Piyasanın fiyatları düşürmek için bu kadar uyumlu bir çaba gösterebileceğini varsaymak biraz uzak bir ihtimal olsa da fiyatların düşmesi, grubun yıl sonuna yaklaşırken kesintileri geri almak konusunda kesinlikle yeniden düşünmesine neden olacak."
Piyasa yön bulmak için ABD Merkez Bankasından çıkacak karara odaklandı
Bağımsız petrol piyasası analisti Gaurav Sharma da ABD Merkez Bankasının eylülde faiz indirimine gitmesi durumunda petrol fiyatlarının yükselebileceğini ifade ederek, "Piyasanın yön bulmak için ABD Merkez Bankasının alacağı kararlara odaklandığını düşünüyorum. Eğer eylülde bir faiz indirimi açıklanırsa, ham petrol vadeli işlemlerinde fiyatların olumlu bir reaksiyon göstermesi mümkün olabilir ancak bu tarihe kadar piyasadaki zayıflığın devam etmesi muhtemel." dedi.
Çin'deki petrol talebine ilişkin belirsizliklerin ham petrol fiyatları üzerinde baskı oluşturduğunu dile getiren Sharma, "Son günlerde Çin'de sanayi üretiminin yavaşladığını, işsizliğin arttığını ve konut fiyatlarının düştüğünü gözlemledik. Özellikle Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve OPEC gibi birçok piyasa tahmincisi, Çin talebinin 2024 ve 2025’te daha düşük olacağını öngörürken bu durumu aşmak zor." diye konuştu.
Sharma, Orta Doğu'daki jeopolitik gelişmelerin petrol piyasası üzerindeki etkisinin sınırlı olduğuna işaret ederek, "Orta Doğu’daki jeopolitik gelişmeler önemli ancak petrol talebi zayıf kaldığında jeopolitik faktörlerin ham petrol fiyatları üzerindeki etkisi sınırlıdır. Bu durum, özellikle OPEC dışı ham petrol arzının artması nedeniyle şu anda geçerli." ifadesini kullandı.