Zekat ve fitre vermek isteyenlerin ihtiyaç sahibi kimselere
ulaşma konusunda sorun yaşayabileceğini ifade eden Yalçın, verilecek olan fitre
ve sadakayı bu işi en güzel şekilde yürüten İslami hassasiyeti olan kurum ve
kuruluşları vekil tayin ederek verebileceklerini ifade etti.
Zekât ve fitre ibadetlerinin tanımını yapan İTTİHADUL ULEMA
Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın, ihmal edilmesi durumunda
toplumsal yönden oluşan huzursuzluk ortamına dikkat çekerek fitre ve zekâtın
sosyal dengeye etkisine vurgu yaptı.
Zekatın ve fitrenin kimlere verilebileceği hakkında konuşan
Yalçın, cihat yapanlara verilmesi gerektiğine şu anda da cihadın yapıldığı tek
yerin Gazze olduğunu, oraya da zekâtın verilmesi gerektiğini ve onların orada
devam edebilmeleri ve direnebilmeleri için bir yardıma ihtiyaçları olduğunu
dile getirdi.
"Namaz kılma aşkı, zekât verme aşkı ile bir
olmalıdır"
Zekatın ne kadar önemli olduğunu Allah'ın, Kur'an-ı Kerim'in
bir çok ayetinde belirttiğini ifade eden Yalçın, "Allah, Kur'an-ı Kerim'in
birçok ayeti kerimesinde 'namazınızı kılın, zekâtınızı verin' diye emrediyor.
Bu ayeti kerimeler zekâtın farz olduğunu ve mutlaka verilmesi gerektiğine
delalet eder. Özellikle zekât, namazla birlikte zikrediliyor. Burada zekâtın ne
kadar ehemmiyetli olduğu da ortaya çıkıyor. Peygamber Efendimizin vefatından
sonra bazı kabileler zekât vermeyi istemediklerinden dolayı Hazret-i
Ebubekir'de onlara savaş açmış. Zekât, İslam'ın 5 rüknünden bir tanesidir.
Dolayısıyla zekât verilmese İslam'ın 5 temelinden bir temeli eksik olur. Her
bir Müslüman'ın malı varsa, şartları yerindeyse zekatını mutlaka vermesi lazım.
Namaz kılma aşkı, zekât verme aşkı ile bir olmalıdır." şeklinde konuştu.
"Zekatın kimlere verileceği Kur'an-ı Kerim'de
belirtilmiştir"
Gazze'deki mücahitlerin mücadelelerine devam edebilmeleri
için yardıma ihtiyaçları olduğunu dile getiren Yalçın, "Zekâtın verileceği
kimseleri Allah, Kur'an-ı Kerim'de belirlemiştir. Bunlar; fakirler,
miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i
kulûb adı verilen kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten
kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihat edenler ve yolda kalmış
olanlardır. Tabi günümüzde daha çok fakirler, miskinler, borçlulara veriliyor.
Şu anda cihadın yapıldığı memleket vardır ki o da Gazze'dir. Oraya da zekâtın
verilmesi gerekir. Çünkü onlar orada devam edebilmeleri ve direnebilmeleri için
bir yardıma ihtiyaçları vardır. Peygamber Efendimizin zamanında nasıl ki
mücahitlere zekât veriliyor idiyse bu mücahitlere de gönül rahatlığıyla
verilmelidir. Memleketimizdeki fakirleri ve akrabalarımızı da
unutmayacağız." dedi.
"Allah fakir ile zengin arasında dengeli olması
için zekâtı farz kılmıştır"
Zekat doğru ve hak bir şekilde verildiği zaman dünya
üzerinde fakir kalmayacağına dikkat çeken Yalçın, "Zekatını vermek isteyen
kişi kendi çevresinde veya kendi imkanlarıyla yeteri kadarıyla fakirlere
ulaşamayabilir. Günümüzde İslami bazı müesseseler var bu işi güzel bir şekilde
yürütüyorlar. Bu müessesleri vekil olarak tayin ederek zekatını verebilir.
Zekâtın ehemmiyeti gerçekten de çok önemlidir. Allah her bir insanı başka bir
şekilde imtihan ediyor. Bazıları zenginlikle bazıları da fakirlikle imtihan ediliyor
ve bu tamamen Allah'ın elinde olan bir şeydir. Bundan dolayı Allah'u Teâlâ
fakir ile zengin arasında dengeli olması için zekâtı farz kılmıştır. Zekât
doğru ve hak bir şekilde verilirse
yeryüzünde belki fakir kalmaz. Zekât, fakir ile zengin
arasındaki çekişmeyi ve uçurumu ortadan kaldırır." ifadelerini kullandı.
"Yaşayan her bir Müslüman fıtır sadakasını
vermesi gerekiyor"
Fıtır sadakasının önemine dikkat çeken Yalçın, "Yaşayan
her bir Müslüman fıtır sadakasını vermesi gerekiyor. Bayram günü ve gecesi
boyunca nafakasından ve nafakasından yükümlü olan kimselerin nafakasından fazla
malı varsa mutlaka fıtır sadakasını vermesi lazımdır. Fıtır sadakası her yıl
değişiyor ama Şafii mezhebinde 2 buçuk kilo buğday tespit edilmiş. Yalnız
günümüzde buğdayın verilmesi pek ifade etmeyeceği için alimlerimiz Hanefi
mezhebini taklit ederek vermenin daha uygun olacağını söylemişlerdir. Fıtır sadakası
vermenin zamanı Ramazan ayının başından sonuna kadarda verilebilir. Vacip
olması ise Ramazan ayının son gününün güneşin batmasıyladır. Kişi fıtır
sadakasını vermezse günaha girmiş olur ve boynuna borçtur. Ne zaman imkânı
olursa onu mutlaka vermesi lazımdır. Rabbim bizlerden ve bütün Müslüman
kardeşlerimizden zekatlarını, fıtırlarını, oruçlarını, bütün ibadetlerini kabul
etsin ve İslam ümmetini bir an evvel zafere ulaştırsın." diye konuştu.
(İLKHA)