Tacikistan Parlamentosunun üst kanadı olan Milli Meclis, başörtüsü takılmasını, Ramazan ve Kurban bayramlarının kutlanmasını yasaklayan yasa teklifini kabul etti.

Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, başörtüsüne yasak getiren “Gelenek ve Merasimlerin Düzenlenmesi” ile “Çocuk Eğitimi ve Yetiştirilmesi Sorumluluğu” kanunlarını da içeren 35 yasa tasarısını Perşembe günü imzaladı.

Başörtüsünü "ülke kültürüne ait olmayan yabancı giysi" olarak niteleyen yasaya göre ülkede Müslüman kadınlar başörtüsü takamayacak.

Ayrıca İslâm dininin bayramları olan Ramazan ve Kurban bayramları Tacikistan'da kutlanamayacak. Bu kapsamda, çocukların ev ev gezerek bayramlık isteme adeti olan “iydgardak” da yasaklandı.

Söz konusu kanun ile birlikte, başörtüsünün giyilmesi, ithal edilmesi, satılması ve reklamı yasaklanıyor.

Yasayı ihlal eden Tacikistan vatandaşları 7 bin 920 Tacikistan somonisi (Yaklaşık 25 bin Türk lirası), hükûmet yetkilileri 54 bin somoni (Yaklaşık 167 bin Türk lirası) ve dini otoriteler 57 bin 600 somoni (Yaklaşık 178 bin Türk lirası) gibi para cezalarına çarptırılacak.

Tacikistan'da İslam düşmanlığı yeni değil!

Tacikistan'da başörtüsünün kullanımı uzun yıllardır devlet kurumlarında ve okullarda fiili olarak yasak. Ülkede erkeklerin sakal uzatmasına da izin verilmiyor. Geçtiğimiz yıllarda binlerce kişi polis tarafından durdurulmuş ve sakalları zorla tıraş edilmişti.

7. yüzyılda İslam ile tanışan Tacikistan'da, takip eden süreçte ve özellikle Samaniler döneminde de İslam bölgede giderek yayıldı. Günümüzde ülke nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan Tacikistan'da halk Hanefi mezhebine mensup.

Sovyet Rusya döneminde, diğer Müslüman bölgelerde olduğu gibi Tacikistan'da da dini faaliyetler yasaklandı, cami ve medreseler kapatıldı, halka önderlik edecek din alimleri, imamlar ve öğretmenler tutuklanarak başta Sibirya olmak üzere Sovyetler Birliği içinde sürgüne gönderildi.

Stalin dönemindeki katı uygulamalar sonucu bir ara ülkedeki cami sayısı 17'ye kadar düştü ancak ülkenin dağlık yapısı ve nüfusun önemli bir bölümünün köylerde yaşıyor olması nedeniyle halk dini inançlarını yaşamaya zor da olsa devam etti.

1980'li yıllarda İran İslam Devrimi ve Rusya'nın Afganistan işgali, Tacik toplumu üzerinde etkili olmuş ve ülkede dini örgütlenme bakımından ciddi bir hareketlilik yaşandı.. Bu hareketlilik 1991 yılındaki bağımsızlığın ardından da devam etti ancak bu defa da yeni yönetim kendi halkı üzerinde katı ve baskıcı politikalar uygulamaya başladı. Özellikle dini yaşam, sakal, tesettür, camiye gitmek, hac ibadeti gibi pek çok konuda Tacik halkı halen yönetimin baskıcı uygulamalarıyla karşı karşıya.