İslam toplumunda camilerin hayatın merkezinde olması gerektiğini dile getiren Bekiroğlu, camilere ailece gitmenin ve namaz vakitlerinde camide olmanın son derece kıymetli olduğunu kaydetti.

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in cami eksenli çok büyük şahsiyetler yetiştirdiğine değinen Bekiroğlu, "Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımızın belirlediği tema 'Peygamberimiz ve Şahsiyet inşası.' Burada şahsiyet inşası kısmı, temanın aslında en önemli kısmını oluşturuyor. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) kendisine peygamberlik geldiği zaman Mekke'de, Medine'de şahsiyetler inşa etti. Yani adam yetiştirdi, çok değerli insanlar yetiştirdi. Bunların başında mesela Hazreti Ebubekir-i Sıddık doğruluğuyla, sadakatiyle bütün dünyaya nam salmış. Yine Hazreti Ömer Efendimiz adaletiyle ismini altın harflerle yazmış tarihe. Hazreti Osman'ın hayasıyla, Hazreti Ali Efendimiz şecaatiyle, Hazreti Hamza yiğitliğiyle, Musab Bin Umeyr mi dersiniz, Zübeyir Bin Avvam mı dersiniz, Talha Bin Ubeydullah mı dersiniz, Abdullah İbn-i Mesud mu? Yani Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesselem) bütün bir medeniyeti oluşturan ilk basamağı insanı yetiştirdi. Çok değerli şahsiyetleri yetiştirdi." dedi.

"Bizim de bugün toplumda şahsiyet inşa etmemiz lazım"

Müslümanların fıtratına geri dönme çabası içerisinde olması gerektiğine vurgu yapan Bekiroğlu, "Dolayısıyla bizim de bugün toplumda şahsiyet inşa etmemiz lazım. Yani şunu demek istiyoruz: Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vessellem) cahiliye toplumuna geldiği zaman, cahiliye toplumunda toplumsal, sosyal olarak her türlü kötülük mevcuttu. Aslında ona benzer bir toplum yapısı dünya üzerinde hakim. Bir yanda kitlesel katliamlar, soykırımlar, bir yanda insanların ahlaki açıdan dejenerasyonu. Hani cahiliyenin bir başka versiyonunu, modern versiyonunu aslında bugün dünyada yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhivessellem) o inşa etmiş olduğu şahsiyetlerle aslında yeni bir medeniyet, asr-ı saadet medeniyetini kurarken aynı zamanda da bize o medeniyetin tekrardan nasıl kurulabileceğini göstermiş oluyor. Bizim toplum olarak şahsiyet inşa ederken, kişilik oluştururken, adam yetiştirirken tekrar asli hürriyetimize, fabrika ayarlarımıza geri dönmemiz lazım. Peygamber Efendimizin de yaptığı aslında oydu. O toplumu tekrar asli fıtratına döndürmek için çabaladı. Yani bozulmuş bir toplumu, sosyal açıdan kirlenmiş, beşeri açıdan, bireysel açıdan zulüm odaklı bir toplumu dönüştürdü ve kendi asli hürriyetine geri çevirdi, fıtratına geri çevirdi. Bugün bizlerin de Müslümanlar olarak fıtratımıza geri dönme çabası içerisinde olmamız gerekiyor. Ve çevremizdeki insanların da fıtrata dönmesi, asli hürriyetine dönmesi için gayret etmemiz gerekiyor. Burada tabi camiler ve din görevlileri haftası da birlikte idrak ediliyor. Burada şahsiyet inşası nasıl oluyor?" ifadelerini kullandı.

"Camilerimiz bizim medeniyetimizin odak noktasını oluşturuyor"

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in camide toplumun sorunlarına çözüm bulduğuna değinen Bekiroğlu, "Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesselem) Medine'ye hicret ettiği zaman ilk yaptığı iş Medine'nin herkesin ulaşabileceği yerde, Medine'nin ortasında bir mescit inşa etmesi ve mescit odaklı bir eğitimi vardı Efendimizin (Sallallahu aleyhi vesselem). Çünkü mescitte beş vakit bir araya geliyorsunuz ve insanlar kendi günlük problemlerini, kendi inanç problemlerini, kendi uygulamayla ilgili muamelatla ilgili problemlerini direkt Peygamber Efendimiz'e arz edebiliyorlardı. Ve bütün bir şehir mescidin çevresinde odaklanıyordu, mescidin çevresinde genişliyordu. Dışarıdan kervanlar geldiği zaman önce mescide uğruyorlardı. Dışarıdan yabancı heyetler geldiği zaman mescide geliyorlardı. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vessellem) bütün görüşmelerini gerek siyasi, gerek dinle alakalı, inançla alakalı olan bütün görüşmelerini mescitte gerçekleştiriyordu. Ve mescitte biliyorsunuz Ashab-ı Suffa dediğimiz, o ashabın yetiştiği Suffa kısmı vardı mescitte. Orada da günlük ders ve eğitim takip ediliyordu. Bu açıdan baktığımız zaman aslında İslam medeniyetinde, asr-ı saadetten sonraki dönemlerde de bu güzellikler devam etmiş. Mescitler her daim hayatın merkezi, sosyal hayatın merkezi olmaya devam etmiş. Bu Emeviler'de, Abbasiler'de, Osmanlılar'da böylece devam edip gitmiş. Hatta Selçukluların mimari tarihine baktığımız zaman önce mescitler kurulmuş, mescitlerin yanında bedestenler, kervansaraylar kurulmuş ve ondan sonra halk bu halkanın içerisine genişleyerek mahallelerini, yerleşim yerlerini oluşturmuş." şeklinde konuştu.

"Hayatımızın bir kısmında cami içerisinde yer almamız gerekir"

Müslümanların camiden bağımsız olmaması gerektiğine işaret eden Bekiroğlu, "Bunu tekrar o asli hüviyetine döndürmemiz açısından önemli. Çünkü bizler mescitlere yöneldiğimiz zaman, mescit merkezli bir hayatı benimsediğimiz zaman insanımızın gerçekten fıtri olan o ilk başta bahsetmiş olduğumuz fabrika ayarlarına geri dönme, asli hüviyetine geri dönmenin daha hızlı gerçekleşeceğini düşünüyorum. Buradan camiler ve din görevlileri haftası münasebetiyle tüm kardeşlerimize, Müslüman kardeşlerimize şunu bir kez daha en azından ifade etmek istiyorum. Bizler cami merkezli bir hayatı benimsemek istiyorsak en azından günlük hayatımızın bir kısmında cami içerisinde yer almamız gerekir. Yani günde beş vakit namaz var. Bu beş vakit namazın en azından bir vaktini kendimiz, çoluk çocuğumuzla birlikte camide eda etme veya bunu her gün yapamıyorsak en azından haftada birkaç gün çoluk çocuğumuzla bir camiyi ziyaret etme, namaz vakitlerinde orada bulunma veya bir camide yapılacak olan bir programa iştirak etme şeklinde bulunmamızda fayda var. Çünkü bizim dinimizin en önemli bize vaaz etmiş olduğu ibadetlerin başında namaz geliyor ve namaz da mescide bağlı olan bir ibadet. O nedenle camilerimizi kendimizden uzak tutmamamız gerekiyor. Bu hem bizim için hem de toplumumuz için faydalı olacak bir husus." dedi.

Eller cepte buzlu yolda sakın yürümeyin! Eller cepte buzlu yolda sakın yürümeyin!

Bekiroğlu son olarak, "Buradan ben bütün din görevlilerimizin haftasına tebrik ediyorum. Ayrıca tüm halkımıza, tüm vatandaşlarımıza da camilerimize olan bağlılıklarına devam ettirmeleri, camileri sık sık hatırlayıp oraya çoluğumuzla çocuğumuzla iştirak etmeyi tavsiye ediyorum. Rabbim (Celle Celaluhu) bize için hayırlı mübarek eylesin." tavsiyelerinde bulundu.