İnsan ıslah olursa tabiat da ıslah olur

Çevre sorunları 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren hızla artmış günümüzde ise etkileri bölgesellikten çıkarak küresel bir hal almıştır. Bu gün çevre sorunları ile boğuşmayan dünyanın hiç bir bölgesi kalmamıştır. Bu sorunlar bazı yerlerde belirgin bir şekilde görülürken bazı yerlerde ise daha düşük yoğunlukta hissedilmektedir.

Canlıların yaşam sahasını yok eden çevre sorunları nedeniyle dünyadaki biyo çeşitlilik azalmakta ve hastalıklar artmaktadır.  Değişen iklim; dünyanın toprak, su ve hava dengesini telafi edilemeyecek düzeyde tahrip etmektedir.

Sanayileşme ile başlayan ve geçen her gün artan çevre kirliliği, sadece insanların değil yeryüzündeki tüm canlıların hayatını tehlikeye atıyor. Endüstriyel üretim aşamalarında ve bazı teknolojik ürünlerin günlük kullanımı sırasında gökyüzüne salınan kloroflorokarbonlar atmosferdeki ozon tabakasının incelmesine sebep oluyor. Bunun sonucunda güneşten gelen zararlı ışınların doğrudan insan vücuduna temasıyla ciddi hastalıklar meydana geliyor. Fosil yakıtların kullanılması sonucu oluşan asit yağmurları; tarlardaki ürünlerden, göldeki balıklara kadar tüm canlılara yıkıcı zararlar veriyor. Sera etkisi meydana getiren gazların neden olduğu küresel ısınma sonucunda ise yeryüzünde ısı düzeyi yükselerek iklimsel anormallikler ortaya çıkıyor.

Türkiye'de özellikle de bölgemizde son yıllarda görülen iklim dengesizliği geleceğimizle ilgili olarak endişelere neden oluyor. Dicle ve Fırat havzalarında azalan kar yağışı paralelinde azalan yer altı ve yer üstü suları sadece bölgemizi değil Suriye ve Irak'ı da olumsuz etkiliyor.

Diyarbakır'da aşırı kuraklık nedeniyle meydana gelen nem açığı tarımda sulamaya duyulan ihtiyacı gözler önüne seriyor. Şehrimizin en önemli su kaynağı olan Dicle Nehrinin suları geçen her gün azalıyor. Yer altı sularından faydalanmak amacıyla yapılan sondajlama faaliyetleri nedeniyle yer altı sularında ciddi oranda azalmalar meydana gelmiş bulunuyor. Yağmur ve kar yağışının yetersizliği önümüzdeki yıllarda daha ciddi sorunlara neden olacağa benziyor.

Dicle Nehrinin en önemli su kaynağı olan Bingöl dağlarına düşen kar miktarı önceki yıllara oranla önemli ölçüde azalmış bulunuyor. Diyarbakır'ın içinden geçen Dicle Nehrinin en önemli su tedarikçisi olan Birkleyen çayının beslendiği Mıstan ve Botyan yöreleri ile Batman çayını besleyen Kavar yöresine düşen kar miktarı 20 yıl öncesine göre yarı yarıya azalmış durumda. Bu bölgelerin yüksek kesimlerinde biriken kar, Temmuz ayının sonlarına kadar erimeye devam ederek Dicle'ye hayat veriyordu. Son yıllarda ise Haziran ayı ile birlikte bu zirvelerde kar kütlelerine rastlamak artık mümkün olmuyor.   

İnsanoğlunun tabiata verdiği zarar bumerang etkisi yaparak yine kendisini vuruyor. Kapitalizm bir yandan insanların refah seviyesini yükseltirken öbür taraftan sinsi bir kanser gibi canlı yaşamını felakete sürüklüyor. Bölgemiz de maalesef bu tehlikenin çemberi dışında değil. Bu tehlikeyi bertaraf etmek mümkün mü?

Evet mümkün! 

Ancak zor...

İnsan ıslah olursa tabiat da ıslah olur...

foto
Yazar: Yusuf Rabatlı
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal