İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve İmam Hatip Araştırmaları Merkezi (İHAMER) iş birliğinde düzenlenen çalıştayda, akademisyenler ve alanında uzman hocalar tarafından 8 ayrı başlıkta konular müzakere edildi.
Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde gerçekleştirilen programa, 7 farklı üniversiteden 19 akademisyen, Millî Eğitim Bakanlığında görev yapan 32 Arapça öğretmeni, Arapça eğitimi veren kurumlardan 7 kişi olmak üzere 58 eğitimci katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Millî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Öğretim Programları ve Materyalleri Daire Başkanı Hasan Özarslan, dil öğretiminde öğretmenlerin önemli bir unsur olduğunu söyledi.
"Arapça bir bariyer değil aksine bir fırsattır"
Olayın merkezinde ve sahada olan öğretmenlerin deneyimlerini önemsediklerini kaydeden Özarslan, "Nitelikli öğretmen kaynağı, nitelikli öğretim araçları ve bunu olumlu bir şekilde anlatacak bir dille meseleyi çözeceğimize inanıyorum. İmam hatibe gelen öğrencilere Arapçanın bir bariyer olmadığını, aksine bir fırsat olduğunu anlatmak zorundayız." dedi.
"Arapça, medeniyetimizin kurucu dilidir"
Türkiye genelinde 4 bin 600 Arapça öğretmeni bulunduğunu ve Arapçayı sevdirerek öğretmenin yollarını aradıklarını kaydeden Özarslan, "Arapça bizim için pek çok açıdan önemli; İslam medeniyetini kuran 3 temel dilden, medeniyetimizin yapı taşlarından biri. Osmanlı son dönem alimlerine bakın hepsi Arapça okur, yazar ve konuşur. Mehmet Akif ve Elmalılı Hamdi Yazır bu örneklerdendir. Hem bu dile vakıflar hem de bir batı diline hakimler. Güncel olarak da bu dil vasıtasıyla gönül coğrafyamızla güzel bağlantılar kuracağız. Bunu bugün yapmazsak 10-15 yıl sonra çok geç kalmış oluruz ve hayıflanırız." diye konuştu.
"Arapça bilmek büyük bir fırsat"
İstanbul'da 430 imam hatip okulu ve 200 binin üzerinde imam hatip okulu öğrencisi olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Yapıcı, "İstanbul bu anlamda büyük bir laboratuvar. Bu saha tecrübesini, üniversite tecrübesini ve sivil toplum kuruluşlarımızın çalışmalarını, tüm paydaşları bir araya getirerek Arapça öğretimi konusunu masaya yatırmak istedik. Çalışmanın esası, tecrübe paylaşımı ve farklı görüşleri dinlemektir. Buradan aldığımız geri dönüşler bize önemli bir alan açıyor. Arapça öğretiminde öğretmenlerin, velilerin ve öğrencilerin beklentilerini karşılayarak, Arapçayı bir yük olarak değil imkân olarak görüp bir adım öne çıkaracak, sırf İslami ilim değil Türkiye'nin olduğu coğrafyada Arapça bilmeyi büyük bir fırsat olarak görecek bir eğitim sistemini yerleştirmek istiyoruz." şeklinde konuştu.
Çalıştayda oturumları ziyaret eden Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, düzenlenen programın çok önemli olduğunu belirterek, sonuçlarının Arapça dil eğitiminde yol açıcı olacağını kaydetti
Akademisyenler, alanında uzman hocalar ve eğitimcilerin katılımıyla gün boyu devam eden program, değerlendirme oturumu, sertifikaların takdim edilmesi ve fotoğraf çekimi ile son buldu.
8 ayrı başlıkta konuların tartışıldığı çalıştay sonrasında hazırlanacak rapor, bir yol haritası oluşturması için Millî Eğitim Bakanlığı’na sunulacak.
