Mardin’de Peygamber Sevdalıları tarafından işgal rejiminin Filistin ve Gazze'de sürdürdüğü soykırımı gündemde tutma ve HÜDA PAR'ın meclise sunduğu kanun teklifi ile ilgili basın açıklaması düzenledi.
Mardin’de Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Şakir Nuhoğlu Camii önünde Gazze'de gerçekleştirilen zulümler protesto edilerek, cuma namazı çıkışı basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklamasını Mardin Peygamber Sevdalıları gönüllü üyesi Yahya Turan okudu.
7 Ekim’den beri katliamlarını sürdüren siyonist işgal rejimi Gazze halkına tarihinde görülmemiş bir zulüm yaşatmaya devam ettiğine dikkat çeken Turan, Gazze halkı, zulme ve zalime asla boyun eğmeyerek, insanlığın onurunu savunmaya devam ettiklerini vurguladı.
“Ölümü öldüren, Allah'a tevekkül eden bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz”
Allah'a tevekkül eden bir milletin karşısında hiçbir gücün duramayacağını belirten Turan, “Gazze'de 10 aya yakın bir zamanda dünya tarihinde görülmemiş bir zulüm yaşanmaktadır. Hiçbir kural tanınmayan siyonist şer ittifakı, her gün katliam, cinayet ve cürümler işlemektedir. Ümmetin dağınıklığından faydalanan şer itifakı, mazlum Gazze halkına tarihte benzeri görülmemiş gaddarlıkla saldırmaktadır. Bir halk yok edilmek ve haritadan silinmek istenmektedir. Filistinli kardeşlerimiz yaralandılar, şehid oldular, sürüldüler, göçe zorlandılar, zorla yerlerinden edildiler, açlıkla, susuzlukla sınandılar, öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler. İşkencenin her türlüsüne maruz bırakıldılar. Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar. Ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler. Ölümü öldüren, Allah'a tevekkül eden bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz. Gazze halkı ve direnişin kahraman evlatları, dünya istikbarına meydan okudular. Bu meydan okuma aynı zamanda Siyonistlerin zulmünü görmezden gelip üç maymunları oynayan tüm dünyanın korkaklığına da bir meydan okuma oldu.” şeklinde konuştu.
Gazze'de yaşanan mezalime karşı vicdan sahibi birkaç ülkenin dışında tüm dünya ülkelerinin bu sahneye seyirci kaldıklarını aktaran Turan, “Gazze'deki siyonist soykırımı, Çağdaşlık, özgürlük, insan hakları sözlerinin birer masaldan ibaret olduğunu gözler önüne sermiştir. Siyonist işgal rejimi, çocuk, kadın, yaşlı ve sivil insanları katlederken Gazze'de sadece katliam işlemiyor. Siyonistler aynı zamanda insanlığın vicdanına da savaş açıyor. Gazze'de yaşanan siyonist mezalime karşı duyarlı halkların meydanlara çıkarak zulmün sona ermesi için toplu eylemler yapması, Gazze direnişine büyük bir güç ve ilham kaynağı olmaktadır. Şer ittifak güçleri, kendi aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakarak Gazze üzerinden birleştiler. Gazze'de yaşanan mezalime karşı bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda vicdan sahibi birkaç ülkenin dışında tüm dünya ülkeleri bu zulme seyirci kalmıştır. Bazı ülkeler halklarının tepkisini dindirmek adına cılız kınama mesajları yayımlayarak, yaşananlara seyirci kalmaktadır. Bazı vicdan sahibi ülkeler bürokratik yollarla bu vahşeti durdurmaya çalışmakta, kimi ülkeler ise uluslararası mahkemeye başvurarak soykırıma engel olmaya çalışmaktadır. Ancak siyonist zulmü ve soykırımı durdurmanın tek çözüm yolunun askeri güç kullanmak olduğu kanaati oluşmuştur. Gazze'deki zulmün sona ermesi için özgür halklar kadar, özgür ülkelerin de ittifakına ve güçlerini birleştirmelerine ihtiyaç vardır. Yemen ve Lübnan'ın işgal rejimine karşı Gazze'nin yanında yer aldığı operasyonları bu gücün bir araya gelmesi ve diğer vicdan sahibi ülkelerin birleşmesi için zemin oluşturmuştur. Bu fırsat iyi değerlendirilerek siyonist şer ittifakına karşı mazlumların hamisi ittifakının kurulmasını gerekli kılmıştır.” ifadelerine yer verdi.
Turan, soykırımın suç ortağı olan ABD başta olmak üzere zalim ve gaddar batı devletlerine karşı alternatif güç ortaya koymanın vakti geldiğini vurgulayarak, “Gazze'de yaşananlar Siyonistlerin işgal ve talan sürecidir. İlk adım Filistin'in tamamen işgal edilmesi, ikinci adım ise Filistin'e komşu tüm ülkelerin işgal edilmesidir. Gazze'de yaşanan bu acımasız saldırı hali devam ettiği müddetçe Türkiye dâhil diğer çevre ülkelerin hiçbiri emniyette değildir. Fırat ile Nil arasında tüm topraklara gözünü dikmiş olan bu siyonist canavarı durdurmanın tek yolu ihtilafları bir kenara bırakarak güçlerin birleşmektir. Bugün Gazze'deki direniş, emperyalist şer odaklarını gözlerinden büyüten ülkelere büyük bir ders vermektedir. Gazze direnişi şunu haykırmaktadır: siyonist şer ittifakını gözlerinizde büyütmeyin! Gazze direnişi, Allah-u Teâlâ’nın zafer vadine iman ederek yola çıktı. Ey Müslüman liderler ve özgür halklar, sizlerde bu kahramanları örnek alarak bir araya gelip, siyonist işgal ittifakına karşı bir cephe oluşturabilirsiniz. Soykırımın suç ortağı olan ABD başta olmak üzere zalim ve gaddar batı devletlerine alternatif bir güç ortaya koymanın vakti gelip geçmiştir.” şeklinde aktardı.
Turan konuşmalarını şöyle sürdürdü:
Dünyanın özgür halkları olarak şunu diyoruz; Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykota devam ediyoruz. Filistin devletinin tanınması ve Gazze'de katliamların durması için çaba sarf eden devletlerin ve uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz. HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarını destekliyoruz. Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeninden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik uluslararası kararların yerine getirilmesi için Siyonistlere baskı yapılmasını talep ediyoruz. HÜDA PAR'ın, Türkiye vatandaşı olup işgal ordusunun saflarında yer alan Siyonistlerin vatandaşlıktan atılması, müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması ve mal varlıklarına el konulmasına dair kanun teklifini destekliyoruz. Söz konusu kanun teklifine tüm partilerin ve milletvekillerimizin destek vermesinin vicdani ve insani bir sorumluluk olduğunu hatırlatarak, destek vermelerini talep ediyoruz. Siyonist işgal rejim haritadan silinene kadar kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.”