Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı Güngör, mesleğinin yok olmaması için çalışmaya devam ediyor.
Arkadaşlarını örnek alarak 7 yaşında bir ustanın yanında mesleğe ilk adımını atan Güngör, Balıklıgöl Yerleşkesi'ndeki Şanlıurfa Valiliği Rızvaniye El Sanatları Külliyesi'nde kendisine tahsis edilen işletmede sanatını sürdürüyor.
İlk günden bu yana mesleğinden kopamayan Güngör, eskisi kadar ilgi görmese de yaptığı ürünler vatandaşlar tarafından beğenilerek satın alınıyor.
Mehmet Emin Güngör, AA muhabirine, mesleğe küçük yaşlarda adım attığını söyledi.
Mesleğin tüm inceliklerini 12 yaşında öğrendiğini ve ustasının kendisini dükkana ortak ettiğini anlatan Güngör, şöyle konuştu:
"Küçük yaşta iyi paralar kazanmaya başladım. Sonra ustamdan izin alarak kendi dükkanımı açtım. İşimi çok severdim ondan dolayı pazara herkesten erken gelirdim. Eskiden kazaz mesleği kuyumcudan daha kazançlı ve güzel bir meslekti. Benim dönemimde 50 civarında kazaz ustası vardı, zamanla hepsi kapandı. O dönemler renkli kaytan, saç bağı, puşu püskülü, tespih püskülü, altın kaytanı, saç koru, sırmalı puşi gibi çeşitli ürünler yapardık. Şimdi artık bu mesleği yapan kimse yok, çırak da bulamıyoruz. Bu mesleği yapan benden başka kimse kalmadı. Oğluma da bu mesleği öğrettim, Kültür ve Turizm Bakanlığı kazaz ustası belgesini de aldı. Oğlum bu mesleği yapmıyor ama mesleği öğrendi. Yaptığım ürünleri satmak istemiyorum, her biri benim için çok kıymetli, hayatımın bir parçası gibi görüyorum. Oğluma vasiyet ettim, benden sonra bu mesleği yapabildiğin kadar yapmaya devam et, bu sanat ölmesin dedim."
Tanıdığı akademisyenlerden kendisine birkaç öğrenci göndermesi talebinde bulunan Güngör, öğrencilere mesleğin inceliklerini öğretmek istediğini söyledi.
İlerleyen yaşına ve ihtiyacı olmamasına rağmen mesleğini çok sevdiğini ve bırakamadığını belirten Güngör, şunları kaydetti:
"Her sabah gelip dükkanımı açıp zaman geçiyorum. Konya ve Gaziantep'ten beni çağırdılar 'gel bize bu işle ilgili kurs ver' dediler ama yaşımdan dolayı kabul etmedim. Şanlıurfa'daki yetkililerin bana sahip çıkmasını istiyorum. Türkiye'de bu sanatı benden başka yapan kalmadı, bu işin son temsilcisiyim. Bana destek verilirse 5-10 öğrenci gönderirlerse onlara mesleğin inceliklerini öğretirim çünkü bu meslek altın bileziktir. Bu işi öğrenen birisi geçim sıkıntısı çekmez. Benim tek derdim, bu meslek benimle mezara gitmesin. Müşteriler bu ürünleri süs eşyası olarak alıyor. Çin ve Japonya'dan gelen turistler bile bu ürünlerden alıyor."