PARELEL YAPININ SAPKIN VERSİYONU

PARELEL YAPININ SAPKIN VERSİYONU

Loading...

Demokrasiyi ağızlarından düşürmeyenler hesaplarına gelmeyince halkın iradesini bir çırpıda bir kenara atabiliyorlar.

Halkın iradesiyle seçilmiş olan bir hükümet devletin sert ve yumuşak aygıtlarını idare etme temsiline sahip oluyor. Bazı şer odakları halkın iradesiyle seçilmedikleri halde halkın iradesine yönelik darbe teşebbüsünde bulunmaya devam ediyorlar.

Bu kapsamda halkın ve ülkenin güvenliğinden sorumlu olan güvenlik kurumuna ve yargı erkine yönelik herhangi bir darbe girişimi veyahut paralel yapılanma söz konusu olduğunda iş ciddiye alınıyor. En yüksek seviyede alarm verilip, halkın iradesine darbe teşebbüsü diye en sert önlemler alınıyor.

Ama gelin görün ki yumuşak güce yönelik operasyon çekildiğinde sineye çekiliyor, bazen ciddiye bile alınmıyor.

Eğitim, aile, sağlık, kültür, sanat, edebiyat, basın, medya, sinema, dizi, tiyatro, müzik, moda, yaşam tarzı, festival, etkinlik, kamusal alan gibi yumuşak güce yönelik ifsat şebekeleri, devşirmeler, sapkınlar ve LGBT terör örgütü tarafından tahribe maruz kalıyor.

Ülkemin insanlarının değer yargılarına karşı tahrip ve ifsat odakları tarafından her gün operasyon çekiliyor.

Halkın iradesini, kültürel kodlarını ve inancını hiçe sayarak sapkınlığı dayatanlar, aslında birer darbeci paralel yapılanmanın elemanı sıfatıyla yargılanmalı, faaliyetlerine ve çirkefliklerine göz yumulmamalı, sineye çekilmemelidir.

Yaklaşık yirmi yıldır bu ifsat hareketlerinin tahribatlarından dolayı, aile kurumu diye bir şey kalmadı. Evlilik oranları düştü, boşanma oranları arttı, geleceğimiz tehlike altında.

LGBT gibi ifsat şebekelerinin halkın inanç, değer ve iradesine yönelik sapkınlığı dayatmaları birer darbe teşebbüsü ve paralel yapılanma olarak ele alınması gerekiyor.

Devletin sert ve yumuşak aygıtları halkın iradesine, inancına, değerlerine, sosyolojik gerçekliğine hizmet etmekle mükelleftir. Halkın iradesine yönelik devletin sert aygıtlarına yönelik darbe teşebbüsleri ciddiye alındığı gibi yumuşak aygıtlarına karşıda yürütülen paralel yapılanmanın darbe girişimleri de ciddiye alınmalıdır.

Halkın iradesine ayar çekiliyor.

8 Mart’ta sözde kadın haklarını savunduklarını iddia eden sapkın yapılar, 10 Mart’ta da sapkın LGBT derslerini okullarda verme teşebbüsünde bulundular.

Bu teşebbüs darbe girişiminden başka bir şey değildir. Bu darbe girişimi, zihinlere, kalplere, ruhlara ve halkın iradesine karşı yapıldı.

Örgütlü bir şekilde bir yerlerden talimat alan bu kesimler, toplumun manevi değerlerine karşı operasyon çektiler.

Çekilen bu operasyon, bizlere bir zamanların paralel yapılanmasını hatırlattı.

Gerçi Türkiye’de paralel yapılar hiçbir zaman eksik olmadı. Sürekli farklı bir kılıf ve kisve altında faaliyetlerini yürüttü.

Bu paralel yapının altında dün FETÖ bugün sendika adı altında sözde legal ancak uygulamada ise illegal faaliyet yürüten Eğitim Sen taşın altında çıkıyor.

Eğitim Sen, 10 Mart’ta Diyarbakır başta olmak üzere Türkiye’deki tüm okullarda dünya literatüründe sapkınlık ve hastalık olarak tanımlanan LGBT dersini vereceklerini duyurdu.

Sistem içinde sistem oluşturma, paralel yapının daha önceki stratejik uygulamalarının bildik versiyonunu sergilediler.

Eğitim Sen’in bu tutumu, sözde subayların kılıç çekme merasiminden hiçbir farkı yok. Ogün milletin iradesine kılıç çekildi, bugün ise milletin hem iradesine hem kalbine hem de zihnine kılıç çekildi.

Eğitim Sen’in yapmış olduğu bu girişim özelde toplumun genelde ise resmi kurumların düzenine karşı yapılmış bir darbe girişiminden başka bir şey değildir.

Muz cumhuriyetinde mi yaşıyoruz. Toplumun değerlerini, inancını, aile yapısını ve kültürünü hiçe sayarak sapkınlık dersi vermekte neyin nesi.

Bugün Eğitim Sen okullarda sapkınlık dersi vereceğim diyor, başka bir marjinal grup uyuşturucu kullanma dersi vereceğim diyecek, bir başka grup hırsızlık ve silah kullanma dersi vereceğim diyecek olursa ülkenin hali ne olacak.

Kimse kendi kendine yargıç ve hakim olamaz. Hiç kimse kendi kendine ahkam kesilerek kafasına göre topluma ayar veremez. Verirse ne olur, düzen diye bir şey kalmaz. Bildiğimiz anarşizm olur.

Halkın iradesini hiçe sayıp kendi kendine yeni bir düzen kurgulamak, gayri meşru yollarla hedefine ulaşmak için ben yaptım oldu biteye getirmek kimsenin haddi değildir.

Hukuki olarak var olan meşru yapıya gayri meşru bir şekilde müdahale etmek, ben devletim ve halkın iradesine de müdahale ediyorum cüretini sergiliyor demektir.

Kayıt dışı ve gayri meşru bu girişim yabana atılacak tarzdan bir vakıa değildir.

Toplumun sosyolojik yapısına aykırı, eğitim-öğretim ahlakına zıt, etik kurallarına ters, inancına düşman, kötülük ekerek sapkınlığı dayatan Eğitim Sen kutsal olan eğitim yuvalarını birer ifsat hücrelerine dönüştürmek çabasına girmesi devlet içinde devletim tehlikesini de gözler önüne seriyor.

Okullarda okutulan müfredatın dışına çıkmak ta neyin nesi… Her kafasına esen ideolojik bağnazlıklarını dayatarak eğitim yuvalarını ifsat etmeye çalışması ve bunu dayatmasının neticesinde düzen diye bir şey mi kalır.

Sapkın akımların faaliyetleri sadece sözde sendika çalışmalarıyla sınırlı değil. Küresel kötülüğü eken bu yapılara maalesef toplumun değerlerini hiçe sayan siyasi partiler de yer alıyor.

Sapkın yapılara belediyenin tüm imkanları sunularak, adeta kötülüğe sponsor oluyorlar.

Halka hizmet yerine LGBT’yi dayatan bu kirli yapılar, siyaset kurumunu sapkınlığa alet ediyorlar.

CHP ve DEM parti başta olmak üzere birçok belediyeler, belediyenin imkanlarını halka hizmet yerine LGBT gibi kötülük eken yapıları fonluyorlar. Her türlü kötülüğü ekmek için sapkınlığın gayri meşru faaliyetlerine sponsorluk yapıyorlar.

Halkın gelenek, görenek ve inancında yer almayan sapkınlıkları DEM parti ve onlarla birlikte aynı çatı altında çalışan sözde sendika ve STK bileşenleri toplumun aile yapısına saldırıyorlar.

Yüz yıldır aziz milletimiz büyük mağduriyetler yaşıyor. Halka hizmet yerine aile değerlerine saldırmaları ifsat projelerini dayatmaları sapkınlığı yaymaya çalışmaları bize bir daha gösterdi ki bunların derdi başka.

Bunların tek derdi toplumu ifsat etmek, küresel emperyalizmin LGBT sapkınlığıyla toplumu yok etmek istiyorlar.

Ey mazlum Kürt ve Türk milleti, dinimizde inancımızda yeri olmayan ve Lut kavminin helakine sebep olan kötülük eken bu sapkınlara itibar etmeyiniz.  Onları o makamlara getirdiğiniz gibi o makamlardan da indirecek olan yine sizin iradenizdir.