İHH'nın çağrısıyla 18.30'da Fatih Camii avlusunda bir araya gelen binlerce kişi, oluşturulan kortej ile ellerinde Filistin ve Türkiye bayraklarının yanı sıra Filistin'e destek mesajları içeren pankart ve dövizlerle Edirnekapı'ya kadar yürüdü.
İşgal rejimi aleyhine, HAMAS ve Filistin lehine sık sık sloganların atıldığı yürüyüş yaklaşık 40 dakika sürdü.
Edirnekapı'da sona eren yürüyüşün ardından düzenlenen program, Sokullu Mehmet Paşa Camii Müezzini Seyit Selman'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Programda bir konuşma yapan Mavi Marmara Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, İslam dünyasının birçok beldesinde zulüm yaşandığını, buna rağmen yardımın ulaştığını, gazetecilerin, sağlıkçıların girişine izin verildiğini ancak son bir aydır Gazze'ye ne doktorların ne de insani yardımın girişine izin verilmediğini hatırlattı.
"Ne zaman Gazze için hareket etmeye çalışsak, israil ve israilin işbirlikçileriyle karşı karşıya kalıyoruz"
İşgal rejiminin başta Mısır olmak üzere Ürdün, Suriye ve Lübnan'da ciddi şekilde lobi çalışmaları yaparak Gazze'ye ulaşılamaz algısı oluşturduğunu vurgulayan Songür, "Filistin'i öyle bir hale getirdi ki, Gazze'ye giden neredeyse 160'tan fazla suyolunu, su borusunu keserek tam bir Kerbela'ya çevirdi. Şimdi sizlere açık ve net şunu söylemek istiyorum. İsrailin dünya basınına ve medyasına verdiği 'ulaşılamaz Gazze' algısı tamamen bir yalandır. Gazze, Kudüs dünyanın merkezindedir. Doğu illerimizden yola çıkan bir kardeşimizin İstanbul'a gelmesi bile daha uzun bir mesafedir. Bize bu derece yakındır. Gemilerle ulaşabilir. Araçlarla ulaşılabilir bir durumdadır. Fakat ne zaman bizler hareket etmeye çalışsak, israil ve israilin işbirlikçileriyle karşı karşıya kalıyoruz. Aylardır özgürlük filosunu dünyanın farklı ülkelerinde koordine ettik. Bu koordinemizde binlerce insan elhamdülillah özgürlük filosunun destekçisi oldu. Özgürlük filosu bulunduğu ülkelerdeki siyasi partilerle, hükümetlerle, sivil toplumla, tüm halkıyla danışıklı bir şekilde hareket etmek istiyor. Onlara hep 'siyonizm bir baş belasıdır ve bununla iş birliği yaptığınız sürece sizler de kaybolmaya mahkûmsunuz' dedi." diye konuştu.
"15 dakika süren bir liman çıkış evrakı için neredeyse 25 gündür bekliyoruz"
Özgürlük filosunun son durumu ile ilgili de konuşan Songür, Son günlerde özgürlük filosunun bir parçası olan vicdan gemisini Haydarpaşa Garı'na çektik. Burada tüm yüklemeleri yaptık, teknik bakımlarını tamamladık. Bütün sertifikalarını aldık ve sadece 15 dakika süren bir liman çıkış evrakı için neredeyse 25 gündür bekliyoruz. Eğer ki Tel Aviv'e, Aşdot'a gidiyoruz deseydik işlemlerimiz 15 dakika sürecekti. Günlerdir bir sürü tehditler alıyoruz. Bir sürü aramalar geliyor. Yaptığımızın tehlikeli olduğu söyleniyor. Siyasi meselelerin, ticari iş birliklerinin olduğu söyleniyor. Arkadaşlar! İsrail şu an hangi uluslararası anlaşmaya uyuyor? Cenevre Anlaşması'na mı uyuyor? İnsan hakları anlaşmalarına mı uyuyor? İslam İşbirliği Teşkilatı'nın kınamalarına mı uyuyor? Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin raporlarına mı uyuyor? Küçücük çocukları öldürürken, insanları açlıktan öldürürken, orada sivil, kadın, çoluk çocuk ayırt etmeksizin kocaman bombalarla bütün şehri dümdüz etmişken, hangi anlaşmaya uydu İsrail'de karşımıza bazı ticari anlaşmaları getiriyorsunuz? Can Azerbaycan, kardeş Azerbaycan diyoruz. Azerbaycan'dan gelen ham petrol Bakü ve Ceyhan Boru hattı üzerinden israile aktarılıyor. Haftada 8-10 tane tanker buradan israil limanlarına gidiyor. Orada damıtılarak Gazze'de uçan uçakların yakıtı olarak kardeşlerimizi bombalıyorlar. Türkiye'den çıkan gemiler Gazze'ye sadece 35 kilometre mesafedeki Aşdot Limanı'na yanaşırken insani yardım gemilerinin Gazze'ye yanaşamaması siyasi bir ayıptır." şeklinde konuştu.
"Sisi hangi yüzle Türkiye'ye geliyor?"
İnsanların öldürüldüğü, soykırımın yaşandığı bir yerde ticareti, siyasi, iktisadi, uluslararası anlaşmaların bahane edilmemesi gerektiğini aktaran Songür, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Net bir karar almak zorundasınız. İsrail şu an çevresinden o kadar emin ki, 2014'lerde rahmetli Mursi Mısır'ın başındayken tekrardan Gazze'ye saldırmaya çalışan israil sadece 3 gün sonra ateşkes mamasına oturmak zorunda kalmıştı. Mısır Aynı gün hem insani yardıma hem gazetecilere hem sağlık çalışanlarına ve dünyanın birçok yerinden gelen insanlara kapılarını açmıştı. Şimdi aynı Mısır'ın atanmış Cumhurbaşkanı Sisi 10 gün sonra Türkiye'ye geliyor. Birincisi; Gazzeli çocukların kanlar elindeyken hangi yüzle buraya geliyor? İkincisi: diyelim ki çok mühim bir siyasi mesele var ve Gazze'nin ferahı için uğraşacaklar. Vallahi Türkiye'ye gelmene gerek yok. Bir telefonla, bir emirle Refah'ın kapılarını bugün sonuna kadar açabilirsin ve kapıda bekleyen 20 küsur bin konteynerin geçişini sağlayabilirsin. Oraya giden bütün insani yardım çalışanlarının yolunu ayarlayabilirsin. Oraya giden gazetecilere müsaade edebilirsin ama bunu yapmıyorsunuz. İslam İşbirliği Teşkilatında toplanıp sadece aranızda siyasi olarak top çeviriyorsunuz. Vallahi de billahi de ne tarih ne insanlık sizin bu ayak oyunlarınızı unutmayacaktır."
Ablukayı kırmak için harekete geçecek bu gemilere neden izin verilmiyor?
Özgürlük filosunun yola çıkması için yaklaşık 5 aydır Türkiye'de bekleyen yabancı aktivistlerden Süheyp Ferat, "Azerbaycan'ın işgal rejimine gaz teminatını açık bir şekilde gerçekleştiriyor. Mısır tüm limanlarını bu anlaşmalar için aktif hale getirdi. Buradan şu soruyu sormak istiyoruz. Ablukayı kırmak için harekete geçecek bu gemilere neden izin verilmiyor? Biz hazırız ve hep hazırdık. Aylardır konuştuk, konuşuyoruz ama artık bir şeyler yapılmalı. Şehit İsmail Heniyye'nin dediği gibi 'biz bu davanın sahipleriyiz. Tüm dünya teslim olsa da biz israili tanımayacağız, bu davadan vazgeçmeyeceğiz' dedi.