Başta vergi
zammı olmak üzere birçok alanda devam eden zam furyasıyla ilgili açıklamalarda
bulunan HAKSİAD Genel Başkan Yardımcısı Diyarbakır İl Başkanı Selahattin Güneş,
Enflasyona paralel olarak vergi artışının doğru bir yöntem olmadığını, söz
konusu uygulamanın işletmelerin maliyetine, istihdamına ve fiyatlarına olumsuz
yansıyacağını, vatandaşların satın alma gücünün azalmasıyla beraber gelir
adaletsizliğinin doğal sonucu olarak yatırım ve birikim olamayacağına vurgu
yaptı.
Ekonomistlere
göre 6 Şubat depremleri, seçim öncesinde yapılan bütçe harcamaları, EYT için
çıkarılan yasa, artan enflasyona paralel olarak işçi ve memur maaşlarına
yapılan zamların bütçeye ciddi bir yük getirdiğini ifade eden Güneş,
"Ekonomik tedbirler adı altında daha önce planlanan, ancak seçim
atmosferinden kaynaklı olarak hayata geçirilemeyen bir dizi vergi düzenlemesi
bulunmaktaydı, bazıları hayata geçirilmeye başlandı ve devamı da maalesef
gelecek. Bütçe açığının hızla artması endişesine karşı dolaylı vergilere zam
yapılması Türkiye’nin yıllardır süren önemli bir sorunu olan vergi
adaletsizliğinin körüklenmesine neden oluyor." dedi.
Enflasyonun
hızlı bir şekilde artmasına paralel olarak yoksullaşmanın görüldüğüne dikkat
çeken Güneş, "Vergi artışını bütün vatandaşların üzerine yıkarak genel
Katma Değer Vergisi oranı ile yapılması çok yanlış bir uygulama olarak
görülüyor. Katma Değer Vergisindeki artıştan önce özellikle kamuda tasarruf,
şeffaflık ve servet vergisi kalemleri masaya yatırılmalıdır. KDV’ye zam
yapılması ürün fiyatlarının artırılmasıyla enflasyonun yükselmesinin yolunu da
açmış olacak." ifadelerine yer verdi.
"Ekonominin kötü
gidişatının yükünü dar gelirliye bindirmek, yoksulluğu tabana yaymak
demektir"
Türkiye’de
vergi kültürü ve vergi denetiminin çok başarılı olmadığının altını çizen Güneş,
hükümetin yaptığı uygulamayı "denetlenmesi yapılmayan vergi toplama işini
vatandaşlara yayarak vatandaştan vergi toplamak" olarak nitelendirdi.
Söz konusu
uygulamalardan en dikkat çekenin Katma Değer Vergisi'ne getirilen KDV artışının
olduğunun altını çizen Güneş, KDV yükü, iş dünyasının veya üreticinin
sorunundan çok nihai tüketicilerin sorunudur. Enflasyonun yarattığı olumsuzluğu
kaldırmak için sürekli yüksek oranlı zamlar yapılıyor bu zamlar neticesinde
vatandaşın satın alma gücü maalesef yükselmiyor." diye belirtti.
Güneş,
"Vergi zamları ekonomide kayıt dışılığı arttıracaktır. Ek vergiler ve
vergi zamları ile ekonominin kötü gidişatının yükünü dar gelirliye bindirmek,
yoksulluğu tabana yaymak demektir. Bu yöntem uzun vadede üretimi ve istihdamı
azaltacaktır. Dolayısıyla vergi artışları ekonomiyi iyileştirmeyeceği gibi
sosyal adaleti de zedeleyecektir. İnsanların eline para geçtiğinde, talep
artıyor bu durum tekrar enflasyonun artmasına neden oluyor enflasyon artınca
maaş zammını yaratıyor, böyle bir kısır döngü ile devam ediyor. Bu şartlarda en
düzenli vergisini ödeyenler maaşı eline geçmeden vergisi kesilenlerdir."
şeklinde konuştu.
"Türkiye halkının
yapısına uygun olmayan faizler ekonomiyi zora sokuyor"
Dışa bağımlı
bir ekonominin kendi ayakları üzerinde durması çok zor olduğunu kaydeden Güneş,
"Zaman zaman bu tür ekonomik sıkıntıların oluşması kaçınılmazdır.
Türkiye’nin demografik yapısını, inanç ve sosyolojik durumunu iyi bilip ona
göre kararlar almak gerekir. Faiz olayına Türkiye halkının nasıl yaklaştığını
hepimiz müşahade ediyoruz. Türkiye halkının yapısına uygun olmayan faizler
ekonomiyi zora sokuyor. Batıda kabul gören ekonomik düzenlemeler maalesef
Türkiye’de kabul görmüyor." dedi.
Vergi
uygulamalarının doğuracağı sonuçları sıralayan Güneş, şu ifadelere yer verdi:
"Daha
fazla kazanandan daha fazla vergi alınması gerekiyor. Nihayetinde vergi
artışından en ciddi, en gerçekçi etkilenenler maalesef toplumun tüm tüketici
bireyleridir. Vergi zamları ticaret sektöründeki işletmelerin maliyetine,
istihdamına ve fiyatlarına olumsuz yansıyacaktır. Gelire çok fazla vergi
yükünün bindirilmesi ile kayıt dışı ekonominin yolu açılmış olacaktır.
Vatandaşların satın alma gücü azalacaktır. Gelir adaletsizliğinin doğal sonucu
olarak yatırım ve birikim olamayacaktır." (İLKHA)