Sulha gelin!

Allah (cc) davet ediyor:

Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm’a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.

Uğruna savaştığımızı ifade ettiğimiz Rabbimiz emrediyor. ‘Barışa ve güvenliğe girin!’ diyor. Yani bir birinizle savaşmayın! Gücünüzü kaybedersiniz, rezil rüsva olursunuz diyor Allah.

Suriye ve Yemen başta olmak üzere birçok İslam ülkesinde barışa gidecek erdemi gösteremediğimizden geçen her gün birbirimizden uzaklaşıyoruz ve daha çok azılı düşmanlar haline geliyoruz.

Dinselleştirdiğimiz mezhepler, yücelttiğimiz ırklar ve öncelediğimiz çıkarlarımız bizleri çatıştırdı, çatıştırmaya devam ediyor.

Savaşlar, iç kargaşalar yiyip tüketiyor bizi.  Maddi ve manevi değerlerimiz birbirimize sıktığımız kurşunlarla birlikte kaybolup gidiyor. Birbirimize olan sevgimizle birlikte saygımız da yok oluyor.

Birbirimizi vurdukça daha çok zayıflıyoruz. Koca bir bedene sahibiz ancak ayaklarımızda, ellerimizde mecal yok, takatimiz yok... Bir birimizi vurmaktan güçten düşmüşüz, zayıfız...

Bu nedenledir ki akbabalar gibi üstümüze üşüşmüşler. Canlı canlı vücudumuzdan etimizi koparıyorlar. Vampirler gibi kanımızı çekiyorlar.

Biz acıdan ağlarken onlar zevklerini ve fantezilerini bizim feryatlarımız üzerine inşa ediyorlar. Bizden gasp ettikleri ya da çaldıkları ile zenginlik içinde yaşıyorlar.

Ve sonrada çok medeni olduklarını ifade ediyorlar. İnsan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, diyorlar.  Kandırıyorlar...

Dünyada cenneti vaad ediyorlar ancak mültecilerin azgın sularda can verişini büyük bir zevkle seyrediyorlar.

Beldelerimizde parçalanmış çocuk bedenlerine ait görüntüler onların içini acıtmıyor. Habere değer bile görmüyorlar.  Zira çocuklar onların çocukları değil.  Koca bir ümmetin bahtsız çocuklarıdır...

Yaşadığımız acılar aklımızı başımıza getirmiyor maalesef.  Daha çok kinleniyoruz. Daha çok nefrete bürünüp bir birimize karşı gaddarlaşıyoruz.

Gücümüzü birbirimizle tükettiğimizden "asıl düşmanın" oyuncağı haline geliyoruz. Tamda düşmanlarımızın istediği gibi oluyoruz.

 

BİRLİK OLMAK ZORUNDAYIZ

Kurtuluşumuzun cem olmada, birlik olmada olduğunu belirtiyor, Yüce Allah.  Dikkatlerimizi o yöne çekiyor.  Bir binanın tuğlaları gibi saf saf olun! diyor.

Yüce Allah zilletten kurtuluşun reçetesini önümüze bırakmışken bizler bu güne kadar o reçetenin aksini yaptığımızdan param parça olduk. Ümmet perişan oldu.

O halde:

Artık silkinip bedenimizi kangren eden düşmanlıklardan arınmak zorundayız.

 Acılarımızı sineye çekip barışın acı şerbetini içmek zorundayız.

İhtilafları bir kenara bırakarak farklılıkları kabullenmek zorundayız.

Acılardan ders çıkarıp bunlar üzerine yapılan siyasetten uzak durmak zorundayız.

Ümmet olmanın gereğini yapıp asırlardır bizi kemiren mezhepçilik fitnesini defetmek zorundayız.

Bizi yalnızlığa, güçsüzlüğe mahkûm eden kavmiyetçiliği bırakıp ümmet şuuruna ulaşmak zorundayız.

Savaşları, kavgaları, çatışmaları bırakıp hep birlikte sulha gelmek zorundayız

Allah'ın (cc) emrettiği gibi birlik olmak zorundayız...

 

Yusuf Rabatlı

foto
Yazar: Yusuf Rabatlı
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal