Peygamber Sevdalıları ve Özgür Kudüs Platformu öncülüğünde binlerce kişi, işgal rejiminin Gazze’de sürdürdüğü soykırımı tel'in etmek amacıyla bir protesto gösterisi düzenlendi.
Üsküdar Fevziye Hatun Camii önünde bir araya gelen binlerce kişi, işgal rejimi aleyhine, HAMAS lehine sloganlar atarak Üsküdar Meydanı’na kadar yürüdü.
Güzergâh boyunca yol araç trafiğine kapatılırken; çevredeki vatandaşların da sessiz kalmayarak yürüyüşe destek vermesi ile katılımcı sayısının varış noktasına kadar sürekli arttığı gözlemlendi.
Yürüyüşün bitiminde Üsküdar Meydanı’nda düzenlenen program, İsmail Sürmeli’nin okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
“Gazze 243 gündür dünyanın en vahşi, en barbar insanları tarafından bombalanıyor”
Programda bir konuşma gerçekleştiren HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Buradan bütün insanlığa sesleniyorum; 8 ayı aşkındır Gazze'de yaklaşık 40 bin masum, sivil insan katledildi. Bunların arasında çoğunluğu kadınlar, çocuklar, bebekler hatta isimleri konmamış, dünyayı gözleriyle görmemiş cenin bebekler var ve en son dün Gazze'nin Nusayrat Mülteci Kampı’nda yaklaşık 300 insan katledildi. Yani şurada bir trafik kazası olsa ki bu kaza istenmeyen adı üstünde kaza olmasına rağmen şurada iki canınız gitse hepimiz ona koşarız ve günlerce o görüntü ve acı yüreğimizden çıkmaz. Maalesef iki 243 gündür küçücük bir Gazze dünyanın en vahşi, en barbar insanları tarafından; havadan, karadan, denizden, bombalanıyor. İnsanlar kuzeye kaçıyor bombalanıyor, güneye kaçıyor bombalanıyor, orta kesime geliyor bombalanıyor, okullara sığınıyor bombalanıyor, camilere sığınıyor bombalanıyor, hastanelere sığınıyor bombalanıyor ve bütün sınırlar kapalı.” dedi.
“Savaşın da bir ahlakı bir kuralı olur”
Eşin, konuşmasının devamında, “Hiçbir yardım, hiçbir umut yok. Bütün bunlar insanlığın, hepimizin gözleri önünde gerçekleşiyor. Bakınız, israil denilen o lanetli yapı sadece Filistinlilerle sadece HAMAS'la sadece Müslümanlarla sadece Araplarla savaşmıyor; Bütün insanlıkla savaşıyor. İnsanlığın onuruyla ve vicdanıyla savaşıyor. Savaşın da bir ahlakı bir kuralı olur.” diye belirtti.
“Bu zulüm, devam etmemeli!”
Eşin, "Eğer biz tepkimizi Üsküdar'dan, İstanbul'dan, Türkiye'den ortaya koymazsak, israil denilen kanser uru İstanbul'a, Anadolu'ya, Diyarbakır'a, Edirne'ye dayanacaktır çünkü bunun duracağı bir nokta yoktur. Dolayısıyla siz de görüyorsunuz ki dünyanın dört bir tarafında Amerika başta olmak üzere Avrupa'da dünyanın birçok farklı noktasında burada toplanan kitlelerin çok çok ötesinde insanlar toplanıyor ve bunlar bakın Müslüman değil, Arap değil, Filistinli değil orada insanlık onuru ve şerefi için meydana çıkmışlardır. Buradan sesleniyoruz; bu zulüm devam etmemeli. Bu zulüm devam etmemeli!” şeklinde konuşmasını sürdürdü.
“Endülüs için yaktığımız ağıtları Kudüs ve Filistin için yakmak zorunda kalmadan önce kendimize gelelim”
Yapılan konuşmanın ardından Peygamber Sevdalıları Vakfı ve Özgür Kudüs Platformu adına basın açıklamasını okuyan Op. Dr. Ömer Faruk Aydoğan, “Bu vahim manzara karşısında ümmet olarak durumumuzu sorgulamak ve olanı görmek zorundayız. Görünen o ki; bu hâl üzeri devam edersek Gazze imtihanında hanemize vebal, payımıza da zillet ve meskenet düşecektir. Kendimizi avutmamızın anlamı ve gereği yoktur. Gazzeli, Filistinli mücahitlerin tarihe geçecek izzet ve direniş tablolarından da Aksa ve Kudüs davasında kıt imkanlarını seferber eden Yemenli yiğitlerin, etkili direniş ortaya koyan Lübnan halkının ve diğer direniş erlerinin gayret ve mücadelelerinden de kendimize pay çıkarmayalım. Elbette ki duyarlılığımızın nişanesi olan etkinliklerimiz, ayni ve nakdi yardımlarımız, dualarımız, siyonistlere olan öfkemiz değerli ve gereklidir. Ancak gelinen noktada Kudüs davasında, mazlum kardeşlerimize uygulanan soykırım ve katliamı önleme noktasında ümmet olarak sınıfta kaldığımız da açık bir hakikattir. Mahzun Aksa bizi bekliyor. Yan yana dizilmiş, bedenleri paramparça olmuş bebekler, feryatları arşa yükselen anneler, açlıktan ölen çocuklar bizden daha fazlasını bekliyor. Endülüs için yaktığımız ağıtları Kudüs ve Filistin için yakmak zorunda kalmadan önce silkinip kendimize gelmenin zamanı geçmek üzeredir.” cümlelerini kullandı.
“Dünya genelinde Gazze soykırımına karşı oluşan tepki ve uyanışların artması umut vericidir”
Kudüs davasının sadece Filistinlilerin davası olmadığını, bilakis her Müslüman’ın davası olduğunu belirten Aydoğan, “Kuran’da kutsanmış bu beldenin hürmetinin muhafazası hepimiz için vecibedir. Bu dava ulusal sınırlara, hesaplara hapsedilemez. Ümmetin her bir ferdi bu şuur ve bilinçle harekete geçinceye kadar müşterek sorumluluğumuz devam edecektir. Dünya genelinde Gazze soykırımına karşı oluşan tepki ve uyanışların çeşitlenip artması umut vericidir. Bağımsız bir Filistin’den yana irade açıklayan, siyonist rejimle ilişkilerini sınırlayan veya sonlandıran devletler her geçen gün artmaktadır. Üniversitelerdeki protesto ve gösteriler başta olmak üzere değişik platformlarda siyonizme karşı oluşan tutum ve duruşların artması siyonistleri ve işbirlikçilerini telaşlandırmaktadır. Vicdan sahiplerine selam olsun. İnsanlık onurunu siyonizme çiğnetmeyenlere selam olsun.” dedi.
“siyonistlere yakıt ve enerji tedarik eden SOCAR şirketine yaptırım uygulanmalı”
"Yeis ve yılgınlık Müslümanın hasleti değildir" şeklinde konuşan Aydoğan, “Azim ve sabırla cehd ve gayretimizi arttırıp Aksa ve Kudüs bilincimizi diri tutmak zorundayız. Her fırsat ve imkânı kullanarak güç ve yetki sahiplerini, iktidarı ve idarecileri harekete geçirmenin yollarını aramalıyız. Peygamber Sevdalıları olarak iktidara, yöneticilere, Meclise ve siyasi partilere çağrımızdır; öncelikle ülkemiz üzerinden siyonistlere ikmal ve lojistik sağlama imkanlarını gerçek anlamda kesecek tedbirleri hayata geçirin. Özellikle siyonistlere yakıt ve enerji tedarik eden ve bunu gizleme gereği duymayan SOCAR şirketine yönelik yaptırım ve kısıtlamalar devreye konulmalıdır.” çağrısında bulundu.
“siyonist katillerin soykırım suçlularının yargılanmasını kolaylaştıran kanun teklifinin yasalaşması için destek olun”
Aydoğan, “Meclis’e sunulan; siyonist vahşete soykırım suçuna iştirak eden Türkiye vatandaşlarının cezalandırılmasını öngören ve siyonist katillerin soykırım suçlularının yargılanmasını kolaylaştıran kanun teklifinin yasalaşması için destek olun. Söz konusu kanun teklifi ile ilgili yapılacak imza kampanyasına halkımız da destek vermelidir. Zulme seyirci kalmak zalime destektir. Zulme rıza zulümdür.” ifadelerini kullandı.
Program, İlahiyatçı Abdüsselam Yaçin’in okuduğu dua ile nihayete erdi. (İLKHA)