Müzik yoksa ezan da yasaklansın!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün kabine toplantısı sonrası kısıtlama kararlarına binaen açıklamalarda bulundu.

NATO’dan konuştu, ABD başkanı Biden’den konuştu, yeni ilişkilerin sağlam temeller üzerine oturtulmasından bahsetti. Pandemi sürecinde yapılan destekleri açıkladı. Bir de Temmuz ayı itibariyle yasakların tümüyle kalkacağını söyledi.

Herkesin dünya görüşü farklı olabilir. İnsanlar siyasi görüşlerine göre Erdoğan’ın açıklamalarını beğenirler veya beğenmezler, bu normal bir durum.

Ancak NATO, ABD ilişkileri gibi çok daha önemli konular dururken sosyal medya camiasının en çok dikkatini gece yarısı saat 24.00’ten sonra yüksek sesle müziğe getirilen kısıtlama çekti.

Bu bile toplum olarak hangi noktada durduğumuzu göstermesi açısından önemli.

Bu kısıtlamaya yine malum çevreler emir alırcasına saldırmaya başladı.

Bu sabah twittera bir bakayım dedim, hastagların çoğu müzik kısıtlamasını protestoyla ilgili.

Yalan yanlış dünya kadar yönlendirme ve manipülasyon..

Sanki Türkiye’de müzik yasaklanmış, artık sanat yapılmayacak gibi bir hava oluşturulmaya çalışılıyor.

Tepkilerin bir kısmını okudum ve izledim. Kimi sazının tellerini makasla keserek kısıtlamayı protesto ediyor, kimi sanatçılar intihar ediyor diyor ve kimileri ise türlü türlü capslarla işi protesto ediyorlar.

Dikkatimi çeken bir detay da şu, protesto edenlerin önemli bir kısmı çektiği videonun arka fonunda ya Mustafa Kemal’in fotosunu kullanmış, ya ondan bir söz paylaşmış, ya da Erdoğan’ı ideolojik davranmakla suçlamış…

Kimisi işi şeriata kadar götürerek Erdoğan’ın şeriat sevdası yüzünden bu kısıtlamayı getirdiğini savunmuş, kimisi de kısıtlamayı ezanla kıyaslayarak madem müziğe yasak getiriyorlar o halde ezan da yasaklansın diyerek içlerindeki kinlerini kusmuşlar.

Ezanla ilgili bir parantez açayım. Twitter kullanıcılarından birisi şu paylaşımda bulunmuş: “Ezanla ilgili rahatsız olmanıza gerek yok. Zaten gece 24.00’ten sonra ezan okunmuyor ta sabah vaktine kadar. O saatte de siz duymuyorsunuz zaten, bu ne celallenme.” hakikat bu…

Ha bir de biri de demiş ki, dinlemek istemiyorsanız dinlemeyin, size zorla dinleten mi var. Yani o istediği o saatte yüksek sesle müzik çalacak ve dinlemek istemeyenler kulağına pamuk tıkayacak ve o müziği dinlememek için… şaka değil ha gerçekten bunu yazanlar var, varın siz düşünün vahameti.

Şimdi hepimiz öyle veya böyle bir şekilde insanlarla iç içe yaşıyoruz. Sitelerde, apartmanlarda oturuyoruz veya evlerimiz birbirine çok yakın durumda. Allah aşkına hangimiz gece yarısından sonra yüksek sesle müzik dinleyen komşusundan memnun?

Benim alt katta oturan bir komşum gece yarısından sonra yüksek sesle saatlerce konuştuğu için ben o gece yatamadım. Neredeyse aşağı inip kavga edecektim. Hepimiz böyle değil miyiz?

Evimizin yakınında bir düğün salonu olduğunda ve gece müzik çalınıyorsa o sesten dolayı hepimiz rahatsız olmuyor muyuz?

Bırakın dinciliği, ahlakiliği bir insan olarak hiçbir inanç olmasa bile gece yarısı yüksek sesli müzikten hepimiz rahatsız olmuyor muyuz? Herkesin o saatte uyumaya ihtiyacı yok mu? Kimi öğrenci okuluna gidecek, kimi çalışıyor işine gidecek, kimi evlerde bebekler, çocuklar ve yaşlılar var, yani hiç kimse gecenin bir vaktinden sonra yüksek sesli hiçbir şey dinlemek istemez. Çünkü gece dinlenmek içindir. Müzik dinlemek için değil.

İnanın gece yarısından sonra yüksek sesli müziğe getirilen kısıtlamaya karşı çıkanların kendileri de yüksek sesten rahatsız oluyorlardır. Onların balkonlarının önüne gitsin kafadar 3-4 arkadaş, gece 24.00’ten sonra muhabbet etmeye başlasın, bakın bakalım nasıl tepki verecekler…

Ama ne istediklerini dahi bilmeyen bir kitle ile karşı karşıyayız. En temel insan hakkı olan gecenin bir yarısından sonra rahatsız edilmeme konusunda bile ideolojik davranan bir kitleden bahsediyorum. Her şeyleri ideolojik. Bir de ana muhalefet partisi genel başkanı Kılıçdaroğlu tweet atmış, tüm yasaklar ideolojiktir demiş. Kitle ve genel başkanları…

Ben gece yarısından sonra müzik dinlemek zorunda değilim, kimsenin beni o saatte rahatsız etmeye hakkı yoktur ve bu kısıtlamayı gayet insani ve medeni buluyorum, destekliyorum. NOKTA

foto
Yazar: Necati Alınak
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal