HÜDA PAR, "Adil Sistem Hakça Paylaşım" sloganıyla 5'inci Olağan Büyük Kongresini gerçekleştiriyor.

Kongre dolayısıyla ülkenin değişik yerlerinden başkente gelen partililer, sabahın erken saatlerinden Kuzey Ankara Kongre ve Kültür Merkezi'nin önünde toplandı.

Salonun çevresi bariyerlerle araç ve yaya trafiğine kapatılırken, kongreye katılacaklar için güvenlik noktaları oluşturuldu. Partililer ve davetliler, üst aramasından geçirildikten sonra salona girişlerine izin verildi.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, kongre önünde toplanan partilileri selamladıktan sonra salona giriş yaptı. Yapıcıoğlu, salona girişinde önce Kongre Divanı'nı daha sonra sahneden partilileri ve delegeleri selamladı.

Kongre, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, açılış ve yoklama ile devam etti. Açılış konuşmasını gerçekleştiren HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu'nun konuşmasının ardından HÜDA PAR üyesi Münevver Özdemir Aktaş bir konuşma yaptı.

Daha sonra HÜDA PAR Milletvekili Serkan Ramanlı kürsüye çıkarak Kürtçe bir konuşma yaptı.

HÜDA PAR'ın 5'inci Olağan Büyük Kongresi'nin hayırlara vesile olmasını temenni ederek konuşmasına başlayan Ramanlı, Gazze halkını ve direnişini selamladı.

"Yakın bir zamanda HÜDA PAR'ın dalları meyvelerini de vermeye başlayacaktır"

HÜDA PAR'ın gün geçtikçe büyüdüğüne işaret eden Ramanlı, "Allah'a hamdolsun, zor ve zahmetli zamanlardan sonra ektiğimiz tohumlar günbegün tomurcuklarını toprağa bırakmıştır. Büyüdüler, yeşerdiler ve artık çiçek açıyorlar. Bugün o çiçeklerin kokusu bütün ülke ve şehirlerde yayılmaktadır. Bu tohumun yeşermesini ve büyümesini beklemeyenler şu an hayranlıkla izliyor. Bu da dava ağacının dallarının yeşermesini ve büyümesini beklemeyenler bugün şaşkınlıklar içerisindedirler. Bizler biliyoruz ki yeşerme ve çiçek verme, büyüme ve gelişmenin hepsi Alemlerin Rabbi olan Allah'ın izniyledir. Herkes bilsin ki çalışkan çiftçiler gibi bizim de çalışmalarımız devam edecektir. Doğudan batıya, güneyden kuzeye çöllerimizi orman, bozkırları da gülistan yapacağız. Ben bu müjdeyi de sizlere vermek isterim; yakın bir zamanda HÜDA PAR'ın dalları meyvelerini de vermeye başlayacaktır." ifadelerini kullandı.

"Bugün Meclis'te milletimizi temsil ediyoruz ve halkımızın yükü de bizim omuzlarımızdadır"

HÜDA PAR'ın düne kadar sadece kendilerini temsil ettiklerini ancak şu anda Meclis'te milleti temsil ettiklerinin altını çizen Ramanlı, şimdi mesuliyetlerinin daha ağır olduğuna vurgu yaptı.

Ramanlı, "Bugün bizler Meclis'te milletimizi de temsil ediyoruz ve halkımızın yükü de bizim omuzlarımızdadır. Gün gelecek tüm yükler ve temsiliyetlerle, milletimizin mesuliyeti de bizim üstümüzde olacak. İşte o zaman herkes görecek ki, HÜDA PAR ağacının dallarında yeşeren meyveler ne kadar lezzetli ve faydalıdır. Alınan onca ders ve geçilen birçok merhaleden sonra HÜDA PAR'dan hala da umutlu ve ümitli olmayanlar, dizlerine vuracak ve pişman olacaklardır. Bundan dolayı ben bütün halkımıza sesleniyorum, ehli vicdan ve insaf sahiplerine sesleniyorum, yarenlerimize ve halkımızın hayırlılarına sesleniyorum, erkek ve kadınlara sesleniyorum, genç kızlara ve erkeklere sesleniyorum. Artık sağa sola bakıp aranmayın. Artık kurtarıcıların yolunu gözlemeyin. Özgürlüğümüz de kurtuluşumuz da huzur ve rahatımız da sevgi, kardeşlik, merhamet ve birlik iledir. Onlarca yıldır diyorlardı ki 'Çare ve kurtuluş nereden gelecek, bu zulüm nasıl bitecek?' İşte bugün gözüküyor ki duruşu ve iradesiyle, sözleri ve çalışmasıyla HÜDA PAR tek başına insanlık yolunun yolcusudur. HÜDA PAR adalete doğru ilerleyişin adıdır. Bu yüzden diyoruz ki: Gelin! Yeriniz burasıdır. HÜDA PAR evinizdir. Evinizi kendinizden mahrum bırakmayın. Gelin kardeşlerinize omuz olun." diye konuştu.

"Huzur ve rahatımız, başarı ve ilerlememiz adaletle mümkündür"

Asırlar geçmesine rağmen Müslüman Kürt halkının sorunlarının çözülemediğini, yaraların iyileşemediğine dikkat çeken Ramanlı, çözüm yolunun adaletten, birlikten, sevgi ve kardeşlikten geçtiğine vurgu yaptı.

Ramanlı, "Yüzyıldan fazladır, cehalet, fakirlik ve ihtilaflar bizim belimizi büküyor. Bediüzzaman Said-i Kürdi'nin bizlere tarif ettiği gibi; 'Kendimizi ittifakla, marifetle ve zanaatla donatalım ki bu acı ve yaralardan milletimizi kurtaralım. Bizler anladık ki, ittifakta kuvvet, ittihatta hayat, kardeşlikte saadet, hükumet de selamet vardır. Bizler ittihat ve muhabbet bağını güçlü tutacağız. Çünkü tek çare budur. Artık bizler, din ve devleti kemale erdirecek, ilim ve hikmeti tahsil edecek ve böylece Ahmedê Xanî'nin serzenişlerinden kendimizi kurtarmış olacağız. Çünkü huzur ve rahatımız, başarı ve ilerlememiz adaletle mümkündür. Adalet kardeşlikle, kardeşlik de sevgi ve muhabbetle mümkündür. Birlik olmadan gönüllerimizi birbirimize açamayız. Göz Aydınlığımızın (Aleyhisselam) söylediği gibi; kalbin ve gönüllerin anahtarı göstermektir. Baş tacımız İslam'dır. O bizlere adalet ve kardeşliği, sevgi ve muhabbeti emretmektedir. Milliyet ve insaniyet cevherlerimiz de bizden bunu istemektedir. O zaman kin ve düşmanlık, kıskançlık ve haset bizim haslet ve mesleklerimizden değildir. Sevgi ve muhabbet güneş ışınları gibidir, kin ve haset buzlarını eritir. Bu yüzdendir ki kin ve hasedin askerleri muhabbetten dolayı feryat ve figan ederler. Merhamet ve sevgi halkın arasında ne kadar yayılırsa, dünya onlara daralır. Sesleri çöllerden ve dağlardan duyulur hale gelir." ifadelerini kullandı.

"Kardeşliğimiz, birliğimiz, fedakarlığımız, muhabbet ve samimiyetimiz dost düşman herkesin dikkatini çekmektedir"

HÜDA PAR olarak her geçen gün daha da büyüdüklerini dile getiren Ramanlı, "Birçokları vardır ki ya kıskançlıktan ya da bizleri sevmediklerinden bizden açıkça bahsetmiyorlar ve bahsedilmesini de istemiyorlar. Ancak şuna inanınız ki artık onlar da saklamayı başaramıyorlar. Kardeşliğimiz, birliğimiz, fedakarlığımız, muhabbet ve samimiyetimiz dost ve düşman bütün herkesin dikkatini çekmektedir. Bizler bu vasıflarımızı kaybetmemeliyiz. Övgü ve palavralara kulak asmazsak, haramlara yönelmezsek ve şahsi menfaatlere tenezzül etmezsek her adımda daha da büyüyeceğiz. Önümüz açıktır ve inşallah kimse de kapatamaz. Ancak gelin birbirimizden şunu bekleyelim. Nasıl ve ne olurlarsa olsunlar, halkımızı ve milletimizi adaletimizden, merhametimizden, muhabbetimizden, sahiplenme ve sevgimizden mahrum etmeyelim. Ola ki halkımız kıymet ve değerimizi bilmeyebilirler. Ancak biliyoruz ki en kör gözler ve en sağır kulaklar ancak sevgiyle görür. Kendimizi milletimize sevdirmeliyiz. Ta ki kendi gözleriyle bizleri görsün ve kendi kulaklarıyla bizleri duysunlar. İşte o zaman dost ve düşmanlarını ayırabileceklerdir." dedi.

"Bu milletin cevheri İslam'dır"

"Milletimizin hak ve hukukuna sahip çıkmak, eğitim ve resmi hizmetlerde Kürt dilinin korunması için çalışmak, Kürt halkının kimliği ve diğer tüm halkları bizim omzumuzda duran bir yüktür" diyen Ramanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu millet bizim milletimizdir. İslam ile bizler birbirimize bağlıyız ve birbirimizden ayrılmayız, kopmayız. Ne kadar bilmeseler de ne kadar inançlarından gafil de olsalar, her ne kadar Allah tanımazların etkisiyle ibadetlerinden uzaklaşmış da olsalar, milletimizin cevheri İslam'dır. Toplumumuzun ve özellikle gelecek neslimizin haramlardan, pisliklerden ve kötü fikirlerden korunması; inançlı bir şahsiyetin inşası için çalışmak bizim boynumuzun borcu ve onların üstümüzdeki hakkıdır. Bizler milliyet cevheriyle birbirimize bağlıyız, koparılamayız ve ayrılamayız. Onlarca yıldır başımızda duran inkâr ve asimilasyon felaketi, parçalanma, muhacirlik, fakirlik, ölüm, tutuklanma, zindan halkımızın aklını başından almıştır. Milletimizin hakkı ve hukukuna sahip çıkmak, eğitim ve resmi hizmetlerde Kürt dilinin korunması için çalışmak, Kürt halkının kimliği ve diğer tüm halkları bizim omzumuzda duran bir yüktür. Bir diğeri; insaniyet cevheriyle bizler birbirimize bağlıyız, koparılamayız ve ayrılamayız. Mahkemelerden tutun cürüm ve ekonomiye kadar, okul ve hastanelerden tutun fakir ve muhtaçların geçim ve idaresine kadar, kadın, genç ve ihtiyarların çalışmalarından tutun, belediye hizmetlerine kadar adalet davası gütmek bizim mesleğimiz ve vazifemizdir."

Çalışılmadan amaca ulaşılamayacağının altını çizen Ramanlı, "İşi bilerek çalışmak ve hikmetle yolda gitmek başarının anahtarıdır. Allah'ın izniyle bizler de muvaffak olacağız. Kıymetli kardeşlerim ve bacılarım, ilk günden bugüne kadar, birçok kardeşimiz bu büyük vazife ve mesuliyetten geri durmadılar. İmkân ve kabiliyetleri çerçevesinde bu yolda ömürlerini verdiler, kıymetli ve değerli bir miras bıraktılar bizlere. Bu vesile o azizleri rahmet ve hürmetle yad ediyorum. Bizler de sadece 'bu sefer' demiyoruz, onlar gibi diyoruz ki, 'Her Daim HÜDA PAR" diyerek konuşmasını sonlandırdı.