Değer miydi bunca cana?

Silvan’da yaşanan acı olaydan söz ediyorum. Altı vatandaşımızın yaşamını yitirdiği dokuzunun ise yaralandığı…

Ailevi bir sorunun sulh ile çözülme imkânı varken faciaya çevrildiği bir olay.

Şeytanın “şeref meselesine(!)” dönüştürerek zafer elde ettiği bir olay.

Başka bir izahı yok!

Akıl, mantık, hukuk ya da gelenek-görenek… Hangisi böyle bir soruna bu çözümü önerir?

Altı can gitti, kan aktı, yuvalar darmadağın oldu,

Anneler evlatlarını, evlatlar annelerini kaybetti.

Kan döküldü ve fitne-fesat tohumları ekildi. Belki de on yıllarca sürecek bir kan davası başladı.

Değer miydi?

Değer miydi bunca cana, acıya…

Ateş düştüğü yeri yakar ancak bu vaka merhamet ve vicdan sahibi herkesin yüreğini dağladı.

Lakin!

Sadece üzülmek ve vicdanen huzursuz olmak dertlerimize çare olmuyor.

Bir şey yapmalı…

Başı iki elin arasına alıp derin derin düşünmeli.

Toplum neden bu hale geldi?

Toplumunun fiilleri neden nefsin ve şeytanın emellerine hizmet eder oldu?

Aşiretlerde, köylerde büyükler vardı; seydalar ve kanaat önderleri vardı.

İnsanlar onlardan fikir almadan iş yapmazdı. Toplumun manevi liderleriydi onlar.

Nerede büyükler, nerede seydalar?

Önce kültürümüzden kopardılar.

Yavaş yavaş Allah-u Teâlâ ile bağlar zayıfladı.

Manevi boşluk boy gösterdi. Allah korkusu kalmayınca cürümler arttı, zulümler çoğaldı.

Böylece, masum insanları katletmeyi “şeref ve onur vesilesi” olarak gösteren şeytan ideolojisi yayıldı.

İblisin girdabında debelenip öldürmeyi  “aile şerefi” olarak gören katiller türedi…

Allah’u Teâlâ’nın kelamından ve Nebi-i Zişan’ın sünnetinden uzaklaştıkça insanlar arasındaki sevgi, saygı, hürmet ve dayanışma gibi ulvi kavramlar da toplumdan uzaklaştı. “İnsan insanın kurdu” oldu adeta.

Allah ile bağlarımız zayıfladıkça cinnet getiren bir toplum haline gelmeye başladık.

Silvan’daki katliam, işte bu kötü gidişatın somut bir örneği haline geldi.

Oysa yüce Allah Kur’an-ı Mubin’de açık açık uyarmıştı:

“Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”(Nisa 93)

“İşte bundan dolayı İsrâiloğulları’na şöyle yazmıştık: ‘Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur." (Maide 32)

Allah’ın dinine sıkı sıkıya bağlı bir toplumda suç oranları azalır. Manevi yaptırımlar nefsin isteklerini frenler.  Manevi bir otokontrol fiilen hayata geçer.

Toplumda huzur olur, sulh olur, selamet olur.

foto
Yazar: Yusuf Rabatlı
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal